Mart'22 Raporu - vulnicure

2 Nisan 2022 Cumartesi

Mart'22 Raporu

Mart ayını da yolcu ettik. Yine ne ara başladı da bitti farkına varamadığım, hızlı ama dolu dolu bir ay oldu.

Mart benim için öncelikle yukarıda fotoğrafını paylaştığım kırmızı-beyaz bileklik yani marteniçka (veya martenitsa) demek. Bulgaristan folkloruna göre 1 Mart'ta başlayan baharın gelişini kutlama amacıyla bilekleri süsleyen bu güzel bilekliği takınca bir dilek dileniyor, mart ayı içinde bir leylek ya da kırlangıç görene dek bilekte taşınıyor. Bazı kişiler ise kuşu görünce marteniçkalarını çiçek açan bir ağacın dalına bağlıyor, dileğini sonra tutuyor. Bileklik artık bijuterilerde bile satılıyor ancak geleneğin usulüne göre makbul olan marteniçkayı birinin bileğinize takması. 

Bu geleneğin kökeni aslında Bulgaristan ancak Balkan-Trakya halkları arasında ve göçmenler sebebiyle ülkemizde de yaygın. Bulgar kültüründe Baba Marta'nın (Marta Nine) ruh hali çabuk değişen yaşlı ve huysuz bir nine olduğuna ve onun bu hareketlerinin mart ayının dengesiz havasına etki ettiğine inanılıyor. Marteniçkanın kırmızı ve beyaz düğümleriyle halk Baba Marta'nın onlara merhamet etmelerini ve kışın bir an önce bitip baharın gelmesini umuyorlar. Bu sebepten 1 Mart tarihi Baba Marta Günü olarak kutlanıyor ve marteniçkalar da o tarihten itibaren takılıyor. Marteniçka sağlık, mutluluk, yeni hayat, saflık ve kötü güçlerden korunma gibi kavramları temsil ediyor. [Kaynak] Ayrıca gelenek 2017'den beri UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar listesinde yer alıyor.

Aslında kökeninde göçmenlik olan bir Trakyalı olmama rağmen bu bilekliğin adını liseye kadar hiç duymadım. Liseyi Bulgar ve Boşnak göçmenlerin çok olduğu bir okulda okudum. Mart ayı geldi mi bu göçmenler okula bir sürü marteniçka getirir, isteyen herkese dağıtırdı. Ancak o zamanlarda kendi aramızda leylek görünce değil bileklik istemsizce bileğimizden düşünce bu geleneğin yerini bulduğunu düşünen bir karar almışız sanırım ki o zamanlarda onca kişi hiç kuş görme telaşına girmedik. Liseden mezun olunca araya pandeminin de girmesiyle 2 sene marteniçkayı pas geçmek durumunda kaldım ama sağ olsun o dönemden bir arkadaşım bu sene bana marteniçka getirdi. Mart boyunca ne leylek gördüm, ne de kırlangıç gördüm; zaten martın yarısı bahar değil kış esintileriyle geçti. Şimdilik bilekliği çıkardım ama nisana sarkıtsam mı diye düşünmüyor değilim :)

Bu tatlı gelenek dışında bu ay pek de bahsedilecek bir şey yaşamadım; genel olarak ders çalıştım ve hobilerimi sürdürmeye çabaladım. O yüzden daha fazla uzatmadan onlara geçmek istiyorum.


Bu ay izlediğim diziler:

1) Pera Palas'ta Gece Yarısı


2 aydır 1 tanecik diziyle rekordan rekora koşuyorum. Gerçi arada yeni bölümü yayınlandıkça Attack on Titan'ı ve vakit bulunca Produce X 101'ı izlemeye çalıştım ama yine de dahası gelmedi. Ben pek dizi insanı değilim, arada ilgimi çekince kaptırır sonra da rafa kaldırırım tüm dizileri bir süreliğine. O yüzden mini diziler ya da ayda yılda bir yayınlanan diziler her zaman favorim olmuştur. Yazın Disney+ Türkiye’ye geliyormuş, belki o geldiğinde eskilere sarıp bu döngüyü kırarım :)


Bu ay izlediğim filmler:

1) The Batman (2022)

2) Flee (2021)

3) The Hand of God (2021)

4) The Power of the Dog (2021)

5) King Richard (2021)

6) The Eyes of Tammy Faye (2021)

7) West Side Story (1961)

8) West Side Story (2021)

9) Being the Ricardos (2021)

9) Parallel Mothers (2021)

10) Turning Red (2022)

11) The Tragedy of Macbeth (2021)

12) Bergen (2022)

13) Batman (2022) 🔁

14) From Up on Poppy Hill (2011)


Oscar maratonumuz devam ettiği için bu ayki filmlerin çoğu oradan izlediklerimdi. Ayın ilk yarısında sürekli bir şeyler izledim ancak maraton sona erdiğinde artık yorgun hissediyordum, film izlemeye bir ara verdim. Batman ve Turning Red'in yorumları şimdilik blog taslağında duruyor, bir sıkıntı olmazsa haftaya onları yayınlamayı düşünüyorum.


Bu ay okuduğum kitaplar:

1) Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Ankara

2) Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Yaban

3) Halide Edip Adıvar - Sinekli Bakkal

4) Mihail Bulgakov - Genç Bir Doktorun Anıları

5) Yoşikazu Takeuçi - Perfect Blue: Mükemmel Başkalaşım


Bu ay çok fazla kitap okuyamadım ama çok güzel kitaplar okudum. Eğer bitirebilseydim Kemal Tahir'in Devlet Ana eserini de bu listeye ekleyip uğurlamayı istiyordum ancak kitap beni bir türlü içine alamadı, 1 haftadır okumaya çabalıyorum ama yine de ilerleyemiyorum. Nisan da böyle sürmez umarım :)


Bu ay en çok dinlediklerim:

Bu ay çok sık müzik dinleyemedim, hatta bazı günler hiçbir şey açasım dahi gelmedi. Normalde müzik dinlemek hayatıma entegre olmuş bir hobidir ve her zaman bir şekilde fonda çalan bir şeyler olur ama bu ay pek öyle olmadı. Yine de fena olmayan şeyler keşfettim, eskileri bolca dinledim.


Yazıyı bu ay en çok dinlediğim şarkıyla kapatmak istiyorum. Önümüzde güzel bir nisan vardır umarım.

12 yorum:

  1. Daha birkaç gün önce annem bu bilekliği sormuştu bana. Komşular bahsediyormuş. Annemi aydınlatayım artık.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir tesadüf olmuş o zaman, çok sevindim :))

      Sil
  2. ne sevimli bir marteniçka olmuş o. kitaplar da iyi filmler de maşallah valla. şarkılara bakayım, senin şarkılar iyi oluyor. nerden gelmiş sizin ailenin büyükleri?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, umarım seversin.

      Bizimkiler biraz karışık ama anne tarafımdan da baba tarafımdan da hepsi mübadele zamanında Yunanistan ve Bulgaristan'dan gelmişler. E-devlet'teki soyağacında sadece oralardan 7 farklı köy var, göç sonrasındaki durum da pek farklı değil :D

      Sil
    2. amanın ne kadar çok film izlemişsiniz

      Sil
    3. Bu ay biraz öyleydi :D

      Sil
  3. Bu bilekliği biliyorum. Eşimin akrabası vermişti bize. Çantama atıp unutup gitmiştim. :)
    Bahsettiğin filmlerin hiçbirini izlemedim, kitaplardan da yıllar önce Yaban'ı okumuştum, hiç hatırlamıyorum şu an.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir dahaki seneye o zaman diyelim :)) Yaban'ı ben çok severek okudum, ileride tekrar okumaya değer bence :)

      Sil
  4. Marteniçkayı daha geçen sene duydum ben ama bu sene daha çok karşıma çıktı. Her geçen gün daha bilinir olacak sanırım.

    Türk klasikleri açısından verimli bir ay olmuş. Özellikle Halide Edib'in kitaplarını çok severim.

    Bu aralar ben de sürekli dizi izliyorum. 3-4 diziyi dönüşümlü olarak izliyorum. Eskiden bir oturuşta bir sezonu bitirirdim. Şimdi zamanım olmadığı için yapamıyorum yoksa bölümleri arka arkaya devirmeyi çok severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, gerçekten her sene daha da duyuyorum bu kelimeyi.

      Halide Edip'i ben ilk defa okudum ama son olmayacağı kesin. Çok iyi bir kitaptı.

      Miskin günlerde arka arkaya bölümleri sıralamak çok keyifli cidden ama o boş zamanı bulmak çok zor. En iyisi kısalar :)

      Sil
  5. Gençken takardık biz de ☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel, pek çok kişi arasında yaygınmış :))

      Sil

Görüşleriniz benim için çok değerli :)