30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinlik hakkında detaylar linkte.
New York'a hiç gitmedim, ne yalan söyleyeyim, önümde gidebileceğim bir gelecek de görmüyorum. Ama ben bir internet çağı çocuğuyum ve Amerikan merkezli bir dünya her an elimin olacak şekilde büyüdüm. Bu dünyanın başkenti de New York City gibiydi. Sex and the City, Friends, Gossip Girl, West Side Story, Spider-Man, Modern Love, Ghostbusters, Breakfast at Tiffany's ve her ne kadar kendisini anmak istemesem de Woody Allen'in filmleri... Bunlar gibi say say bitmeyecek pek çok yapım bu şehirde geçiyordu ve gitmesek de görmesek de orada bir New York var uzakta dedirtiyordu bana. Ben de bu şehri merak ediyor, tanımak istiyordum. Bu vesileyle bu ayın başlarında yazdığım Sahaf Alışverişi yazımda da bahsettiğim gibi Buket Uzuner'in New York Seyir Defteri'ni bir sahafta buldum ve aldım, sonunda da okuma fırsatım oldu. Kitap 1-2 saatte bitecek uzunlukta ve şehirden çok şehirdeki insanlara dair manzaralardan ve New York'un yazara hissettirdiklerinden bahseden kısacık denemelerden oluşuyor. Hızlıca ilerlediği için okuması keyifli. Ancak bugünün mutluluğu kitaptan çok bu kitabın bana getirdiği tatlı tesadüf üstüne.
Kitabın ilk sayfasında 2001 Mart tarihiyle beraber kitabın eski sahibinin ismi yazıyordu. Ben daha 1 yaşına bile basmamışım o tarihte. İlk sayfalarda yazan "Gitmek göze alabilmektir. Gitmek tehlikedir. Gitmek merak etmektir, riski göze alabilmektir. Gitmek radikal bir değişim cesaretidir." satırlarının altı tükenmez kalemle çizilmiş ve kimi yerler yuvarlak içine alınmıştı, belli ki eski sahip bu şehre gitmek için hevesliydi. Kitabın ortasında bir yerlerden 2007 tarihli iki gazete sayfası çıktı, ikisi de New York'tan bahseden yazı dizileriydi. Sonra dayanamadım, internetten adı yazan kişiye baktım, adının yanına New York diye eklemeyi de ihmal etmedim tabii. Meğer bu kişi Instagram'da hatırı sayılır bir takipçi sayısına ulaşan bir seyahat yazarı olmuş. Üniversite döneminde 4 sene çalışıp para biriktirmiş, New York'u da gezmiş. Hayaline kavuşmuş. Sanki dinlediğim bir hikaye mutlu sona ulaşmış gibi rahatladım, sevindim. İnternet sayesinde bu mutlu sonu öğrendiğim için de ekstradan mutluyum, içimde kalırdı yoksa. :) Acaba bu gezi bloggerına konuyla alakalı bir mesaj göndersem mi diye düşündüm bir süre ancak sanırım göndermemek en iyisi olacak. Onun hayatında bu kitap ömrünü tamamlamış sonuçta. :)
Aslında bu kitap bana ufak bir tesadüfü daha yaşattı ama onu başka zamana saklıyorum, bu etkinliğe çok uyacak bir tesadüf konusu değil gibi.
Bugünün şarkıları New York'tan bahsedenler olsun o zaman.
Prince - All the Critics Love U in New York
LCD Soundsystem - New York I Love You but You're Bringing Me Down
Yine bayılarak okudum yazını. Okurken iki kitap geldi aklıma ama asıl söylemek istediğimi söylemeleyim önce; aynı heyecanlara sahip ama artık daha deneyimli biri olarak. O mesajı yolla bence... Neden biliyor musun, blogda bir kitaptan bahseden bir yazı yazmıştım, bir gün bir baktım altında o yazarın yorumu var , o yazı beni çok ama çok şahane bir insana, bir yazara götürmüş oldu, internetin ne kadar büyük bir olanak olduğunu ilk o zaman fark ettim; bana blogda yayınlamam için yazılarını gönderdi ve daha neler neler:) Yollamakla bir şey kaybetmezsin, haa umduğun gibi bir geri dönüş almazsan da olduğu yerde bırakırsın:)
YanıtlaSilİtalo Calvino'nun Amerikada Bir İyimser adlı kitabı, biraz eskiyi anlatsa da gezme aşkı olan insanı etkiler; bir kitapçıya gittiğinde içine bir göz at, etkilenmezsen alma ama:) Bir de Laura Erkin'in, Flanöz-Şehirde Yürüyen Kadınlar'ı... bunu duymuşsundur belki, yine göz at, nasıl gezmeli konusunda fikir verir, çekmezse seni alma ama, bir seyahat dönüşü okumuştum iyi gelmişti bana, doğru yolda olduğumu hissettirmişti:)
O yazarla ilişkimi ise şu yazıda anlatmıştım, biraz uzundur ama göz atmak, blog yazmanın insana kazandırdıkları anlamında bir şey katar diye düşünüyorum:)
https://laparagas.blogspot.com/2020/03/kitabn-sadece-kitap-olmadg-bir-durum.html
Müzik seçimlerin harikaydı yine, onların sayesinde belki de uzattıkça uzattım, işte bu iyi bir şey mi ondan pek emin değilim:))
Ah, çok teşekkür ederimm. Hem bu güzel yorum için hem de tecrübelerinizi, önerilerinizi her daim paylaştığınız için :) Aslında bir mesaj yollamaktan tamamen vazgeçmiştim ama şimdi bu yorum sonrasında fikrim değişti. Umarım yanıt alırım o halde, almasam da güzel bir tecrübe olmuş oldu :))
SilBayram sonrasında YKY'ye gitme fikri vardı kafamda, ilk kitaba mutlaka bakacağım. İkincisini hiç duymamıştım ama internette biraz incelemeyle ilgimi çektiğini söyleyebilirim. Ona da bakacağım. Çok teşekkür ederim bu öneriler için, bu sıralar gezilere, anılara merak sarmış biri olarak çok ihtiyacım vardı.
Yazınızı büyük bir keyifle okudum, hatta ilk yorumun geldiği yazıda buldum kendimi :) İyi ki paylaştınız. Burası sahiden çok farklı bir mecra, onu anladım. Şarkıları sevmenize de çok sevindim :) Uzatmanız benim açımdan çok iyi oldu, ona emin olabilirsiniz.. Sözleriniz çok değerli. :)
Ben olsam kesin mesaj atardım, hayallerinizin gerçek olduğunu görmek çok güzel diye:) Bir New York hikayesi içinde başka bir hikaye daha dinlemek ayrı bir keyif verdi:) Bu arada sebebini bilmiyorum ama bunca yıllık hayatımda bir kez olsun Amerika görme isteğim olmadı:) Arjantin, Uruguay, Meksika oldu ama Amerika hiç olmadı:)
YanıtlaSilFikrimi değiştirdim bu konuda sanırım, şansımı deneyeceğim :) Ben de o toprakları çok merak ediyorum aslında ama ABD'nin kendisi de görmeye değer gibi. Umarım bir gün sizin kaleminizden okuma şansımız olur Arjantin'i, Uruguay'ı ve daha nicelerini :))
SilBu etkinliği bilmiyordum, ne hoşmuş. Sizin yazınız da çok hoş olmuş. Eski sahibi hayallerinin peşinden gitmiş ve ulaşmış demek ki. Ne mutlu ona. Durumunuzu bilmiyorum ama bence isterseniz siz de gidersiniz. :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler, beğenmenize sevindim :) Umarım kısmet olur diyelim o halde :)
SilDeğil mi, hem çok şaşırdım hem de çok mutlu oldum bu denk geliş karşısında :) Şarkıları da seversin umarıım :))
YanıtlaSilbuket uzuner, gezgin yazarımız, çok iyi yazar tabisi, senin şu rastlantı ne güzelmiş, bak bu yaptığın araştırma insan yaşamları ve edebiyata meraklı olduğun için ortaya çıkıyor. gezi instacısını bulman. edebiyat ruhundan kaynaklanıyor :) öbür rastlantıyı da sonra anlatırsıııın :)
YanıtlaSilAy bu yorum beni aşırı mutlu etti :)) Ben hep meraklı ve ilgili biri oldum ama bu özellikleri hiç bu şekilde düşünmemiştim Deep, sahiden günüme neşe ve moral kattınn :)
SilBayılıyorum böyle tesadüflere. Bir ara arka arkaya izlediğim iki dizi ve bir film New York'ta geçiyordu. Oraları görmek nasip olur mu demiştim. Her geçen gün bu ihtimal azalıyor ne yazık ki :-(
YanıtlaSilBence o kişiye kitabın fotoğrafını çekip bir mesaj atabilirsin. Eski kitabını ve yazdıklarını görünce mutlu olacaktır. Ben olurdum.
Maalesef öyle. Yine de dilerim bir gün ziyaret etme şansını buluruz hepimiz, ne diyelim :( Evet, zaten fikrimi değiştirdim bu konuda. Bayramda evden uzaklaşınca atamadım ama göndereceğim bu hafta :)
Sil