Şubat 2023 - vulnicure

27 Şubat 2023 Pazartesi

Mona Lisa Smile (2003) | BCP

Pazartesi, Şubat 27, 2023 13
Mona Lisa Smile (2003) | BCP

Blogları Canlandırma Projesi'nin 2022 yılındaki eksiklerimi tamamlamaya devam ediyorum. Sırada kasım ayı var. 

Projede 2022 yılının kasım teması "öğretmen ve okul" idi. 24 Kasım'ı düşününce çok anlamlı bir temaydı ancak bu tema bana çok çektirdi. Geçen sene kasım başlarındayken temayı düşünerek Reşat Nuri'nin Çalıkuşu eserini bu vesileyle alayım, okurum demiştim. İnternette fiyatın 140 TL olduğunu görünce 1 ay İstanbul sahaflarını gezdim durdum. Yok, yok, yok. Bulabildiğim tek şey gençler için sadeleştirilmiş versiyonu ya da internetten daha pahalı sıfır ürünler oldu. Hangi semte, ilçeye gitsem yola çıkmadan o bölgenin sahaflarını araştırdım ama bu amaçla gezdiğim onlarca sahafa rağmen bir türlü kitabı bulamadım. Son çare Beyazıt Sahaflar Çarşısı'na gittim, ki tüm tarihi dokusuna rağmen benim çok da sevmediğim bir yerdir, sağ olsunlar oradakiler bana o kitabı hayatta bulamazsın diye açıkladılar güzelce. Meğer İnkılap Yayınları kitabı, hatta genel anlamda Reşat Nuri'nin kitaplarını pek basmıyormuş. Telif mevzusunun fiyatlandırmada yarattığı etkiyi anlatmaya bile gerek yok. Bir an önce 2026 gelse de Reşat Nuri'yi satın alıp okuyabilsek artık. Şu yaşıma geldim, daha okuyabildiğim Reşat Nuri kitabı sayısı çok sınırlı.

Sonralarda evde Acımak'ı buldum, burada da bir öğretmen vardı galiba diyerek kitabı okudum ama okuyunca bu tema için çok da doğru bir eser olmadığını düşündüm. Başka da kitap aramakla uğraşmadım, dizilere geçtim. Öğretmen dizileri genelde ya 100 sezonmuş, ya da IMDb puanı 4 sularında yüzüyormuş meğer. Abbott Elementary dışındakileri eledim. Tam işte aradığımı buldum diye sevinirken dizinin şu anda yayınlanmakta olduğunu ama yeni bölümlerinin Disney+'a gelmediğini öğrendim. Korsan dizi siteleriyle mi uğraşacağım, sonra izlerim diyerek onu da eledim. Geldik filmlere. Eğitim, öğretmenlik filmi denince ay şunu da kesin izlemeliyim dediğim hiçbir filmi bulamadım. Ölü Ozanlar Derneği'nin de üstüne konuşacak bir şey bulamadım. Ben de uğraşmayı bıraktım, izlenebilir dediğim ilk film Mona Lisa Smile'ı seçtim. Sonunda 2023'te, şubat sonunda şu temaya veda edebiliyorum. Uzun lafın kısası, kasım teması bana epey bir mesai yaptırdı dostlar. Neyse ki 2023'te böyle bir temamız yok da bir daha uğraşmayacağım. 2026'da hala bu etkinliği yapıyor olursak Reşat Nuri'nin telifinin de sona ermesiyle bizzat ben teklif edeceğim kasım ayı temasını :)


Film, 50'li yıllarda muhafazakar anlayışlı özel bir kadın akademisinde öğretmenlik yapmaya başlayan Katherine'i konu ediniyor. Katherine bu okulda Sanat Tarihi bölümünde öğretmenlik yapmak için Los Angeles'taki erkek arkadaşını ve hayatını bırakıyor. Okuldaki ilk dersinde tüm öğrencilerinin müfredat ve kitapta sorumlu olunan her şeyi zaten bildiğini fark ediyor ve öğrenciler tarafından küçük düşürülüyor. Katherine de bundan sonraki derslerinde öğrencilerini modern sanatla tanıştırıyor ve onları kutunun dışına çıkaran, düşündüren bir öğretim metoduyla ezber bilgilerden uzaklaştırmaya, evlenmekten daha büyük ve değerli başarılara teşvik etmeye başlıyor. Katherine'in liberal yaklaşımı ve hayat tarzı elbette muhafazakar okulun yöneticilerini ve bazı öğrencilerini rahatsız ediyor.

Film zamanında pek sevilmemiş, hatta dalga da geçilmiş. Ama aradan geçen 20 sene, yükselişe geçen dark academia estetiği ve kafa dağıtmaya yönelik keyifli filmlerin tekrardan değer görmesiyle bana kalırsa bu filme epey yaramış. Çok farklı bir konusunun olmadığına ve yer yer benzer filmlere fazla benzediğine ben de katılıyorum, karakterleri biraz tanıyınca neler olacağını tahmin etmek de zor olmuyor ancak filmin klasik ve modern sanat kıyası üzerinden kurduğu temeli, karakterlerin bu minvaldeki sohbetleri filmin estetiğiyle birleşince ortaya gayet keyifli bir sonuç çıkıyor. Herkesin doğrusunun tek ve aynı yoldan geçmediğini göstermesini de çok sevdim. Ayrıca kadroda karşımıza çıkan şimdilerin ünlü yüzlerini görmek harikaydı.

Sanattan beslenen, izledikçe insana huzur veren dönem filmlerini ve Gilmore Girls'ü sevenler kaçırmasın. :)

25 Şubat 2023 Cumartesi

Oscar 2023 Filmleri Maratonu #2

Cumartesi, Şubat 25, 2023 12
Oscar 2023 Filmleri Maratonu #2

 Merhabalar,

Geçenlerde bu yazıda 2023 Oscar filmlerini izlemeye giriştiğimi ve katılmak isteyenleri beklediğimi söylemiştim. Filmleri izledikçe yorumlarımı burada paylaşacağım.

Geçen sene bu işe kalkıştığımda önümde çok uzun bir zaman dilimi vardı, bu sene öyle bir şansım olmadı. Hem izlemek hem yorumlamak fazla uzun zaman alıyor, bu sebeple görüşlerimi hep çok kısa tutacağım. Nereye kadar izleyebilirim hiçbir fikrim yok, elimden ne gelirse artık.

22 Şubat 2023 Çarşamba

Addams Ailesi | BCP

Çarşamba, Şubat 22, 2023 19
Addams Ailesi | BCP



Önceki yazımda Blogları Canlandırma Projesi'nin 2022 yılı temalarındaki eksiklerimi tamamlayacağımı söylemiştim. Geç de olsa eksik olduğum 3 ayın temasına uygun örnekleri seçtim, başlıyorum. 

Projede 2022 yılının ekim ayının teması "zombi ve gotik" idi. Bu temanın ikinci kısmının bir örneği yılın son aylarında büyük küçük herkesin radarına girdi, sadece 3 haftada Netflix'in en çok izlenen 2. İngilizce dizisi olmayı başardı. Wednesday'den bahsediyorum tabii ki. Ben bu diziyi bloguma taşımak için çok ama çok geç kaldım, biliyorum, ama hazır böyle bir tema ayağıma gelmişken daha iyisini mi bulacağım? :)

Wednesday, adını meşhur Addams Ailesi'nin kızından alıyor. Baş karakterimiz Wednesday, yaşadığı bir olay sonrasında normal insanların olduğu okulundan atılıyor ve dışlanmışların gittiği Nevermore Akademisi adlı özel bir okula gönderiliyor. Ancak Wednesday'in soğuk ve duygusuz yapısı onu dışlanmış ve canavarımsı tiplerle dolu olan okulunda bile uyumsuz birine çeviriyor. Okuluyla başı beladan eksik olmayan Wednesday bir yandan gizemli bir cinayeti çözmeye çalışıyor.

Tim Burton'ın yapımcıları arasında bulunduğu Wednesday, tam da onun stiline uygun gotik bir tonda ilerliyor. Bölümler hem keyifli, hem de tahmin edilir yapılarına rağmen güzel yedirilen gizem unsurlarıyla kendini izletiyor. Wednesday haricindeki Addams ailesi üyeleri arka planda kalsalar da dizide tanıştığımız karakterler ilgi çekiyor, oyuncuların hepsi rolleriyle bütünleşen performanslar sergiliyor. Birkaç jenerasyonu birden yakalamayı başaran bu kaliteli dizi bana kalırsa Netflix'in popüler işleri arasında en iyilerden olarak hatırlarımızda uzun yıllar kalacak.


Diziyi izledikten sonra bu aileyi daha çok tanımak istedim ve hemen farklı yapımlarını araştırmaya başladım. Uzun zamandır izleme listemde olmasına rağmen 1991 yapımı The Addams Family filmini izlememiştim. Hatta Wednesday'i izleyene kadar 1938'de başlayan ve çeşitli uyarlamalarla sürekli ilgi gören bu kurgu ailenin ününden hiç haberim yoktu. Nasıl kaçırmışım inanın hiç bilmiyorum ama Wednesday dizisi beni bu aileyle ve dolayısıyla 90'lardaki film uyarlamalarıyla tanıştırdığı için minnettarım çünkü The Addams Family ve devam filmi Addams Family Values, benim izlediklerim arasında türünün en eğlenceli işlerindendi. 30 yıllık filmler oldukları için görsel efektler anlamında Wednesday kadar iyi olmadıklarını söylemeye gerek yok ama her iki film de hikayeleri ve işleniş biçimleriyle o kadar iyi ki, bu kıyaslamayı yapmaya ihtiyaç duymuyorsunuz.

Wednesday dizisi adını aldığı karaktere odaklanıyordu, bu iki film isimlerinden de anlaşılacağı gibi tüm aileyi anlatıyor. Aile içi dinamikleri, karakterlerin motivasyonlarını çok daha iyi anlıyorsunuz. Eğer Wednesday'i sevdiyseniz bu iki filmi kaçırmayın derim.

Küçük bir detay: Bu iki filmde Wednesday'e hayat veren Christina Ricci, geçen yıl yayınlanan dizide Wednesday'in öğretmeni karakterini canlandırıyor.

20 Şubat 2023 Pazartesi

Oscar 2023 Filmleri Maratonu #1

Pazartesi, Şubat 20, 2023 20
Oscar 2023 Filmleri Maratonu #1


Oscar sezonu açıldı. Aslında açılalı çok oldu da, ben sınavlardan bir türlü buraya taşıyamadım. Sonra malum; ülke olarak kendimizi çok acı bir sürecin ortasında bulduk, hiçbirimizin ne filmle ne de başka bir şeyle ilgilenecek hâli kalmadı. Geçen sene çok değerli Oytunla Hayat keyifli bir Oscar adayı filmleri izleme etkinliği düzenlemişti, ben de bu zor günlerde kafa dağıtmak isteyenler olursa diye bu sene bu etkinliği düzenlemek istedim.

Oscar Ödülleri bu yıl 13 Mart'ta düzenlenecek, yani 1 aydan az zaman var. Katılmak isteyenlerin aday olan her filmi izleme şartı yok. İster tek film izleyin, ister 30 film izleyin, isterseniz törenden 1 gün önce şu kazansın bu kazansın diye bir liste yapın, hiç fark etmez. Yazacaklarınızın Oscar ile alakası olması yeterli. Sonuçta amacımız kafa dağıtmak, kısa süreliğine de olsa kendimizi başka dünyalarda bulmak. Tüm adayların listesine bu linkten ulaşabilirsiniz.

Ben 1 ay kadar önce adaylar açıklandığında kendime yazının devamında paylaştığım bir izlenecekler listesi hazırlamıştım ama artık oradaki tüm filmleri izlemeye zamanım yok çünkü 33 filmden sadece 9 tanesini izleyebildim. Kalan süreçte kendimi zorlamayacağım, canım ne kadarını izlemek isterse ve ne kadarına zaman ayırabilirsem o kadarını izleyip burada geçen seneki gibi kısa yorumlarımı paylaşacağım. Ucundan kıyısından bana katılmak isteyen herkesi beklerim, şimdiden iyi seyirler :)

25. Yılında Titanic: 3D İzlemeye Değer Mi?

Pazartesi, Şubat 20, 2023 20
25. Yılında Titanic: 3D İzlemeye Değer Mi?

Babaannelerimizin bile izlediği ya da en azından hikâyesine vakıf olduğu, uzun yıllar dünya çapında en çok hasılat yapan film olarak kalmayı başarmış Titanic'i yorumlama niyetinde değilim. Aradan geçen çeyrek asırda kendini fazlasıyla ispatlayan filmin olumlu olumsuz her bir noktası didik didik incelendi, gerek günlük hayatlarımızda gerekse çeşitli yapımlarda her bir saniyesine referanslar yapıldı zaten. Film herkeste öyle yer edindi ki 25. yıldönümü sebebiyle 3D teknolojisi ve iyileştirilmiş görüntüsüyle dünya genelinde 10 Şubat'ta yuvasına, sinema salonlarına döndü. Eh, ülkemizde iyi sinema salonlarının söz konusu IMAX ya da 3D olunca artık üç basamaklı sayılarda bilet kestiğini söylemeye lüzum bile yok. Ben de bir çeşit "bu ekonomide gitmeye değer mi" yazısı yazmak istedim.

Trajedinin, kavuşamamanın aşk hikâyelerindeki yerini hepimiz biliyoruz. Bu gibi anlatılar insanlığın duygu yüklü yanına sayısız kültürde her daim hitap etmiş, farklı formlarda kendine yer edinmiş. 20. yüzyılın Romeo ve Juliet'i edasıyla izleyiciyi tam da buradan yakalayan film bunu korkunç bir kaza üzerinden anlatmasına rağmen öyle kendine has, büyüleyici bir atmosfer yakalıyor ki bir anda kendinizi kapılmış gitmiş buluyorsunuz. İnsanı tüylerini ürperterek kendine çeken bu atmosferde film müziklerinin bestecisi James Horner'dan tutun seçilen renk paletlerinde, kurulan müthiş sette emeği geçen herkesin payı var. Zaten filmin yönetmeni James Cameron; ailecek toplaşıp izlenilecek Hollywood filmlerini sahiden çok iyi çekiyor, görsellik konusunda işini biliyor. Son dönemlerde büyük bütçeli filmlerin karanlıklığı seyircinin tepkisini çekerken James Cameron'ın yönettiği bir filme gidiyorsanız bilirsiniz ki bu durum ihtimal dahilinde bile değildir, o filmin her bir detayını incelikle işlenmiş biçimiyle göreceğinize emin olarak salona adımınızı atarsınız. Titanic'in izleyiciyi böylesine yakalamasında bu durumun en güzel örneklerinden biri olmasının da payı var diye düşünüyorum. Ama işte, film zamanında 3D'ye uygun olarak hazırlanmadığı için yeniden gösteriminde bu formatla bir türlü bütünleşemiyordu. Bana sorarsanız 3D'nin filme ciddi anlamda bir katkısı da yoktu, hatta iyi olmayan salonlarda izleme tecrübesini olumsuz etkileyecek gibiydi. Ben filmi nispeten yeni olduğu için fena olmayan bir salonda 3 boyutlu olarak izledim; kesinlikle kötü değildi ama dürüst olmak gerekirse pek lüzumlu da değildi.

Benim gibi yaşı Titanic'e yetmeyenler ya da VCD/DVD/Torrent/Netflix/HD Film Cehennemlerinin illegal bahis reklamları eşliğinde Titanic ile tanışanlar; imkanınız varsa en yakın sinema salonunuzun web sitesini incelemenizi tavsiye ediyorum. İyi bir ses ve görüntü sisteminde yakalayabilirseniz bu filmin beyaz perdede deneyimlenince uyandırdığı hisler sahiden bambaşka. Filmi zamanında sinemada izleyenler ya da 2012'deki tekrar gösterimine gidenler; Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında ikamet ediyorsanız ve filme ya da genel olarak sinemaya büyük ilgi beslemiyorsanız 3 saatinizi ve paranızı başka yerlerde değerlendirebilirsiniz çünkü görüntüdeki iyileştirmelere rağmen eleştirmenler filmde gitmeye değecek ölçüde farklılıklar olmadığını söylüyor. Hatta yakalanabilirse 2D şekilde izlemenin daha verimli olduğu sıkça karşılaştığım yorumlar arasında.

 Filmin ne kadar süre daha vizyonda kalacağını bilmiyorum ancak bu cuma vizyona yeni bir Marvel filmi giriyor, bu sebeple özellikle iyi salonlarda gösterimleri azalacaktır. Kısacası siz de Tanrı'nın bile batıramayacağı bu gemide Rose ve Jack ile bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız efsane film Titanic iyileştirilmiş görselleriyle kısa süreliğine tekrardan vizyonda, kaçırmayın.


19 Şubat 2023 Pazar

Jeen-Yuhs: A Kanye Trilogy (2022) | BCP Ocak

Pazar, Şubat 19, 2023 18
Jeen-Yuhs: A Kanye Trilogy (2022) | BCP Ocak


Blogları Canlandırma Projesi koca bir yılı devirdi, ne ara biri bitti de ötekine geçtik hiç anlayamadım. Geçen yılın son aylarındaki eksiklerimi kapatmadan evvel yeni yılın ilk temasıyla bu etkinliğe tekrardan başlamak istedim. Bu keyifli etkinlik hakkında bilgi almak ve katılmak isterseniz sizi bu linke alayım.

Projede ocak ayının teması "gerçeğe dayanan olaylar ve biyografi" idi. Daha ilk aydan müthiş çeşitlilik sunan bir tema olmasına rağmen ne yalan söyleyeyim, ben bu temada istediğim bir şeyler seçmekte zorlandım. Artık IMDb'den rastgele bir biyografi filmi seçme noktasına gelmişken Netflix listemdeki Kanye West belgeseli Jeen-Yuhs dikkatimi çekti. 

Baştan uyarımı yapayım: Kanye West'in son yıllarda kendini konumlandırmayı seçtiği noktanın tamamen karşısındayım. Kendisi geçmişinden, sanatından ve psikolojik rahatsızlıklarından aldığı kredilerin sonsuz olduğunu sandı. Hatta işi o kadar ileri bir boyuta sürükledi ki açık açık Yahudilik karşıtı söylemlerde bulunsa dahi Adidas'ın onu bırakamayacağını iddia etti. Tüm bu yüzsüzlükleri karşısında çok güvendiği Adidas ve GAP işbirlikleri elinden uçtu gitti. Kendisi şimdilerde daha sessiz ama artık iyice zıvanadan çıkma seviyesine erişmiş söylemleri uzun yıllar zihinlerden silinecek gibi değil. Yine de itiraf etmek gerekirse ben kendisinin hayranıydım. Belki de bu sebepten yıllar içerisinde dönüştüğü kişiye tanıklık etmek beni bu kadar üzmüştür, bilemiyorum. Her ne olursa olsun bu belgesel bizzat Kanye West'in elinden çıkmadığı için bir şans vermeye karar verdim.

3 kısımdan oluşan Jeen-Yuhs belgeseli ilk olarak bizi Kanye West'in henüz solo çıkışını yapmadığı, beatlerini satıp prodüktörlük yaparak ekmeğini kazandığı günlere götürüyor. Genç Kanye o zamanlarda ne yaparsa yapsın rapper kimliğiyle etrafındakilerden değer göremiyor. Ancak onun potansiyelini fark eden bir isim var: Coodie Simmons. Chicago'daki hip-hop ortamlarından Kanye'yi tanıyan komedyen Coodie, Jay-Z'nin Izzo (H.O.V.A.) şarkısını dinleyip Kanye'nin prodüktörlük yaptığını öğrendikten sonra işini gücünü bırakıp Kanye hakkında bir belgesel çekmeye karar veriyor ve onun ardından Chicago'dan New York'a taşınıyor. Belgesel boyunca Kanye West'in Ye'ye dönüşümünü kendi perspektifinden anlatarak 20 yıllık bir sürece ışık tutuyor.

Belgeselin ilk kısmı; yalnızca Kanye West'in bir yıldız olduğu dönemlere tanıklık edebilmiş benim gibi kişiler için aslında başlangıçta her şeyin Kanye lehinde ilerlemediğini, ilk albümle gelen o müthiş başarılı sürece giden yoldaki zorlukları anlatıyor. Albümdeki şarkıların ve bazı müzik videolarının yapım süreçlerinin yanı sıra pek çok tanıdık isim karşımıza çıkıyor, onların o dönemde Kanye hakkındaki düşüncelerini öğreniyoruz. Bu isimlerin büyük kısmı başlangıçta Kanye'ye tam anlamıyla inanmıyor ama tüm olumsuzluklara, reddedilmelere, ciddiyetten uzak tavırlara rağmen Kanye'nin sanatından ve müziğinin piyasada uyandıracağı etkiden emin olduğunu görüyoruz. Tam burada devreye beklenmedik vefatıyla Kanye'nin hayatında asla kapanmayacak derin bir yara olmuş annesi Donda West ile ilişkisi giriyor. Oğluna güvenen, inanan, destek veren ancak sınırlarını bilmeyi de tembihleyen bir anne tarafından yetiştirilen Kanye'nin kendine olan güveninin sebebini de burada rahatlıkla gözlemliyoruz: Arkanızda sizi sevmekten başka bir motivasyonu olmayarak dağ gibi duracak biri varsa kendinize güveniyorsunuz. 

Belgeselin ilerleyen bölümlerinde, The College Dropout ile müzik endüstrisine adını hızlıca kazıyan Kanye aynı hızla Coodie'den uzaklaşmaya başlıyor. Kendisinin her an daha da büyüyen dünyası ve egosu başlarda yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen ikiliyi birbirinden koparınca Coodie tamamlanmayan belgesel görüntülerini rafa kaldırıp kendi hayatına odaklanıyor. Kader zaman zaman ikiliyi tekrar tekrar bir araya getirse de bir zamanlar New York'ta stüdyodan stüdyoya mekik dokuyan ikilinin yakınlıklarının artık çok uzak günlerde kaldığını anlayabiliyoruz. Aslında belgesel Kanye'nin Ye'ye giden sürecini biraz da bunun üzerinden ele alıyor; bir zamanlar Kanye'nin her anına tanıklık etmiş Coodie'nin eski bir tanıdık, hatta kimi zaman bir yabancı konumuna gelişiyle magazinel değeri yüksek bir figürün hayatı ve karakterindeki değişimleri Coodie'nin konumu ve gözlerinden gösteriyor.

Jeen-Yuhs; Coodie'nin insana empati yaptıran başarılı anlatıcılığı, iyi hikâye sunuş stili ve elbette harika müzikleriyle son zamanlarda izlediğim en keyifli belgesellerdendi. Zıpır diye tabir edebileceğimiz nüktedan, özgüvenli, yaratıcı, öz farkındalığı yüksek ve dünyaya söylemek istedikleri olan bir adamın geldiği noktayı düşündürmesi açısından ayrıca etkileyiciydi. Chicago ve New York'un 2000'li yılların başlarındaki hip-hop dünyasına ışık tutmasıyla da meraklısının ilgisini çekeceğine eminim.

17 Şubat 2023 Cuma

-

Cuma, Şubat 17, 2023 6
-
Herkes gibi ben de günlerdir şok içerisindeyim, ne oluyor ne bitiyor anlayamadan takvim yapraklarının dur durak bilmeden ilerlemesini izliyorum. Kalbim kırık. Yitip giden binlerce canı, silinen tarihi, çekilen acıları düşünmediğim gün olmuyor. Elimden geleni yaptım ama aslında ne yapacağımı tam olarak bilemiyorum, sadece üzgünüm.

Hayatlarımız artık eskisi gibi devam edecek mi, inanın bilmiyorum. Evimde sıcak sıcak otururken bunun sorgulamasını yapıyor olmak bile bana kendimi suçlu hissettiriyor zaten. Yine de bizim bir şeyler yapmamız lazım, yoksa psikolojimiz dönüşü olmayan hasarlar alacak ve günü geldiğinde sormamız gereken hesapları soramayacak kadar bitik olacağız. Yaşanılanları unutmadan bir şekilde hayatı sürdürmeye devam etmek gerekiyor.

Depremin ilk günlerinde burada yardımlaşma linklerine dair bir paylaşım yapmıştım. Bu linkte artık güncelliğini korumayan sayfalar olsa da yardımlaşmamız kesinlikle bitmedi. Gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra o paylaşımımı blogumda sağ üst tarafa sabitleyeceğim. Bu yazıyla beraber artık akışta en üstteki yazı olmayacağı için sağda durmasını istiyorum.

Blogumda deprem öncesinde hazırladığım stok yazılar vardı, bu süreçte kafamı dağıtmak için arada bir şeyler daha karalayınca çoğaldılar. Ben yavaştan onları yayına koymaya başlayacağım. Zaten okulumun da bu dönem uzaktan eğitimle devam edeceği açıklandı, ben de buralara elimden geldiğince sarılmak istiyorum. Sosyal medya hesaplarımı bir süre daha bilgi-destek amaçlı kullanmaya devam etmeyi planlıyorum.

Umarım hepiniz iyisinizdir. Bu zor, acı günleri daha da yaralanmadan bir an önce atlatmak dileğiyle…

6 Şubat 2023 Pazartesi

DEPREMZEDELER İÇİN YARDIM VE BAĞIŞ LİNKLERİ

Pazartesi, Şubat 06, 2023 32
DEPREMZEDELER İÇİN YARDIM VE BAĞIŞ LİNKLERİ

MADDİ YARDIM VE KAN BAĞIŞI LİNKLERİ


AFAD Deprem Bağış Hesapları

“DEPREM” yazıp 1866’ya göndererek de AFAD'a 20 TL bağış yapılabiliyor.

"AKUT" yazıp 2930'a göndererek AKUT'a 10 TL bağış yapılabiliyor.


Kızılay Türkiye Genelinde Kan Bağışı Noktaları

Kızılay Pazarcık Depremi Bağışı

Kızılay'ın Afet Yardımları Bağış Sayfası


AHBAP'ın Bağış Web Sayfası



 AYNİ YARDIM LİNKLERİ


Neredeyse tüm il ve ilçelerin belediyeleri AFAD ile koordineli bir şekilde kendi yardım tırlarını hazırlıyor, burada hepsini paylaşmak mümkün olmasa da belediyelerin resmi sosyal medya hesaplarında bu konuda bilgilendirmeler yapılıyor. Hesaplarda ihtiyaç duyulan malzemelerin listesi de var. Genel olarak ısıtıcı, battaniye, yastık, çadır, el feneri, pil, gıda kolisi, hijyen malzemeleri, bebek bezi, hijyenik ped, temiz kıyafet, temiz bebek kıyafeti, uyku tulumu, mama, Powerbank, kışlık bot ve mont, atkı-bere-eldivene ihtiyaç duyuluyor. Şu 1-2 gün içerisinde gönderilecek ürünlerin ihtiyacı kritik.


Belediyeler dışında PTT Kargo, Sürat Kargo, Yurtiçi Kargo ve Aras Kargo da paylaşılan listelerde yazan bireysel yardım ürünlerini şubelere getirince ücretsiz olarak deprem bölgelerine ulaştıracaklarını duyurdu. Kargo firmalarının konu hakkındaki duyuruları için aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz.

PTT Kargo'nun duyuru tweeti

Sürat Kargo'nun duyuru tweeti

Yurtiçi Kargo'nun duyuru tweeti

Aras Kargo'nun duyuru tweeti



Hepsiburada, Trendyol, Amazon, Çiçeksepeti, N11, Migros, PTT Avm, Morhipo ve Getir* de deprem bölgelerine ulaştırılmak üzere temel ihtiyaç ürünlerini kendi web siteleri ve uygulamaları üzerinden ticari amaç gütmeyerek ve AFAD ile koordinasyon içerisinde satışa sundu. Bu sitelerin bazılarından ayrıca dijital destek kartları da satın alınabiliyor.

Hepsiburada'nın Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

Trendyol'un Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

Amazon'un Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

Çiçeksepeti'nin Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

N11'in Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

Migros'un Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

PTT AVM'nin Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

Morhipo'nun Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

Yemeksepeti Deprem Seferberliği Ürünleri Satın Alım Linki

Hepsiburada'nın Deprem Destek Kartları Satın Alım Linki

Trendyol'un Deprem Destek Kartları Satın Alım Linki

Amazon'un Deprem Destek Kartları Satın Alım Linki

N11'in Deprem Destek Kartları Satın Alım Linki

Getir'in Deprem Destek Kartları Satın Alım Linki


*Getir'in ihtiyaç listesi ürünlerine yalnızca uygulamada Getirçarşı üzerinden ulaşılabiliyor.



Tüm bunlara ek olarak pek çok üniversite, üniversite kulübü, yardımlaşma derneği, kuruluş vs. koordineli yardım kampanyalarına katılıyor. Yorumlardan bana ulaşırsanız onların linklerini de yazıya ekleyebilirim. Sizler de bu yazıyı kopyalayıp kendi bloglarınızda paylaşabilirseniz çok iyi olur. Ne kadar kişiye ulaşırsak o kadar iyi. Yurt dışından da maddi yardımda bulunabilirsiniz.


BAZI FAYDALI WEB SİTELERİ:


Listenin görsellerde yer alan bu kısmı Doğan Kitap'ın bu tweetinden alıntıdır, görseller onlara aittir.


Hepimizin başı sağ olsun, yaralılarımıza çok geçmiş olsun. Sevdiklerinden haber bekleyenlerin en kısa zamanda sevdiklerine kavuşmasını tüm yüreğimle diliyorum.