Nisan 2022 - vulnicure

30 Nisan 2022 Cumartesi

30 Mutlu Gün #30

Cumartesi, Nisan 30, 2022 3
30 Mutlu Gün #30

30 Mutlu Gün'ün son gününden merhabalar. Etkinlik hakkında bilgi edinmek için bu linke göz atabilirsiniz.

Sevgili İlkay'ın diliyle söylemek gerekirse, mutluluk bu etkinliği düzenli yazıp fire vermeden tamamlamakmış :) Sevgili Şule Uzundere'nin düzenlediği bu mutluluk dolu etkinliğe çok keyif almış bir şekilde veda ediyorum. Açıkçası her gün yazmak başta çok zor görünmüştü, yarı yolda bırakmaktan endişelenmiştim ama sürekli dizi-film yorumlarıyla ilerlediğim bu mecraya beni hayatımın içinden parçalarla da dahil edişiyle etkinliği öyle sevdim ki sona yaklaşırken bitmesini istemez oldum. Hayatın içine gizlenmiş küçük mutlulukların peşinden koşmak bende bir alışkanlık yarattı gibi görünüyor :) Bu sebeple elbette Şule Uzundere başta olmak üzere etkinliğe katılan, kendi mutluluklarını bizimle paylaşan herkese çok teşekkürler.

Bu ay bu etkinlik vesilesiyle blogum hiç olmadığı kadar canlıydı. Önceden rastgele ve keyfime göre işleyen bir yazma düzenim vardı ancak bu etkinlik sayesinde akşamları ekran başına geçmeyi adeta bir görev bilmenin başka açılardan da yazma alışkanlıklarıma katkısı büyük oldu. Bu ay çok yazdım, çok da keyif alarak yazdım ama hem etkinlik hem de diğer yazılarım bir araya gelince yorulmadığımı söylersem yalan söylemiş olurum. Bu sebeple yarın paylaşacağım yazı sonrası izninizle 1 haftalık kısa bir ara vereceğim buralara. Malum, önümüz bayram. Akraba ziyaretleri, dersler, şu bu derken bilgisayar karşısına geçmek zor olacak. En kısa zamanda tekrardan görüşmek dileğiyle. :)


29 Nisan 2022 Cuma

Baltalimanı Japon Bahçesi - Emirgan Korusu | 30 Mutlu Gün #29

Cuma, Nisan 29, 2022 13
Baltalimanı Japon Bahçesi - Emirgan Korusu | 30 Mutlu Gün #29

 30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları linkte.

Birkaç gündür internette Baltalimanı'ndaki Japon Bahçesi'nden duraklara taşan sakura ağaçlarının fotoğraflarına imrenerek bakıyordum. Bu fotoğrafların üstüne Hayat40tanSonra'nın Emirgan Korusu hakkındaki yazısı ile lale zamanının müjdesini de görünce birbirine yürüme mesafesinde olan bu iki yeri birleştirdiğim kısa bir gezi planı yaptım. Şansıma hava pırıl pırıl, gök ve deniz masmaviydi. Ben de baharın tüm renkleriyle iç içe çok keyifli bir gün geçirdim, deniz ve çiçeklerle tüm dünya güzelliklerine doyup kendime geldim. Tüm bunları yaparken de yanımda annem vardı. Bunlar mutluluk sebebi olmasın da ne olsun? :)

28 Nisan 2022 Perşembe

30 Mutlu Gün 27-28

Perşembe, Nisan 28, 2022 9
30 Mutlu Gün 27-28

 30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları linkte.

Etkinliğin son günlerini hiç sekteye uğratmadan yazarım diye planlıyordum ancak evdeki hesap çarşıya pek uymadı. Dün biraz yorgundum, gece de bir türlü uyuyamamıştım. Dışarıya çıkmama gerek olmadığı için gündüz saatlerimin çoğunu uyuyarak geçirmişim :) Bloga fırsat kalmadı tabii. Böyle günleri pek sevmiyorum, sanki hayatımdan zaman öldürüyor gibi hissediyorum.


#27: Amazon'un bahar indirimiyle bu ayın başlarında hatırı sayılır bir miktarda alışveriş yapmıştım, hatta kitaplar gelince bu etkinlik kapsamında blogda bahsettiğimi de hatırlıyorum. Dün akşam Amazon'dan arka arkaya bir sürü e-posta geldi, ben de haliyle meraklanarak açtım. Meğer bu bahar indirimi sonrası benim satın alım yaptığım bazı yerler kitapların fiyatını tekrar düşürmüş, Amazon'da aradaki fiyat farkını hesabıma hediye kartı olarak tanımlamış. Toplam tutar beni yeni kitaplara boğacak yüklü bir meblağ değil ancak bir müşterinin gönlünü kazanmak için fazlasıyla yeterli olduğu kesin. 


#28: Bugün bir süredir içten içe canımı sıkan bir durumun çözülmeye başladığını hissettim. Belki bazı şeyler tekrardan eskiden olduğu gibi olmayacak ama en azından 1 hafta öncesinden daha ileri bir konumda olduğumuzu biliyorum.

Cumhuriyet Dönemi Romanları | BCP

Perşembe, Nisan 28, 2022 21
Cumhuriyet Dönemi Romanları | BCP

 

Blogları Canlandırma Projesi'nin nisan teması "1900'lü yıllarda geçen eserler, nostalji ya da siyah beyaz" idi. Ben de bu temaya dönemleriyle giren klasikleşmiş 6 Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı romanını seçtim. Romanların bazıları 19. yüzyılda başlıyor ancak içeriklerinin genel kısmı 20. yüzyıla tekabül ediyor.


REŞAT NURİ GÜNTEKİN - YAPRAK DÖKÜMÜ:

Fenomenleşen uyarlama dizisinden konusuna az çok hakim olduğumuz Yaprak Dökümü'nün hikayesi Ali Rıza Bey adlı değerlerine bağlı, eski toprak bir memurun eşi ve beş çocuğuyla İstanbul'a gelişiyle başlıyor. Çalıştığı şirkette yaşanan bir olay sonrası orada daha fazla bulunmak istemeyen Ali Rıza Bey istifa ediyor ve ilerlemiş yaşı sebebiyle başka iş bulamıyor. Bu olaydan sonra Ali Rıza Bey'in ev halkı üzerindeki itibarı yavaş yavaş kaybolmaya ve aile dağılmaya başlıyor.

Ben bu kitabı amacı bunun tam zıddı olmasına rağmen gülüp eğlenerek okudum. Ailenin yaşadıkları, bunların karşısında Ali Rıza Bey'in gittikçe pasifleşip hissizleşmesi ve malum diziye az çok kulak aşinalığı olanların hatırlayacağı sahnelerle heyecanla sayfaları çevirdim durdum. Kitap hacmiyle oldukça küçük olmasına rağmen geniş bir zaman dilimini anlattığı için derinlikli bir işleyişi yok, olaylar hep pat pat sıralanıyor gibi hissettiriyor. Yine de yazıldığı dönem baz alınınca yalın diliyle kendini sevdiriyor. Reşat Nuri'nin kitaplarının fiyatlarının uçukluğu karşısında şimdilerde 50-60 TL'ye edinmek biraz güç olsa da kütüphanelerden ya da ikinci el satış yapan yerlerden temin edilebilirse sürükleyici hikayesiyle okumaya değer.

26 Nisan 2022 Salı

30 Mutlu Gün #26

Salı, Nisan 26, 2022 11
30 Mutlu Gün #26



30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinlik hakkında detaylar linkte.

New York'a hiç gitmedim, ne yalan söyleyeyim, önümde gidebileceğim bir gelecek de görmüyorum. Ama ben bir internet çağı çocuğuyum ve Amerikan merkezli bir dünya her an elimin olacak şekilde büyüdüm. Bu dünyanın başkenti de New York City gibiydi. Sex and the City, Friends, Gossip Girl, West Side Story, Spider-Man, Modern Love, Ghostbusters, Breakfast at Tiffany's ve her ne kadar kendisini anmak istemesem de Woody Allen'in filmleri... Bunlar gibi say say bitmeyecek pek çok yapım bu şehirde geçiyordu ve gitmesek de görmesek de orada bir New York var uzakta dedirtiyordu bana. Ben de bu şehri merak ediyor, tanımak istiyordum. Bu vesileyle bu ayın başlarında yazdığım Sahaf Alışverişi yazımda da bahsettiğim gibi Buket Uzuner'in New York Seyir Defteri'ni bir sahafta buldum ve aldım, sonunda da okuma fırsatım oldu. Kitap 1-2 saatte bitecek uzunlukta ve şehirden çok şehirdeki insanlara dair manzaralardan ve New York'un yazara hissettirdiklerinden bahseden kısacık denemelerden oluşuyor. Hızlıca ilerlediği için okuması keyifli. Ancak bugünün mutluluğu kitaptan çok bu kitabın bana getirdiği tatlı tesadüf üstüne.

Kitabın ilk sayfasında 2001 Mart tarihiyle beraber kitabın eski sahibinin ismi yazıyordu. Ben daha 1 yaşına bile basmamışım o tarihte. İlk sayfalarda yazan "Gitmek göze alabilmektir. Gitmek tehlikedir. Gitmek merak etmektir, riski göze alabilmektir. Gitmek radikal bir değişim cesaretidir." satırlarının altı tükenmez kalemle çizilmiş ve kimi yerler yuvarlak içine alınmıştı, belli ki eski sahip bu şehre gitmek için hevesliydi. Kitabın ortasında bir yerlerden 2007 tarihli iki gazete sayfası çıktı, ikisi de New York'tan bahseden yazı dizileriydi. Sonra dayanamadım, internetten adı yazan kişiye baktım, adının yanına New York diye eklemeyi de ihmal etmedim tabii. Meğer bu kişi Instagram'da hatırı sayılır bir takipçi sayısına ulaşan bir seyahat yazarı olmuş. Üniversite döneminde 4 sene çalışıp para biriktirmiş, New York'u da gezmiş. Hayaline kavuşmuş. Sanki dinlediğim bir hikaye mutlu sona ulaşmış gibi rahatladım, sevindim. İnternet sayesinde bu mutlu sonu öğrendiğim için de ekstradan mutluyum, içimde kalırdı yoksa. :) Acaba bu gezi bloggerına konuyla alakalı bir mesaj göndersem mi diye düşündüm bir süre ancak sanırım göndermemek en iyisi olacak. Onun hayatında bu kitap ömrünü tamamlamış sonuçta. :)

Aslında bu kitap bana ufak bir tesadüfü daha yaşattı ama onu başka zamana saklıyorum, bu etkinliğe çok uyacak bir tesadüf konusu değil gibi. 

Bugünün şarkıları New York'tan bahsedenler olsun o zaman.


Prince - All the Critics Love U in New York

LCD Soundsystem - New York I Love You but You're Bringing Me Down

JAY-Z - Empire State of Mind (ft. Alicia Keys)

Leonard Cohen - Chelsea Hotel #2

25 Nisan 2022 Pazartesi

30 Mutlu Gün #25

Pazartesi, Nisan 25, 2022 9
30 Mutlu Gün #25


30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinlik hakkında bilgi almak için bu linke tıklayabilirsiniz.

Yine Twitter'da karşıma çıkan kitap muhabbeti üzerine bir tweeti buraya taşıyorum. Bu seferki tweet tartışmalı olmadığı ve kişisel deneyimlere dayandığı için direkt kendisini de paylaşacağım.



Ben varım. 5 kişilik ailemle yaşıyorum. Sayı olarak çok fazla değiliz ama çekirdek aile olarak düşününce kalabalık sayılırız. Ben liseye giden kardeşimle aynı odayı paylaşıyorum ve bugün fark ettiğim üzere gürültünün içinde öyle bir ahenk sağlamışız ki birbirimizin sesleri bize genelde rahatsızlık vermiyor. Bu yazıyı yazarken o film izliyor, ben müzik dinliyordum. İkimiz de kulaklık takmıyorduk, içeriden annemin televizyonda izlediği bir şeylerin sesi geliyordu. Normalde de evde tek olduğum zamanlarda hep yan odaların televizyonunu açarım. Kitap okurken, ders çalışırken genelde hep müzik dinlerim. Kütüphane gibi sessiz ortamlarda bir türlü rahat edemem, illa konuşan ya da dinlenen bir şeylerin sesini duymak isterim. Dışarıda ders çalışacaksam arkadaşlarımla bir kafeye giderim ki bir yandan muhabbet etme şansımız olsun. :)

Yazları köye gidince ailemden saydığım yakın akrabalarımla bir araya geldiğimizde herkesin kendine ait bir odası olabiliyor ama o kadar kişi bir araya gelince kimse odalara kapanmıyor tabii. Orada doğa içinde bir ortamda bulunduğumuz için okumayı daha da çok seviyorum, böyle olunca muhabbeti kaçırmamak için elimde okuduğum bir şeylerle ortalarda dolandığım oluyor. Evden alıştırmalı olduğum için ikisine de odaklanabiliyorum ve bu durumdan sahiden de keyif alıyorum. Evden ayrılınca en çok özleyeceğim şey ailemin arkada duydukça mutlu olduğum konuşma sesleri olacak sanırım.

Bugünkü mutluluk sebebim sevdiğin insanlardan oluşan kalabalıkta da huzur bulabilmek olarak güncellensin o zaman.


Taylor Jenkins Reid - Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası | BCP

Pazartesi, Nisan 25, 2022 20
Taylor Jenkins Reid - Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası | BCP

Blogları Canlandırma Projesi'nin nisan ayı için belirlenen "1900'lü yıllarda geçen eserler, nostalji ya da siyah beyaz" temasına üçte iki yaparak giren bu kitabı okumayı uzun zamandır istiyordum. Bu istekte kitabın Goodreads'teki yüksek puanı ve yabancı kitap bloggerları arasındaki büyük popülaritesi etkiliydi ancak etiket fiyatı üç basamaklı sayılara kadar çıktığı için satın almaya bir türlü elim gitmiyordu. Sonunda kitabı Amazon'da güzel bir indirimde yakalayınca kaçırmak istemedim ve alıp çok kısa sürede okudum. 

Kitap, sektörde pek de tanınmayan Monique adlı bir muhabirin yaptığı röportaj üzerinden Hollywood'un en görkemli yıllarında bir ikon olmuş Evelyn Hugo'nun başarılar ve skandallarla dolu hayat hikayesini anlatıyor. Ancak lüks restoranlar, unutulmaz roller, koca ömre sığan 7 evlilik derken Evelyn Hugo'nun hayatının asıl anlamı olan ilişkisi ve bu uğurda yaşadıkları kitabın asıl konusu. Evelyn günah çıkarırcasına tüm öyküsünü eksiksiz anlatıyor ve muhabirin bu öyküyü o öldükten sonra yayınlamasını istiyor ancak tek bir şartı var: Bu öyküyü yayınlayan -ya da yayınlamayan, tercih onun- Monique olacak. Evelyn gibi efsane bir isimle herhangi bir bağlantısı olmayan ve işinde pek de yükseklerde olmayan Monique bir yandan hikayeyi dinlerken bir yandan bu işin neden kendisinden istendiğini anlamaya çalışıyor.

24 Nisan 2022 Pazar

30 Mutlu Gün #24

Pazar, Nisan 24, 2022 7
30 Mutlu Gün #24

30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları linkte.

Bugünü çok güzel bir pazar sabahı mesajıyla açtım, o mesajı anarak kapatmak istedim. Mesajın bir tanecik yazarının buraları okuduğunu biliyorum, kendisine bugünüme kattığı tebessüm -tebessüm biraz hafif kaçtı gerçi, resmen sırıtıyordum- için teşekkür ediyorum. Hayatımda bana değer veren ve bunu hem sözleriyle hem de eylemleriyle her an dile getiren insanlar olduğu için çok şanslıyım. Bu sebeple bugünün mutluluğu başta bahsettiğim mesajın sahibi olmak üzere bu sevdiklerim olacak.


Geçenlerde 2NE1'ın Coachella'ya çıktığını söylemiştim, bugün de taze bir k-pop grubu olan aespa'nın sahnedeki harika performansını izledim. Grubu ilk defa canlı söylemiş halleriyle gördüm ve o şanslı kalabalığın içinde yer almayı sahiden çok istedim. Konserlere gitme fikri beni kalabalık açısından hala korkutuyor ama o konser heyecanını özlemiyor da değilim. 


Pusha T'nin yeni albümünü dinlerken Just So You Remember'a takıldım kaldım. Şarkıda kullanılan sample çok hoşuma gitti, araştırdım, Colonel Bagshot'ın Six Day Water'ıymış meğer. Oradan da DJ Shadow'un Six Days'ine geçtim. Sanırım favorim orijinali olacak ama tek bir şarkıdan iki harika şarkıya daha ulaşmak beni mutlu etti. Samplelar iyi ki var! Bugünü de Kanye West'in Diamonds From Sierra Leone şarkısındaki sample'ı sayesinde tanıdığım bir başka güzel şarkıyla kapatmak istiyorum. 

Mutlu günleriniz olsun!


Queendom 2 | 4. Bölüm Yorumu

Pazar, Nisan 24, 2022 4
Queendom 2 | 4. Bölüm Yorumu

 Merhabalar!

Queendom'ın 2. sezonunun bölüm yorumlamalarına devam ediyorum. Önceki bölümlere dair yorumlarımı bu linkten okuyabilirsiniz.

Bu hafta cover mücadelesinde tüm performanslar sergilendi ve turun sonuçları açıklandı. 

23 Nisan 2022 Cumartesi

30 Mutlu Gün 22-23

Cumartesi, Nisan 23, 2022 11
30 Mutlu Gün 22-23

 

30 Mutlu Gün devam ediyor. Etkinliğin detayları linkte.

Etkinlikte artık sona yaklaşıyoruz, hem bu süreç hem de bu ay ne çabuk geldi de geçti. Takvime her baktığımda hayatı Sims'teki hızlı moda almışım gibi hissediyorum.


#22: Bugün okulda bir etkinliğe katıldım. 2 yıl sonra ilk defa sınav dışı bir aktivite için amfi sıralarına oturdum ve kendimi okulun bir parçasıymış gibi hissedebildim. Güzeldi, mutluydum. Aktif bir süreç içerisinde öğrenmeyi ne kadar çok sevdiğimi hatırladım.


#23: Bugün bayram, mutluluğu kendinden gelen bir gün. Maalesef hafta sonuna denk geldiği için yolda annelerinin ellerini tutup okuluna giden rengarenk giyimli çocukları göremedim ve yürüdüğüm her yerde tören seslerini duyamadım ama olsun, eminim bir yerlerde güzel kutlamalar olmuştur :) Bayramımız kutlu olsun.

Bir de bugün Twitter'da "İyi okur kimseden kitap önerisi almaz, kimseye de öneri yapmaz. Ne önerirsin diye soranlar daha yolun başındaki okuyuculardır." tarzında bir tweet gördüm ve altında çıkan tartışmalara göz attım. Tabii ki bu tweet beni mutlu etmedi ama üstüne düşündürdü. Ben zevklerimiz uyuşmadığı zaman bile sevdiğim insanların kitap önerilerini, çok sevdikleri kitapları öğrenmeyi ve imkanım varsa okumayı hep çok sevmişimdir çünkü insanların kitap, müzik vs. zevklerinin onların iç dünyasına dair çok şey anlattığını düşünürüm. Bir insanı seviyorsam da onun iç dünyasını bilmek isterim. Bu iddialı tweet beni yolun başında, kötü bir okuyucu olarak görse de çok sorun değil bence çünkü bir şeyler paylaşmayı sevdiğim insanlarla tavsiyeleşmenin, hayat görüşüne ve birikimine önem verdiğim insanların ruhuna etki etmiş eserleri bir de kendi dünyamda deneyimlemenin nasıl büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu fark ettirdi bana.


Euphoria 2. Sezon | Dizi Yorumu

Cumartesi, Nisan 23, 2022 4
Euphoria 2. Sezon | Dizi Yorumu

California'da bir lisede okuyan gençlerin uyuşturucu bağımlılığı, toksik ilişkiler, depresyon, kimlik bunalımı, bozuk aile ilişkileri ve akla gelecek her türlü travmatik sorunla geçen yaşantılarını oldukça sinematik bir dille anlatan Euphoria sansasyonunu duymayan kaldı mı? Dizi bu sezon rekor üstüne rekor kırdı ve adeta her pazar-pazartesi sosyal medyayı kilitledi.

2019 yılında Euphoria ilk sezonuyla beni müthiş bir yerden yakalamıştı. Zamanında Skins'i izlerken hissettiklerimi hissetmiş, müzik ve görüntü yönetmenliği kullanımıyla büyülenmiştim. Pandemi arasında dizinin yayınladığı 2 özel bölüm ise benim için zirveydi artık. Diyalog odaklı o iki bölümün hala en iyi Euphoria bölümleri olduğunu düşünürüm. 2. sezonu büyük bir hevesle bekledim, her pazartesi yeni bölümü hiç kaçırmadan izledim. Ancak dizi yayındayken izleyici olarak kolektif duygularımız fazla yoğundu ve bunlar biraz sönmeden diziyi düzgün değerlendiremeyeceğimin bilincine varınca yorumlama işini biraz erteledim.

21 Nisan 2022 Perşembe

30 Mutlu Gün #21

Perşembe, Nisan 21, 2022 5
30 Mutlu Gün #21

 30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları linkte.

Bugün hava öyle güzeldi ki güneş beni dışarıya, çayımı kahvemi alıp sahile inmeye çağırıyordu sanki. Şanslı günümde değilmişim, evde yapmam gereken bir sürü şey ve bir an önce bitirmem gereken bir kitap vardı. 5-10 dakika markete yürümeye bile vakit bulamadım. Ben de sürekli arkada bir şeyler dinledim. Bu güzel günde şarkılarımdı beni mutlu eden, bu sebepten son zamanlarda mutlu zamanlarıma fon müziği olmuş kimi şarkıları bir araya getirdim. Dilerim bu yazıyı okuyanlara da mutluluk getirirler :)


Kacey Musgraves - Butterflies 

Red Velvet - Peek a Boo

Rina Sawayama - Comme des Garçons (Like the Boys)

MOMOLAND - BBoom BBoom

Little Simz - Point and Kill (ft. Obongjayar)

f(x) - Love Hate

Kanye West - Touch the Sky

West Side Story Cast 2021 - America

KARA - Step

Turning Red (2022) | Film Yorumu

Perşembe, Nisan 21, 2022 11
Turning Red (2022) | Film Yorumu

Yönetmen: Domee Shi
Senaryo: Julia Cho, Domee Shi, Sarah Streicher
Oyuncular: Rosalie Chiang, Sandra Oh, Ava Morse, Hyein Park, Maitreyi Ramakrishnan, Orion Lee, Wai Ching Ho
Süre: 100 dakika
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri

Pixar'ın en yeni filmi Turning Red veya Türkiye'de gösterilen adıyla Kırmızı, 2002 yılında Toronto'da yaşayan Çin kökenli 13 yaşındaki Mei Lee'nin gençliğe geçiş sürecini konu ediniyor. Mei Lee, korumacı ve biraz da baskıcı annesinin onun üzerindeki beklentilerini karşılamak için elinden geleni yapıyor ve boş zamanlarında atalarının anısına yapılan tapınakta ailesine yardım ediyor. Ancak Mei Lee en yakın arkadaşlarıyla beraber çok sevdiği erkek grubu 4*Town'a duyduğu hayranlık gibi pek çok ilgi alanını annesinin onaylamayacağından korkarak saklamak zorunda kalıyor. Bu büyüme macerasında hayatını değiştiren bir durum yaşanıyor ve Mei Lee her şeye rağmen hem annesinin onayını kaybetmemek hem de onu o yapan ilgi alanlarından vazgeçmemek için arkadaşlarının da yardımıyla  büyük bir mücadeleye girişiyor.

20 Nisan 2022 Çarşamba

30 Mutlu Gün #20

Çarşamba, Nisan 20, 2022 5
30 Mutlu Gün #20


30 Mutlu Gün devam ediyor. Etkinliğin detayları linkte.

Aslında bugün için yazım hazırdı. Yazıya eklemek için resim ve şarkı ararken nasıl oldu bilmiyorum, blogumun arşivinde buldum kendimi. Özel olarak 2014 yılını okudum, en çok yazı yazdığım yılı. O zaman ben 14 yaşındaydım; 8. sınıfın son, lisenin ise ilk dönemindeydim. Okudukça mutlu oldum, bir yandan duygulandım. Bugünün mutluluğunu orayı okumak olarak değiştiriyorum bu sebepten.

Buraya ilk geldiğimde kafamda hiçbir şey yoktu. Ne bir hedef, ne de bir beklenti. Okumayı seviyordum, yazmayı seviyordum, ikisini burada birleştiriyordum sadece. Uzun süre okuyucum yoktu, tek takipçilerim kardeşim ve bendim. Sonra Kütüphanemden Kitap Manzaraları -ki o dönemlerde adeta hatim ettiğim bir blogdu, hiç kaçırmadan okurdum- beni takibe almıştı, birinin benim yazdığım şeyleri okuyup takibe alacak kadar önemsemesi eşsiz bir mutluluk vermişti. Sonra bir de o dönem revaçta olan Bumerang/Yazarkafe'ye kabul almıştım, inanın o kadar zaman geçti hala unutamıyorum o günü. Köydeydim, kaldığım odada neredeyse ağlayacak gibi olmuştum. Koşup anneme söylemiştim, internet işlerinden pek anlamasa da mutluluğumu görünce nasıl desteklemişti beni. Annem hep benim en büyük destekçimdir zaten, şu an kendimden nefret etmeden ayaktaysam tek sebebi annemin arkamda olduğunu bilmemdir. Yazarkafe sonrası bir yazar bana kitabını göndermek istediğini söyleyen bir e-posta göndermişti bana, o zamanlarda influencerlık mecrası da pek gelişmediğinden çok korkmuştum. Adresimi verince bir sorun çıkarsa diye aklım çıkmıştı, kabul etmemiştim teklifi :) Yine de çok heyecanlıydım, çok hevesliydim. Bu gibi güzel şeyler oldukça Blogspot'a uğramak beni mutlu ediyordu.

Sonra lisede ben değişmeye başladım. Çocukluktan uzaklaştıkça kendimden uzaklaştım. Yaşıtlarım beni sevsin, büyüklerim de beni yaşıtlarımdan üstün görsün istedim. Yaşı benim iki katım kişilerle anlamsız arkadaşlıklarım oldu o dönemlerde ve bana yaşımı yansıtmadığımı söylediklerinde gururum okşandı. Kendimi beğendirmek için daha "ciddi" müziklere, filmlere yöneldim ve bunlar bana zerre kadar keyif almadığımda bile sever gibi yaptım. Aslında bu ne kadar yanlışmış, ne kadar kötüymüş. Şimdi ben 22'yim ve bir çocuğa yaşından büyük gibi davrandığın bir iltifatmış gibi söylemek istemem çünkü bunu bizzat deneyimlemiş biri olarak herkesin yaşının insanı olması gerektiğini düşünüyorum. İmkanım olsa 15-16 yaşındaki Vulnicure'a gençlere yönelik fantastik kurgu kitaplarından utanmamasını, pop müzikleri gizli oturumda dinlememesini söylerdim. Küçük Vulnicure -hatta o zamanki adıyla Kitap Kuşu- ,derdim, belki biraz fazla hayran olduğun ünlüler olacak, yazdığın satırları ne kadar ciddi tonlarda yazmaya çalışırsan çalış o yaşın verdiği tatlı dil orada olacak. Ama bunların hiçbiri seni anlamsız, yetersiz biri yapmayacak. Hiçbir şey içinde kalmasın.

Yaşıtlarım beni sevsin isterken onlarla en azından kendi yaşımda olurdum ama hiçbir zaman kendim olamazdım. Yargılanmaktan korktukça öz güvenimi yitirdim; kendimi tanıyacağım ve kimliğimi yavaş yavaş oluşturacağım yaşlarda ben gittikçe kendimi ifade edemez, duygularımı ve kendimi tanıyamaz oldum. Yaşıyordum ama hayatımın ipleri elimde değildi, onay alacağım şekilde bir oraya bir buraya savruluyordum sadece. Arkadaşlarım vardı, hem de bir sürü, ama sanki yalnızdım. Önce günlük yazmayı bıraktım, sonra blog yazmayı, son olarak kendimi ifade etmeme yarayacak her yolu bıraktım çünkü ortada bir ben kalmamıştı artık. O zamanlarda en güvendiğim arkadaşlarım burayla alakalı şakalar yaptığı için soğumuştum aslında buradan. Açıkçası uzun bir süre buranın eksikliğini hissetmedim, insan her şeye alışıyor çünkü, yapımız böyle. Ama burayı bırakmak benim hislerime, duygularıma dair elimde olan son kaleyi de aldı benden. Akademik anlamda başarısızlıklarım da üstüne gelince iyice içime kapandım. 

Geçen yılın sonlarında çok sevdiğim biriyle sohbet ediyorduk. Bana herkesin bu dünyaya iletmek isteyeceği bir mesajının olduğunu düşündüğünü söylemişti. Ben de benim yok demiştim. Bir gayem kalmasını geçtim, en ufak bir sözde hata yaparım, yargılanırım diye korkar hale gelmiştim çünkü. Bugün bunu tamamen yok edemesem de en azından o ipleri, gayesizliği üstümde hissetmiyorum artık çünkü 14 yaşındaki benim o zamanlarda utandığım çocuksu heyecanım güç verdi bana. Onun umutları, beklentileri, hayalleri belki bugünden çok farklı ama bence her şeye rağmen o beni yargılamazdı. Bu evrende kapladığım yer matematiksel anlamda zerre bir şey ifade etmiyor olabilir ama varım işte, ben de buradayım. Hatalarım, yanlışlarım, geç kalmışlıklarım, mutluluklarım, sevdiklerim, sevmediklerim, başardıklarım, başaramadıklarım hepsi bir parça benimle ve hiçbiri başımı eğdirmeyecek artık.


 "Couldn't wait to turn 15

Then you blink, and it's been ten years

Growing up a little at a time, then all at once"


Fantastic Beasts: The Secrets of Dumbledore (2022) | BCP

Çarşamba, Nisan 20, 2022 15
Fantastic Beasts: The Secrets of Dumbledore (2022) | BCP

Yönetmen: David Yates
Senaryo: J. K. Rowling, Steve Kloves
Oyuncular: Eddie Redmayne, Jude Law, Mads Mikkelsen, Ezra Miller, Dan Fogler, Alison Sudol, Callum Turner, Jessica Williams, Katherine Waterston
Süre: 142 dakika
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri & İngiltere

 

Blogları Canlandırma Projesi'nin nisan teması "1900'lü yıllarda geçen eserler, nostalji ya da siyah beyaz"dı. Aslında bu filmi etkinlik için özellikle seçmesem de temaya uyduğunu fark edince etkinlik dahilinde yorumlamaya karar verdim.

 2016 yapımı Fantastic Beasts and Where to Find Them, Wizarding World'ün Harry Potter'dan sonra çıkan ilk filmiydi. Beklentiler, umutlar çok yüksekti. -Ben de o dönemde şu yazıda filme dair düşüncelerimden bahsetmişim.- Ancak bu seri ilk filmden sonra bir çıkmaza girdi ve bir türlü toparlanamadı. Johnny Depp'in Amber Heard ile süren davası, Grindelwald için oyuncu değişikliğine gidilmesi, Ezra Miller'ın sürekli gündeme gelen problemli davranışları, J. K. Rowling'in gururla haykırdığı transfobisi derken bir de 2. filmin berbat olması seriyi iyice gözden düşürdü. Wizarding World gibi çok geniş ve sadık bir hayran kitlesine sahip, yeni jenerasyonları sürekli çeken bir franchise'ın ana hikaye sonrası ilk sinema projesinin gişede başarısızlığa uğraması ve daha 2016'da duyurulmuş 4. ve 5. filmlerinin geleceğinin belirsizleşmesi inanılmaz. Asıl başarı bu kadar garanti bir seriyi başarısızlığa uğratmaktı ki öyle de oldu. Harry Potter serisinin sadık hayranları filmi önemsemiyor bile, HBO Max'e gelsin bakarız diyor. Tüm bu olanlar bana hala inanılması güç gelse de, seriye duyduğum tüm sempatiyi yitirsem de vizyona girdiği ilk hafta sonunda filmi sinemada izledim.

19 Nisan 2022 Salı

30 Mutlu Gün #19

Salı, Nisan 19, 2022 5
30 Mutlu Gün #19

 

30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları linkte.

Bugün de pek mutlu değilim aslında. Havadan mı, bilemiyorum, bir durgunluk var üstümde. Sürekli kafama bir şeyler takılıyor ve panikleyip bunlara dair sonsuz farklı senaryo kuruyorum kafamda. Ama bugün bilgisayarı açacak ve sorumluluklarımı listeleyip yapacak kadar enerjim var en azından. O yüzden suni de olsa mutluluk ibarelerini hayatımda bulabilirim diye düşünüyorum.

Dünkü yazımda Fantastik Canavarlar'ın yeni filmini izlediğimi söylemiştim. Filmden sonra Wizarding World'ün büyüsüne tekrar kapılır gibi oldum, bu sabah rafımdan ilk kitabın resimli özel baskısını aldım. Biraz göz atarımla başlayan süreç epey bir okumayla ilerledi. İnanır mısınız, bu bana çok da iyi geldi. Uzun zamandır konuşmadığım eski bir dostumla tekrar karşılaşmış gibi hissettim. Ne tesadüf ki 2 yıl önce bugün de 3. kitabın özel baskısını okuyormuşum. O zaman önü belirsiz, korku dolu bir karantina dönemindeydik ve arka arkaya okuduğum bu resimli kitaplar bana çok iyi gelmişti. Şimdi yine o dünyada teselli buluyorum sanırım, o yüzden arka arkaya olmasa da tüm kitapları baştan okumayı düşünüyorum. Hem Ateş Kadehi'nin resimli baskısını bir türlü okuyamamıştım, onun içindeki resimleri de sonunda görmüş olurum.


Malumunuz, Amerika'da Coachella mevsimi geldi. 2010'ların ortalarında Oscar takip etmek gibi bir şeydi orada olanları takip etmek; ben de adımımı atamayacağım bir yerin kim ne giymiş, kim headliner olmuş gibi tüm detaylarını takip ederdim o dönemlerde. Şimdilerde hiç ilgimi çekmese de 2NE1'ın sürpriz bir performansla sahneye çıkışını öğrenince Youtube'a koştum. 2NE1 en son 2015 MAMA Ödül Töreni için böyle bir sürpriz hazırlamıştı ve hiç beklenmedik bir anda dört üye birden sahneye çıkmıştı. Şimdi aktif olmamalarına rağmen Coachella'ya çıkan 2. kadın k-pop grubu oldular ve eminim benim gibi pek çok eski hayranlarını duygulandırdılar. Böyle bir grubu elinden kaçıranlar utansın diyorum sadece :)


Bu arada dün Kadıköy Sineması'nda Vortex gösterimi sonrası Gaspar Noe sürpriz bir şekilde boy göstermiş. Bugün de İstanbul Film Festivali kapsamında Atlas Sineması'na gelecekmiş. Ne tatlı bir sürpriz. İstanbul'daki Gaspar Noe tutkunları şu birkaç gün interneti iyi takip etsin bence, belki başka yerlerde karşınıza çıkar :)


2NE1 - Scream

The Cure - Kyoto Song

18 Nisan 2022 Pazartesi

30 Mutlu Gün 13-18

Pazartesi, Nisan 18, 2022 7
30 Mutlu Gün 13-18

30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları linkte.

Etkinliği yarıladığımız şu günlerde bir türlü içimden bilgisayarı açıp mutluluklarımı sıralamak gelmedi. Kendimi çok da mutlu hissetmiyordum zaten. Okul durumları, geleceğe dair belirsizlikler, yoran arkadaşlık ilişkileri derken biraz bunalmıştım. Neyse ki blogumda tarihlerini ayarladığım stok yazılar vardı da buralar çok da boş kalmadı ama etkinlik sekteye uğradı tabii. Aslında zor ve belki de doğru olan böyle zamanlarda kalkıp hayatın içindeki mutlulukları bulmaktı ama o günlerde bunu yapasım gelmedi. Yine de notlarımı aldım, almadığım günleri kafamda tekrar döndürüp o günlerden mutluluk kırıntılarını ayıkladım. 

17 Nisan 2022 Pazar

Queendom 2 | 3. Bölüm Yorumu

Pazar, Nisan 17, 2022 4
Queendom 2 | 3. Bölüm Yorumu

 Selamlar!

Queendom tüm hızı ve heyecanıyla devam ediyor. Şimdiden 3. bölümü bitirdik bile. 

Bu haftanın bölümünün ilk yarısı yarışmacıların ilk tur sonrası görüşleri ve tatlı küçük yarışmalar üzerine doldurma sahnelerle doluydu. İkinci yarıda ise yarışmacıların birbirlerinin şarkılarına yeni düzenlemeler getirerek coverlamaları üzerine verilen yeni görev üstüne 3 yarışmacı performans sergiledi. Performansların kalanını ve kazananları haftaya öğreneceğiz.

16 Nisan 2022 Cumartesi

Uysallar (2022) & Attack on Titan

Cumartesi, Nisan 16, 2022 11
Uysallar (2022) & Attack on Titan

  UYSALLAR (2022)

Netflix'in Onur Saylak ve Hakan Günday işbirliği yeni dizisi Uysallar'ı sonunda izledim. Dizi, mimar Oktay Uysal'ın görünüşte mükemmel olan hayatının yapaylığı içinde boğulmasıyla girdiği süreci anlatıyor. Oktay kendi içinde bir farkındalık yaşadıktan sonra ailesinden gizlice geceleri punk hayatı sürdürmeye başlıyor ancak aslında Uysal ailesinin diğer üyeleri de tıpkı onun gibi farklı kimliklere sahip.

 Erken ergenlik yıllarım Ekşi Sözlük'ü hatim ederek geçti. Y kuşağına denk gelen o yazarların Beyoğlu sokaklarında geçen anılarını okudukça mest olurdum, müzik-mekan önerilerini kağıtlara defterlere not almaya bayılırdım. Hiç o dönemleri yaşamamış biri olarak sırf Ekşi'den okuduklarımla bile dizinin nostaljiden gücünü alan yanından büyük keyif aldım. Ancak iş anlatılanlara gelince aynı keyfi alamadım maalesef. Dizi çokça toplumsal soruna, gökdelenlerde sıkışıp kalanların yalnızlığına değinse de bunları doğal bir şekilde işleyemiyor. Hakan Günday ve Onur Saylak ikilisinin Şahsiyet'te ortaya çıkardıkları işi gördükten sonra beklentilerimi arşa çıkarmış olmamdan da kaynaklanıyor olabilir tabii bu durum.

 Uysallar, bir kısır döngüde yerinde sayan Türk dizi sektörü için farklı bir iş kesinlikle. Görüntü yönetiminde çıkarılan iş çok çok başarılı. Her bir sahne detaylara ve özellikle metaforlara boğulmuş, ortaya da görsel anlamda seyir zevki yüksek bir iş çıkmış. Öner Erkan yine süper oynamış, diğer oyuncular da iyi. Konu edindiği kesim ve çok da derinlere inmeden yüzeysel ilerleyen anlatımı sebebiyle herkese hitap edeceğini sanmıyorum ama kısa süresiyle kendini izlettireceği kesin. 



ATTACK ON TITAN FINAL SEASON PART 2 (2022)

Ben artık Attack on Titan bitiyor, veda ediyoruz derken anime yine bir sezon finaline gitti. Meğer seneye final sezonunun 3. partı yayınlanacakmış. Final arc'ının hakkı verilerek animasyona dönüştürülmesini çok isterim ancak artık sıkmaya başladı bu bitmeme durumları. 2. partı anlıyorum ancak 3. part çok enteresan bir fikir gerçekten. Bir animenin 3 tane final sezonu olabilir mi ya? :)

Bu sezon çok yavaş ilerledi sanki. Her hafta bölümleri izlemek yerine ardı ardına tüm sezonu izlemek çok daha keyifli bir tecrübe olurdu, ona eminim. Bu sezon animasyonları da eskisi gibi beğenemedim. İlk partta Marley'e müthiş bir uyum sağladığından yeni animasyonu çok beğenmiştim ancak bu part çok iyi bazı sahneler dışında pek de öyle olmadı.

Mangayı okuduğum için bu sezonun hikayesini biliyordum ancak buna rağmen heyecanla izledim. Özellikle son bölümün bittiği yer harikaydı. İlk sezonun müziğinin fonda olduğu o sahnede bir bakıma başladığımız noktayı hatırlamış olduk. Ortada gerçekten iyi bir hikaye var, finali olduğunda tamamını güzelce konuşuruz umarım. Şimdilik Attack on Titan'ı rafa kaldırmak istiyorum. :)

14 Nisan 2022 Perşembe

The Batman (2022) | Film Yorumu

Perşembe, Nisan 14, 2022 10
The Batman (2022) | Film Yorumu


Yönetmen: Matt Reeves
Senaryo: Matt Reeves, Peter Craig
Oyuncular: Robert Pattinson, Zoë Kravitz, Paul Dano, Jeffrey Wright, John Turturro, Peter Sarsgaard, Andy Serkis, Colin Farrell, Jayme Lawson
Süre: 176 dakika
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri

 

Süper kahraman filmleri artık hiçbirimize yabancı değil, biri vizyondan kalkmadan bir yenisi salonlara geliyor. DC de Marvel'ın hakimiyet kurduğu bu süper kahraman filmleri furyası sonrası sahalara geri döndü ve 2013 yılında kendi genişletilmiş evrenini oluşturmaya başladı. Ancak DC'nin kurmaya çalıştığı evren bir türlü olmadı, olamadı. Filmler eleştirmenlerce de izleyicilerce de sevilmedi, Aquaman gibi birkaç istisna dışında çoğu gişede hüsrana uğradı. Durum böyle olunca DC'nin evreninin gideceği yön bir türlü belirlenemedi. Seversiniz sevmezsiniz, Scorsese dedemiz gibi sinema kabul etmezsiniz orası size kalmış ancak Marvel'ın gelen tepkiler sonrasında bile sekteye uğramamış, planlı programlı bir gidişatının olduğunu kabul etmek lazım. Ki zaten Marvel'ın yıllar boyunca kurduğu evren meyvesini yeterince verdi; şimdi dizilerle devam ediyorlar, o da veriyor. DC bunları yapamadı. Bir film yerden yere vurulunca Marvel'ın tutan filmlerine öykünen başka bir filmle döndüler, o da sevilmeyince daha farklı bir rotaya saptılar. Sonra 2019'da evrenden bağımsız Joker filminin muhteşem başarısı sonrası gelecek planları iyice karıştı. 

The Batman de bu karışıklıktan en çok nasibini alan filmlerden biriydi. Aslında bu film yıllardır çekilmeye çalışılıyordu. İlk başta Ben Affleck'in hem oynayacağı hem de yöneteceği bir proje açıklandı ancak Affleck önce yönetmenlikten çekildi, sonra da direkt filmden çekildi. En sonunda yönetmen koltuğuna bambaşka bir vizyonla Matt Reeves geçti ve bundan sonra artık filme dair bildiklerimiz somutlaşmaya başladı ve sonunda film yayınlandı. Yılan hikayesine dönmüş bu The Batman sürecinin başarıyla sona erdiğini görmek insana hele şükür dedirtiyor. DC'nin genişletilmiş evreni projesi tamamen bırakıldı mı bilemiyorum ancak bu filmin 2019 yapımı Joker gibi o evrenden bağımsız olduğunu belirtmekte fayda var. 

12 Nisan 2022 Salı

30 Mutlu Gün #12

Salı, Nisan 12, 2022 6
30 Mutlu Gün #12

30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları linkte.


Bugün buralara dönmeme vesile olan çok sevdiğim bir arkadaşımla buluştuk. Önce biraz dolandık, belediyelerin kitap fuarlarını gezdik. Kitaplar fiyatlarıyla dudak uçuklattığı için fuarlardan pek memnun ayrılmadık ancak devamında bir yerde oturup lezzetli bir kazandibi ve kahve eşliğinde sohbet ettik. Her şeyden konuştuk, çok da güzel konuştuk. Arkadaşım benim için pek bilmediği bir rotadan uzun bir yolculuk yaparak geldi, hem ziyaretiyle hem de hoş sohbetiyle beni çok da mutlu etti. Bugünün mutluluğunu da buraya böyle not düşmüş olayım istedim.


Bugün hava bir garipti. 5 dakika yağmur yağıyor ve sonrasında güneş gözlüklerini takma isteği uyandıran bir aydınlanma oluyordu. Bu kararsız havaya her birini temsil eden 2 farklı şarkı bırakmak yakışır.


Güneş - Yağmur

11 Nisan 2022 Pazartesi

Aşiyan Müzesi - 30 Mutlu Gün #11

Pazartesi, Nisan 11, 2022 14
Aşiyan Müzesi - 30 Mutlu Gün #11

30 Mutlu Gün etkinliğine devam ediyoruz. Etkinlik hakkında bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Aslında bugünün yazısını uzatmalardan yazıyorum çünkü Aşiyan'da geçirdiğim gün sınav haftam nedeniyle bölünmüştü ve bir türlü bloga aktarma şansı bulamamıştım. Gelgelelim o gün o kadar mutlu bir gün geçirdim ki bu güzel etkinliğin adının hakkını verecek bir yazıyı bu etkinlik dışında paylaşmak istemedim. 

Mart 2022'de K-Pop

Pazartesi, Nisan 11, 2022 6
Mart 2022'de K-Pop

 Merhabalar,

K-pop'un aylık gündemini değerlendirdiğim yazı dizisine devam ediyorum. Mart hem yeni müzik yayınlarıyla hem de magaziniyle her günü olay bir ay oldu. Bu ay çok fazla yeni çıkış göremedik ancak geri dönüşler yeni isimlerin yokluğunu unutturacak kadar fazlaydı.

10 Nisan 2022 Pazar

Queendom 2 | 2. Bölüm Yorumu

Pazar, Nisan 10, 2022 2
Queendom 2 | 2. Bölüm Yorumu

 

Merhabalar,

Geçen hafta bu yazımda Queendom yarışmasından ve 2. sezonunun ilk bölümüne dair yorumlarımdan bahsetmiştim. Bu hafta da 2. bölümle devam ediyorum.

Bu bölümde "İmza Şarkı" performansları devam etti ve böylece ilk tur sona ermiş oldu.

30 Mutlu Gün 4-10

Pazar, Nisan 10, 2022 5
30 Mutlu Gün 4-10

Merhabalar!

30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğe katılmak için hala geç değil, katılmak isteyenler varsa detayları bu linkten okuyabilirler. Ben bu haftam çok yoğun olduğu için bir türlü bilgisayarı açmaya vakit bulamadım ama mutluluk sebeplerimi telefonuma not aldım. Sonunda da rahat kafayla toplu yazmak istedim. 


#4: Reddit'te r/place diye bir şey çıktı. Burada kocaman boş bir dijital tuval var ve kullanıcılar 5 dakikada bir olmak şartıyla istedikleri renkte bir pixel bırakıyorlar ve sonuç olarak işbirlikleriyle ortaya kolektif bir dijital sanat çalışması çıkıyor. Bu etkinlik aslında 2017 yılında da yapılmış, bu sene ise 1 Nisan'da 2.'si yapılmış. Sanıyorum ki internette yakaladığı popülariteyle ilkini de geçti. Reddit üyelerinin birleşip ortaya çıkardıkları çalışmaları görmek, arada onlara yardım etmek ve savaşlara tanık olmak gerçekten çok eğlenceliydi. Kimi topluluklar müthiş eserleri tuvale taşıdılar, sonra da korumak için ellerinden geleni yaptılar.


#5: Grammyler düzenlendi. Oscar'da olduğu gibi töreni izleme şansı bulamadım ama asıl bu tören izlemeye değer bir pozitiflikle geçmiş gibi görünüyor, keşke izleseymişim. "Main pop girl"lerden ziyade Silk Sonic, Jon Batiste gibi isimlerin ödüllendirildiğini görmek heyecan uyandırıcı. Bu vesileyle Silk Sonic'in albümünü severek dinledim, Leave the Door Open'ın tüm ödüllerini hak ettiğini düşünüyorum. Batiste çoğumuzu albümü kazanmasıyla şaşırttı, dinlemediğim için fikrim yok ancak Freedom'a bayıldım. Olivia Rodrigo geçirdiği harika 2021'i son bir kez ödüllerle taçlandırdı, Billie Eilish ise eli boş döndü. 

BTS'in Butter performansı çok eğlenceli olmuş, kaç kilometre öteden şu sıkıcı Amerikan törenlerine renk getiriyorlar gerçekten. Aday oldukları kategoriyi Doja Cat ve SZA'nın tamamen hak ederek kazandığını düşünüyorum ancak yine de şu törende BTS'in izlenme için kullanılması gerçeğine her sene kızmadan da edemiyorum.


#6: 3 gün arka arkaya sınavlarım çok güzel geçti. Okulumdan soğuduğum ve derslerimden tamamen koptuğum bir dönemde güzel beklentilerle 3 sınavdan da olsa çıkmak beni çok mutlu etti.


#7: Belediye tam benim yolumun üstünde minik bir kitap fuarı açmış, her gün uğruyorum. İlk günlerinde çeşitlilik biraz sınırlıydı ama şimdi çok daha iyi. İstanbul'da düzgün kitap fuarı etkinlikleri şu an yapılmıyor, zaten yapılsa da fiyatlar ateş pahası. Okula giderken her gün 5 dakika da olsa uğradığım için uzun zaman sonra küçük de olsa bir fuar tecrübesi yaşamış oldum.


#8: Bugün en sevdiğim sanatçı Jonghyun'un doğum günü. Eğer sınavlarımla uğraşmam gerekmeseydi bugün ona özel bir yazı hazırlayıp blogumda yayınlayacaktım ama maalesef zaman bulamadım. Jonghyun'un kendi bestesi bir doğum günü şarkısını tam ses dinlemeye değer bir gün bugün.


#9: Vize dönemim resmen bitti. Okulla bağım her geçen gün kopmaya devam etse de böyle dönemlerin son bulması en azından kafamı rahatlatıyor.


#10: Benim sınavlarım bitti, kardeşlerim de okul ara tatiline girdi. Bugün hem kendimle hem de onlarla vakit geçirebileceğim bir gün olduğu için mutluyum.

4 Nisan 2022 Pazartesi

Sahaf Alışverişi

Pazartesi, Nisan 04, 2022 21
Sahaf Alışverişi

 Merhabalar,

Okuduğum kitaplara dair yazılar yazmaya bir türlü cesaret edemediğimden bahsetmiştim. Bunun için adımları yavaş da olsa atmaya çalışıyorum. Yakın zamanda aldığım kitaplara rafımda yer bulmaya çalışırken en azından ufak bir alıştırma olacağını düşünerek bu alışverişi de buraya taşımaya karar verdim.

Aslında benim şu yaşıma dek sahaf kültürüm hiç olmadı. Artık baskısı olmayan kitaplar dışında 2. el kitaplar ilgimi çok da çekmedi çünkü oradan buradan artırdıklarımla yenilerini almaya gücüm yetiyordu. Ancak özellikle son yıllarda kitap fiyatlarındaki artış bu alım gücünü her geçen gün daha da eritti. Artık kafama esince kitapçıya uğrayıp dolu poşetlerle eve dönemiyorum, indirimli fiyatlarına rağmen internet alışverişlerini ayda yılda bir yapabiliyorum. Ama tüm bunlara rağmen, kütüphanemde de kaç zamandır okunmayı bekleyen bir sürü kitap varken yeni bir şeyler satın alma isteğine karşı gelemiyorum. Satın alacak kitapları seçmek ve almak en az okumak kadar keyif verici bir iş olmuş benim için sanırım. Hâl böyle olunca, etraftan da sahaf önerileri alınca soluğu bir sahaf turunda aldım. Bu tecrübe öyle güzel geçti ki eve dönünce kendi yaşadığım yerin yakınlarında da sahafları gezer oldum. Bu şekilde sahafları geze geze farklı zaman dilimlerinde, farklı dükkanlardan 13 tane kitap edindim.

3 Nisan 2022 Pazar

Queendom 2 İlk Bölüm + 30 Mutlu Gün #3

Pazar, Nisan 03, 2022 4
Queendom 2 İlk Bölüm + 30 Mutlu Gün #3

 30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Katılmak isteyenler detaylı bilgi için buraya tıklayabilirler. 

Bugün mutlu olmamın sebebi uzun zamandır heyecanla beklediğim yarışma programı Queendom'ın 2. sezonunun ilk bölümünü sonunda izleyebilmemdi. Aslında birazcık hile yapıyor gibi oluyorum ancak bu bölüme dair bir yazıyı eninde sonunda yazacaktım, bölümü mutlu bir yüzle kapatınca neden ikisi birleşmesin ki diye düşündüm :) Sonuçta bizi mutlu eden her şeyden yazabiliyoruz, bir sınırlama yok.


Queendom, sevilen ya da yükselen k-pop grup ve idolleri arasından "kraliçe"nin seçildiği Güney Kore yapımı bir reality yarışma programı. Kazanan kraliçe veya kraliçelere yarışmanın yayınlandığı kanalda kendilerine ait bir program veriliyor ancak yarışmanın asıl olayının katılımcılarına genel kitlede bir görünürlük kazandırması olduğu söylenebilir. Zaten bu yarışmanın ilk sezonunda yarışan bazı isimler yarışmayı kazanamasalar dahi büyük bir popülarite ve sonrasında ardı arkası kesilmeyen başarılar elde ettiler.

 Yarışma 2019'da yayın hayatına başladı ancak 2020 ve 2021'de erkek idollerin yarıştığı Kingdom formatına geçti. Bu sene sıra tekrar kadın idollere geldi ve böylece Brave Girls, Hyolyn, Kep1er, LOONAWJSN ve VIVIZ yarışmaya dahil oldu. Ben bu isimlerin hepsine bayılıyorum ancak LOONA, WJSN ve VIVIZ müzikleriyle bana en çok hitap edenler olduğu için onlara karşı ayrı bir sempatim var. Yine de bir favori belirlememeye çalışarak gruplara olan sevgimi bir kıstas almayacağım. Zaten hepsini sevdiğim için kim elense üzülürüm gibi hissediyorum :)

2 Nisan 2022 Cumartesi

30 Mutlu Gün #2

Cumartesi, Nisan 02, 2022 7
30 Mutlu Gün #2


 30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları bu linkte.


Bugün beni mutlu eden şey arkadaşımla sahafta gezerken baktığımız kitabın içinden çıkan şu çizim oldu. Hangi kitaptı şu an hatırlayamasam da Maksim Gorki'nin bir kitabıydı, zaten görselde de onun fotoğrafı ve imzası var. Kitabın eski sahibi bir kitaptan alınabilecek maksimum verimi alarak hem fotoğrafa hem de imzaya kendi yorumunu getirmiş. Aramızda kalsın, orijinaline fark atmış bence :)


Mart'22 Raporu

Cumartesi, Nisan 02, 2022 12
Mart'22 Raporu

Mart ayını da yolcu ettik. Yine ne ara başladı da bitti farkına varamadığım, hızlı ama dolu dolu bir ay oldu.

Mart benim için öncelikle yukarıda fotoğrafını paylaştığım kırmızı-beyaz bileklik yani marteniçka (veya martenitsa) demek. Bulgaristan folkloruna göre 1 Mart'ta başlayan baharın gelişini kutlama amacıyla bilekleri süsleyen bu güzel bilekliği takınca bir dilek dileniyor, mart ayı içinde bir leylek ya da kırlangıç görene dek bilekte taşınıyor. Bazı kişiler ise kuşu görünce marteniçkalarını çiçek açan bir ağacın dalına bağlıyor, dileğini sonra tutuyor. Bileklik artık bijuterilerde bile satılıyor ancak geleneğin usulüne göre makbul olan marteniçkayı birinin bileğinize takması. 

Bu geleneğin kökeni aslında Bulgaristan ancak Balkan-Trakya halkları arasında ve göçmenler sebebiyle ülkemizde de yaygın. Bulgar kültüründe Baba Marta'nın (Marta Nine) ruh hali çabuk değişen yaşlı ve huysuz bir nine olduğuna ve onun bu hareketlerinin mart ayının dengesiz havasına etki ettiğine inanılıyor. Marteniçkanın kırmızı ve beyaz düğümleriyle halk Baba Marta'nın onlara merhamet etmelerini ve kışın bir an önce bitip baharın gelmesini umuyorlar. Bu sebepten 1 Mart tarihi Baba Marta Günü olarak kutlanıyor ve marteniçkalar da o tarihten itibaren takılıyor. Marteniçka sağlık, mutluluk, yeni hayat, saflık ve kötü güçlerden korunma gibi kavramları temsil ediyor. [Kaynak] Ayrıca gelenek 2017'den beri UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar listesinde yer alıyor.

Aslında kökeninde göçmenlik olan bir Trakyalı olmama rağmen bu bilekliğin adını liseye kadar hiç duymadım. Liseyi Bulgar ve Boşnak göçmenlerin çok olduğu bir okulda okudum. Mart ayı geldi mi bu göçmenler okula bir sürü marteniçka getirir, isteyen herkese dağıtırdı. Ancak o zamanlarda kendi aramızda leylek görünce değil bileklik istemsizce bileğimizden düşünce bu geleneğin yerini bulduğunu düşünen bir karar almışız sanırım ki o zamanlarda onca kişi hiç kuş görme telaşına girmedik. Liseden mezun olunca araya pandeminin de girmesiyle 2 sene marteniçkayı pas geçmek durumunda kaldım ama sağ olsun o dönemden bir arkadaşım bu sene bana marteniçka getirdi. Mart boyunca ne leylek gördüm, ne de kırlangıç gördüm; zaten martın yarısı bahar değil kış esintileriyle geçti. Şimdilik bilekliği çıkardım ama nisana sarkıtsam mı diye düşünmüyor değilim :)

1 Nisan 2022 Cuma

30 Mutlu Gün #1

Cuma, Nisan 01, 2022 10
30 Mutlu Gün #1

 

Sevgili Şule Uzundere linke bıraktığım yazısında bizleri küçük bir tebessüme bile çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde çok tatlı bir etkinliğe davet etmişti. Her gün yazmak biraz zor ama ben ilk günden kaçırmak istemedim.


Ben bugün çocukken çok sevdiğim ve kendi kendime hep düşündüğüm o "Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?" sorusunun cevabını aldım, 2.'siymiş. Biliyorum, şarkı bir aşk şarkısı ama ben küçükken dinlediğim için olsa gerek, bu soruyu hiç aşka yormadım. Baharın getirdiği sevincin, insan psikolojisine etkisinin bir sorunsalı olarak kaldı bende. 

Bugün mutluyum çünkü 2 yıl süren bir kış uykusundan sonra bahar bana da geldi. Bugün mutluyum çünkü uzun zaman sonra ilk defa o dingin huzuru hissettim. Bugün mutluyum çünkü sırf var olduğum için bile değerli olduğumun farkına vardım. Bugün mutluyum çünkü hayatın da bir baharı, güzel günleri var ve ben bunların tadına varmak istiyorum.

Tabii ki ben böyle olduğum için bahar, öyleyse! :)