Yüreğimin İklimi'nin düzenlediği meydan okumanın sorularına gitmek için buraya tıklayabilirsiniz.
6) Şunu görmeden/yapmadan ölmek istemem dediğiniz şey nedir?
Avrupa'yı karış karış gezmek. Hayal gücünün sınırlarının zorlandığı bir istek değil belki ama Türkiye'nin gidişatı sürekli daha kötüleşen ekonomisi bu isteğimi hayal olmakla sınırlı tutuyor. Eh, Avrupa üniversiteleri de buyur bize gel diye kapımda sıraya girmiyor sonuçta. Kısacası hayatımın şu anki evresinde hayalimdeki uzun ve detaylı Avrupa gezisi benim için oldukça ulaşılmaz ancak bu geziyi, hatta gezileri yapmak en büyük isteğim.
7) Çocukluğunuzdan hatırladığınız ilk şey nedir?
Çocukluğuma dair hatıralar hep birbirine karışıyor. Bazen de zihnim bana oyun oynuyor ve bana anlatılanları, fotoğraf ya da videoda gördüklerimi gerçekten hatırladığımı sanıyorum. O yüzden üstüne ne kadar düşünürsem düşüneyim bu soruya doğru bir cevap verebileceğimi sanmıyorum. Ama çok net hatırladığım kabus gibi bir anım var, onu anlatayım. Yıl 2004 ya da 2005, ben de 4-5 yaşlarındayım, ailemle Altınoluk'ta tatildeyiz. Henüz yüzme bilmediğim için şuna benzer büyük bir simitle denize giriyorum. Annemler beni önce birbirlerine ittikleri, sonra da yakın mesafeden hafifçe birbirlerine fırlattıkları bir oyun yapıyor. Beni çok eğlendiren bu oyun, babamın dozu kaçırmasıyla korkunç bir 10-15 saniyeye dönüyor. Babam fazla yukarıdan ve hızlı, oyunu aşacak bir fırlatış yapıyor, annem yakalamak için yetişemiyor. Böylece simit su yüzeyine ters düşüyor ve ben denizin altında kalıyorum. Simit oturmalı tipte olduğu için vücudumdan tak diye çıkarmak mümkün değil, mutlaka beni geri döndürmeleri gerekiyor. Ama o da çok kolay olmuyor. Hiçbir şey yapamadığım ve çırpındığım panik dolu o anları çok net hatırlıyorum, suyun içinde duyduğum annemin korku dolu sesi zihnimde canlanıyor. Şimdi bile üçümüz denizde olunca bu olayı hatırlarız, tabii artık gülüp geçtiğimiz bir anı ama o zaman hiç de gülünecek gibi değildi. Bu anı zihnimde kötü bir yer edindi ama neyse ki suya küsmedim :)
8) Biri vardı değil mi "bu insan" olmanızı sağlayan, kimdi o?
Az önce yazdığım anıdan sonra kendisi için sorumsuz ebeveyn portresi çizmemişimdir umarım, çünkü bu soruya cevabım annemden başkası değil. :) Kimseye bir şey olmadan hemen döndürülen bir kaza annemi tanımlamıyor sonuçta.
Annem hep benim elimi tuttu. Ben kendi kendimi dibe batırdığımda çıkmama yardım etti. En yakınım, en güvendiğim oldu. Bana saygı duydu, kimse dinlemediğinde beni dinledi. Söylediklerimi anlamadığında bile dinledi, anlamak için çabaladı. Beni kendisinin bir uzantısı olarak görmedi, değerimi bana hep hissettirdi.
9) Bize bir nasihat vermenizi istesek?
Kendi değerinizi bilin, her şeyden ve herkesten önce kendinize saygı duyun. Bu evrende insanın toz zerresi kadar oluşu sizin bir birey olarak değerinizin olmadığı anlamına gelmiyor. Kendini bilen insan başkalarının da değerini gözetir, saygı duyar.
10) Blogunuzun başkaları tarafından okunduğunu bilmek size nasıl duygular yüklüyor?
Başkalarının okumasını istemeseydim blog yazmazdım, ya da blogumu gizleyerek kendi kendime yazardım. Yani bir kişiye bile olsa hitap etmek beni mutlu ediyor. Karaladığım iki satırın altına hiç tanımadığım kişilerin "Ben de!" demesi, kendi görüşlerini veya önerilerini yazması öyle özel bir şey ki! Ama bu durumu asıl özel kılan buradaki blogger topluluğu. Burada anonim olmak da, isim soyisimle yazmak da aynı; her ikisi de aynı ölçüde değerli. Sokakta yan yana gelsek birbirimizi tanıyamayacağımız insanların dünyasını kimi zaman en yakınlarından bile fazla tanıma fırsatı buluyoruz. Kısacası burada yazmak kadar okumak da değerli.
Kendisini çok iyi bilen bir istisna haricinde günlük hayatımdaki insanların blogumu okuması ise beni çok memnun etmiyor. Şimdilerde bildiğim kadarıyla zaten okumuyorlar, blog ismini değiştirdiğim için hatırlamıyor da olabilirler ama eskiden bu konuda sorun yaşadığım ve blogumdan soğuduğum olmuştu. Çünkü zihinsel olarak gelişim çağımın başından yetişkinliğe geçişime kadar çok büyük bir süreç burada yatıyor. Rahat edemiyorum, belki o an içinden geçtiğim süreci buraya dökmek isterken yapamıyorum. Tamamen olmasa da anonim oluşumun sebebi de bu zaten.