Biliyorsunuz, burada genel olarak film/kitap vs. yorumlarım dışında yazıları pek yazmıyorum. Bazenleri Twitter'da gündemdeki olaylar hakkında görüşümü belirtiyorum sadece. Hande Kader'in başına gelenleri düşündükçe adeta içim yanıyor, bu yüzden bu konuda birkaç şey söylemek istedim.
Hande Kader henüz 23 yaşındaymış, trans bir kadınmış. LGBTİ aktivisti, iş bulamadığı için de seks işçisi bir bireymiş. Kendisine önce tecavüz ediliyor, sonra da yakılarak öldürülüyor. Bu bir vahşettir. Bunun nasıl bir açıklaması olabilir? Hande Kader'in yaşama hakkını kim, ne hakla onun elinden böyle bir vahşetle alabilir? Açıklayamıyorum, sadece bunları düşünürken donakalıyorum.
Diğer insanlardan"farklı" olmak kesinlikle kolay bir şey değil. Ülkemizde kadın olmaktan daha zor olan şey lezbiyen ya da trans bir kadın olmak. Otomatikman anormal biri oluyorsunuz çünkü. Çevresine hiçbir zararı olmayan, kendi hayatını yaşayan insanlara anlamsız bir nefretle saldırıldığını, onların katledildiğini her öğrendiğimde buna daha çok inanıyorum. Kadın ya da erkek kesinlikle fark etmez, sizin kendi normallik anlayışınıza uymuyorsa bu onun hastalıklı olduğunu, öldürülmesi gerektiğini göstermiyor. Hepimizin yaşama hakkı var, kimsenin de kimsenin canını almaya hakkı yok. Bu insanlar ne yapıyor da bu kadar nefreti hak ediyorlar? Bu "ahlak" anlayışı tamamen ikiyüzlüdür, kesinlikle kabul edilecek bir olgu da değildir. Bir insan sadece yaşadığı için nefreti hak etmiyor.
Ve nefret öldürüyor. Bu gibi nefret cinayetlerinin de artık bir son bulması gerekiyor. Lütfen, siz de sessiz kalmayın. Bu nefret her geçen gün bambaşka bir şekil alıyor, bambaşka birini de aramızdan alıp götürüyor.
İstanbul'da olanlar için, Taksim Tünel'de bu pazar saat 19.00'da Hande Kader için, herkes için adalet adına yürüyüş düzenleniyor.
Umarım bir gün her türlü nefret bitebilir, insanlar birbirine saygı duyabilir... Ola ki o zaman gelebilirse, eminim ki çok şey olumlu yönde değişecek.
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.