Mart 2022 - vulnicure

31 Mart 2022 Perşembe

Şubat 2022'de K-Pop

Perşembe, Mart 31, 2022 12
Şubat 2022'de K-Pop

Merhabalar,

Geçenlerde şu yazıyla başlattığım aylık k-pop yazı dizisine devam ediyorum. Şubat, en kısa ay olmasına rağmen epey hareketli geçti. Bu ay k-pop'un eski jenerasyonlarıyla yeni jenerasyonlarını aynı noktada buluşturmasıyla ayrıca dikkat çekiciydi, uzun zamandır ortalarda göremediğimiz pek çok ismin dönüşünün yanı sıra dikkatleri üzerine çeken yeni grupların çıkışlarına da tanık olma şansımız oldu.

28 Mart 2022 Pazartesi

Oscar Ödülleri, Tokatlar ve Hakkı Yenenler

Pazartesi, Mart 28, 2022 13
Oscar Ödülleri, Tokatlar ve Hakkı Yenenler

Böyle başlayan gece pek böyle bitmedi :)

Aman aman, nasıl bir geceydi bu! 2017'de düzenlenen törendeki malum La La Land-Moonlight olayına sebebiyet verenler bu gece huzurlu bir uyku çeksin, artık Oscar denince akla gelen ilk rezillik bu olay olmayacak.

Önce ödülü alacağını tahmin ettiğim ve almalarını tüm kalbimle istediğim isimlerle başlayalım. Yardımcı Oyuncu kategorilerinde Ariana DeBose ve Troy Kotsur hem eleştirmenlerin hem de seyircilerin favorisiydi, beklenen oldu. Her ikisini de canıgönülden tebrik ediyorum. Ariana beyaz olmayan queer bir kadın oyuncu olarak, Troy ise işitme engelli bir erkek oyuncu olarak ödülleriyle tarihe geçtiler. Her ikisinin de teşekkür konuşmaları duygu doluydu, izlemeyenler mutlaka izlemeli. Gecenin en huzurlu ve mutlu sahneleri de bunlardı zaten, keşke sadece bu isimleri konuşsaydık.

26 Mart 2022 Cumartesi

Mihail Bulgakov - Genç Bir Doktorun Anıları | BCP

Cumartesi, Mart 26, 2022 31
Mihail Bulgakov - Genç Bir Doktorun Anıları | BCP


"Şu aritmetik insafsız bilim. Yüz hastanın her birine beş dakika harcadığımı varsayalım, beş dakika! Beş yüz dakika eder, saate vurursan sekiz saat yirmi dakika... Dikkatinizi çekerim, üstelik art arda... Otuz tane de yataklı hastam vardı. Ayrıca ameliyat da yapıyordum."

 Blogları Canlandırma Projesi'nde bu ayki temamız Tıp Haftası idi. Aslında bu yazıyı tam da Tıp Bayramına denk getirmeyi çok istemiştim ancak o esnada okul için yetiştirmem gereken kitaplar vardı, onları okumaktan temaya uygun kitap seçmeye bir türlü zaman ayıramadım. Ay sonuna kısmetmiş.

Kitap devrim yıllarında, Tıp Fakültesinden yeni mezun olmuş bir doktorun şehirden uzak bir kasabaya gelişiyle başlıyor. Doktor yeni mezun oluşunun etkisiyle sudan çıkmış bir balık gibi hissediyor, teorik kısmını başarıyla öğrenip dereceyle bitirdiği eğitimini pratiğe dökme konusunda bocalamalar yaşıyor. Bir yandan da geldiği ücra kasabanın batıl inançlarıyla, halkın onu genç ve tecrübesiz görüp kâle almayışıyla mücadele ediyor.

Yardım :)

Cumartesi, Mart 26, 2022 14
Yardım :)

Merhabalar, 

Öncelikle, bu yazı en kısa sürede kendini imha edecektir :)

Blogumdaki kategoriler çok karmaşık bir durumda oldukları için onları düzenleyecektim ancak sonradan düzenlenen yazıların Okuma Listesinde sanki yeni paylaşılmış gibi tekrar çıktıklarını fark ettim. Kaç senelik yüzlerce yazıyı spam yapar gibi Okuma Listesine sokmak istemiyorum ancak buna sebebiyet vermeden istediğim şeyi nasıl yapacağıma dair bir çözüm bulamadım. Eskiden böyle olmadığına eminim, yeni gelen bir düzenleme ya da benim farkında olmadığım bir ayar buna sebep oluyor sanırım. Bilgisi olan varsa yorumlardan ya da sağda linklerini bıraktığım e-posta/Instagram hesabımdan bana ulaşabilirlerse çok sevinirim.

24 Mart 2022 Perşembe

Oscar Tahminleri

Perşembe, Mart 24, 2022 13
Oscar Tahminleri
Etkinliğe katılan tüm blog komşularımla temsili fotoğrafımızdır :)

 Selamlar!

Malumunuz bu pazar, bize göre ise pazartesi gününün erken saatlerinde 94. Akademi Ödülleri düzenlenecek. Biz de buralarda birkaç blog olarak elimizden geldiğince aday filmleri izledik, yorumladık. (Benim film yorumlarıma gitmek için buraya tıklayabilirsiniz.) İşin yorumlama kısmı bitti, artık son düzlüğe girerken sırada tahminlerimiz var. Tahminler hiçbir zaman benim güçlü olduğum kısım olmamıştır, hatta genelde tüm filmleri izlemediğim için ilgimi de pek çekmez. Birkaç kategoride çok istediğim adaylıklara taraftar olurum en fazla, kalanını tören yapılana dek çok düşünmem. Bu sene bir değişiklik yaptım ve etkinlikteki diğer arkadaşlarımla beraber tahminlere katılmaya karar verdim. Çok isabetli olmalarını beklemiyorum ancak maksat eğlenmek olsun. 


EN İYİ FİLM: En emin olamadığım kategorilerden biri bu çünkü 10 filmin biri bile çok güçlü bir şekilde öne çıkmıyor. The Power of the Dog'un almasını bekliyorum ama Belfast da bir sürpriz yapabilir gibi hissediyorum. Benim gönlümden geçen isim ise West Side Story.

EN İYİ YÖNETMEN: Zor bir kategori ama ben Jane Campion diyorum. Steven Spielberg ile ikisi benim gözümde çok yakın ama prestijli ödüller hep Jane Campion'a gitmiş, bu sebepten kendisinin şansını daha yüksek görüyorum.

EN İYİ KADIN OYUNCU: En çekişmeli kategorilerden. Ya Jessica Chastain'in ya da Kristen Stewart'ın heykelciği evine götüreceğini düşünüyorum, gönlümden geçen isimler de bu ikisi. Ancak illa bir isim söylemem gerekirse bahsimi Kristen'dan yana kullanıyorum.

EN İYİ ERKEK OYUNCU: Bu kategorinin tartışmasız favorisi Will Smith, kazanacağı kesin gibi. Ben de performansını çok beğenerek izledim ve tarafsız bakınca onu söylemem gerekiyor ama gönlüm başından beri Andrew Garfield'dan yana olduğu için kaybedeceğimi bile bile bahsimde Andrew'a torpil geçmek istiyorum :)

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU: Müthiş bir kategori daha. Kim alsa onun adına sevinir ve hak etti derim ancak tahminim Ariana DeBose'un kazanan olacağı yönünde. Yedek isim olarak da Judi Dench'i düşünüyorum.

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU: Kalbim de aklım da Troy Kotsur ismini fısıldıyor bu kategoride. Tahminlerim genelde tutmaz dedim ama bu ismin kazanacağına olan inancım tam.

EN İYİ ÖZGÜN SENARYO: Deep'in tahmin yazısında bahsettiği Amerikan sinema sektörünün yaşadığı tıkanıklık durumunu en iyi hissettiren, sıkıntılı bir kategori bu. Benim düşüncem 5 aday film arasında en çok hak edenin The Worst Person in the World olduğu ama kazanma şansının düşük olduğu yönünde. Diğer kategorilerde bir atak yapmazsa Belfast'ın bu kategoride kazanan olacağını düşünüyorum, yaparsa belki bir umut benim favorim olan filme gider heykelcik.

EN İYİ UYARLAMA SENARYO: Özgün Senaryo kategorisine kıyasla çok daha çekişmeli bu kategoride kazananı tahmin etmek güç. Benim istediğim isim Drive My Car ancak tahminim The Power of the Dog. Ancak aday 5 filmin hangisi kazansa hak ettiğini düşünürüm, hepsi başarılı uyarlamalardı.

EN İYİ SİNEMATOGRAFİ: Zor bir kategori daha. The Power of the Dog ve West Side Story arasındayım ancak ilk filmin şansını daha yüksek görüyorum. Belki bir ihtimal Power of the Dog diğer kategorilerde döktürürse burası West Side Story'ye gidebilir. The Tragedy of Macbeth de sinematografisiyle adeta şov yaptı ancak şansı düşük. 

EN İYİ ULUSLARARASI FİLM: Lunana'yı izlemediğimi belirterek başlamak istiyorum ama sinemaseverler arasında çok da bahsi geçmediği için kazanma şansı olan filmlerden olarak görmüyorum şimdilik. Bu kategorinin kazananı ise üstüne çok düşünmeye gerek kalmadan Drive My Car gibi gözüküyor. Ah The Worst Person in the World, neden bu kadar güçlü bir adayla aynı yıla denk geldin? :( Adaylıklarda harcandı resmen mis gibi film.

EN İYİ ANİMASYON: Bu kategoride Encanto ve Flee arasındayım. Flee diğer 4 adaya göre çok daha ciddi konuları ele alan bir film olduğu için hangisi kazanır bilemiyorum. Zaten film Belgesel kategorisinde de aday ama ben oradaki filmleri izlemedim, eğer o kategoriyi kazanırsa animasyonun kazananının Encanto olacağını düşünüyorum. Gönlümden geçen isim ise The Mitchells vs. the Machines ancak Encanto o kadar başarılı oldu ki Akademi'nin bunu göz ardı etmesi imkansız.

EN İYİ FİLM KURGUSU: The Power of the Dog dediğim bir başka kategori daha. Belki bir ihtimal Dune alabilir.

EN İYİ PRODÜKSİYON TASARIMI: Hiç emin olamadığım bir kategori. Gönlümden West Side Story geçiyor, kazanma şansını da çok yüksek görüyorum ama Nightmare Alley ve The Tragedy of Macbeth'in de güçlü adaylar olduğunu düşünüyorum. Hatta Dune bile bana bir sürpriz yapıp kazanan olabilir.

EN İYİ KOSTÜM TASARIMI - EN İYİ MAKYAJ VE SAÇ TASARIMI: Kostüm için Cruella, saç-makyaj için The Eyes of Tammy Faye. Bu ikili bu kategorilerde ödülleri alamazsa verilen emeklere büyük ayıp edilir :)

EN İYİ GÖRSEL EFEKT - EN İYİ SES: İkisi için de Dune diyorum.

EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK - EN İYİ ÖZGÜN ŞARKI: Disney adaylıkların Akademi'ye tanıtımı öncesi We Don't Talk About Bruno'nun başarısını ön görebilseydi bu iki kategoride tahminler çok daha kolay olacaktı. Özgün Müzik'te Encanto'nun başarısı göz önünde bulundurularak ödülün Germaine Franco'ya verileceğini düşünüyorum. Özgün Şarkı'da ise tahminim Billie Eilish'in No Time to Die filminde kullanılan No Time to Die şarkısı, favorim ise Van Morrison'ın Belfast için yeni düzenlemeyle kaydettiği Down to Joy'u.


Evet, benden tahminler bu kadar. Kalan kategorilerin filmlerini izlemediğim için yazma gereği duymadım. Seçimlerime şöyle bir bakınca The Power of the Dog ve West Side Story'nin öne çıktığını, Dune'un da o kadar adaylığına rağmen geride kaldığını görüyorum. Akademi benimle aynı fikirleri paylaşacak mı hafta sonu hep beraber göreceğiz. Törenden sonra bu yıl son bir Oscar muhabbetiyle sezonu kapatırım diye umuyorum. 

Etkinliğimizin ev sahibesi sevgili Oytunla Hayat'ın tahmin yazısında etkinliğe katılan diğer blogların tahminlerine de ulaşabilirsiniz.

21 Mart 2022 Pazartesi

Ocak 2022'de K-Pop

Pazartesi, Mart 21, 2022 8
Ocak 2022'de K-Pop

Merhaba,

Burada sıkça k-pop'a duyduğum özel ilgiden bahsediyorum. Her gün onlarca şarkının yayınlandığı bir sektörü tamamen takip etmek imkansız olsa da elimden geldiğince yayınlanan şarkılara, müzik videolarına ve hatta en çok konuşulanlara bakmaya çalışıyorum. Dolayısıyla her ay ve hatta yıl sonunda sektöre dair düşünce birikimim oluyor. Ben de bunu düşünerek her ay k-pop gündeminin nabzını tuttuğum bir yazı dizisine başlamaya karar verdim. Mart ayının yazısı gelmeden ocak-şubat için de bir şeyler yazmayı yetiştiririm diye umarak bu işe giriştim, dilerim bu planladığım gibi sonuçlanır.

19 Mart 2022 Cumartesi

Bergen (2022) | Film Yorumu

Cumartesi, Mart 19, 2022 15
Bergen (2022) | Film Yorumu


Yönetmen: M. Caner Alper, Mehmet Binay
Senaryo: Sema Kaygusuz, Yıldız Bayazıt
Oyuncular: Farah Zeynep Abdullah, Tilbe Saran, Erdal Beşikçioğlu, Nergis Öztürk, Ali Seçkiner Alıcı, Ahmet Kayakesen
Süre: 145 dakika
Ülke: Türkiye


Corona döneminde, vizyona girişinin 3. haftasında bile tıklım tıklım doldurduğu salonlarıyla ülke sinemalarına canlılık getiren Bergen filmini ben de izledim. Dürüst olmak gerekirse aslında bu film şu anki sinema fiyatlarıyla para verip izlemek isteyeceğim bir film değildi ancak annemin uzun zaman sonra benimle sinemaya gitmek istemesi bana para mevzusunu unutturdu, kardeşimi de alıp üçümüz beraber izlemeye gittik. Zaten film tek başına izlemek için çok uygun bir film değil gibi, insanı üzen hikayesi başkalarıyla paylaşarak daha kolay sindirilebiliyor.

Bu film her şeyden önce bana pandeminin gelişiyle hayatımdan çıkmış aktif seyircili sinema kavramını hatırlattı. Batman, Spider-Man ve Blackpink filmleri haricinde 2021'de salonlara döndükten sonra gittiğim filmlerde ya yalnızdım, ya da 4-5 kişi anca vardı. Bu film vizyona gireli 3 hafta geçmesine ve sabah seansına gitmemize rağmen inanılmaz doluydu. Bitiminde salondan çıktığımızda dışarısı daha da doluydu. Salonun içerisi ise uyarılara rağmen sürekli konuşan, bir spor müsabakası izliyormuşçasına karakterlere komutlar veren, telefon parlaklığı son seviyede telefonda gezinen, tüm bunları geçtim telefonla konuşan insanlarla doluydu. Sinema adabı gibi kulağa komik gelen bir muhabbete girmek istemiyorum ancak pandemi insanımıza sinemada hem yazılı hem yazısız bazı kuralları unutturmuş gibi. Streaming platformlarının evimizde bize sunduğu konforu onlarca kişinin bir arada olduğu bir ortama taşımak diğer insanlara saygısızlıktan başka şey değil. Konuyu pandemiye bağladım çünkü ben pandemiden çok önce, adı çıkmış semtimin mahalle sinemasında geçirdim çocukluğumu ve orada kapalı gişe izlenen filmlerde seyircinin ortak heyecanının sonucu olan toplu tepkiler dışında böyle şeylere hiç şahit olmadım. 

17 Mart 2022 Perşembe

Oscar 2022 Filmleri Maratonu #6

Perşembe, Mart 17, 2022 7
Oscar 2022 Filmleri Maratonu #6

 Selamlar, nasılsınız?

Şu kadar gün kaldı, daha bilmem kaç filmim var, yetişecek mi vs. derken hele şükür izlemeyi planladığım 26 Oscar adayı filmi izlemeyi de, yorumlamayı da bitirdim. Ancak elbette asıl olay filmleri izledikten sonra başlıyor; daha tahminler, tören günü ve pek tabii tören sonrası var... Yolumuz uzun, gençliğimiz var diyelim o halde :)

Şu zamana dek hakkında görüşlerimi yazdığım filmlerin yazıları için buraya tıklayabilirsiniz. Bu yazıda yer alan 6 filmin kimini geçen sene sinemada, kimini de evde izlemiştim. O yüzden hepsini bu yazıda buluşturan ortak nokta aradan zaman geçmesi sebebiyle kimi detaylara hakim olmayışım olacak.

1 ayı biraz aşan bir süreçte 6 filmden 26 filme gelmek, bunu da genel olarak sıkılmadan yapabilmek normal şartlarda benim harcım değildi. Kendi adıma yoğun geçen bir zamanda bunu yapabildiğim için mutluyum. Yapabilmemin en büyük sebeplerinden biri burada sevgili Oytun'la Hayat'ın düzenlediği etkinlik kapsamında blog komşularımla görüşlerimizi paylaşabilmemiz oldu. Her birine değerli yorumlarıyla filmlere farklı noktalardan bakabilmemi sağladıkları için kocaman teşekkürler ediyorum. Dilerim gelecek senelerde de bu keyifli etkinliği beraber sürdürme şansımız olur. :)

15 Mart 2022 Salı

Oscar 2022 Filmleri Maratonu #5

Salı, Mart 15, 2022 10
Oscar 2022 Filmleri Maratonu #5

Merhabalar,

2022 yılının törenine aday Oscar filmlerini izlemeye ve yorumlamaya devam ediyorum. Bu süreçte görüşlerimi yazdığım filmlere dair yazıları bu linkten okuyabilirsiniz.

Bu yazıyla beraber izlemeyi planladığım bir film kalmadı, hedefimi tamamladım. Törene artık iyice yaklaşmış ve gün sayar hale gelmişken sonunda filmleri bitirebildiğim için mutluyum. Vize dönemime sarkacak diye aklım çıkıyordu, onun gazıyla olsa gerek nasıl bitireceğimi şaşırır hale geldim. Neyse ki sonu hüsranla sonuçlanmadı.

Benim izleyeceklerim bitti ancak bu son maraton yazısı değil, sırada bir tane daha var. O yazıda blogumda bu etkinliğe katılmadan önce izlediğim aday filmlerden kısaca bahsedeceğim ve böylece maraton dönemini kapatacağım.

13 Mart 2022 Pazar

Son Zamanlarda Okuduğum Mangalar | BCP

Pazar, Mart 13, 2022 14
Son Zamanlarda Okuduğum Mangalar | BCP

 Bu yazımda Blogları Canlandırma Projesi'ne biraz gecikmeyle de olsa katıldığımı söylemiştim. Projenin şubat temasına son anda katılma şansını yakaladım ancak mart temasına geçmeden ilk ayın teması "Uzak Doğu ve Çizgi Roman"a dair tam bir yazı da blogumda olsun istedim. Zaten blogum bu sıralar sürdürdüğüm Oscar maratonu sebebiyle filmlerle doldu, biraz çeşitlilik katmanın tam sırası sanki. Okuduklarım üzerine yazmaya henüz cesaret edemiyorum, bu küçük de olsa bir adım olur diye umuyorum.

Daha önce burada okuduğum mangaları paylaştım mı pek emin değilim ancak manga okumayı çok seviyorum. Aslında bu sevgi uzun zamandır vardı ancak ülkemizde mangaların son yıllarda çok daha fazla insana hitap edecek şekilde çeşitli olarak basılması ve benim Kadıköy'deki Gerekli Şeyler mağazasını keşfetmem bu sevgiyi çok daha yukarıya çekti. Yine de mangalar diğer kitaplar kadar çok sayıda basılmıyor ve uzun serilere atılırsanız rafınız hep eksiklerle dolu oluyor. 2. el mangalar ise o kadar pahalı ki aylarca ve hatta bazen 1-2 yıl baskı beklemeyi tercih eder hale geliyorsunuz. Eksik kitabınızı almak için bekleme sürecine girerseniz bu sefer aradan geçen zaman dilimiyle bazen seri için önem arz eden detayları unutuyorsunuz. Yani manga okuyucuları için durumlar zor :) Ancak yine de siyah-beyaz çizimlerin anlatısına bir kez kapılınca bırakmak pek mümkün değil.

10 Mart 2022 Perşembe

Oscar 2022 Filmleri Maratonu #4

Perşembe, Mart 10, 2022 7
Oscar 2022 Filmleri Maratonu #4

 

Selamlar,

2022 yılının törenine aday Oscar filmlerini izlemeye ve yorumlamaya devam ediyorum. Bu süreçte görüşlerimi yazdığım filmlere dair yazıları bu linkten okuyabilirsiniz.

Bu yazının yayına girdiği tarih itibarıyla izlemeyi planladığım 4 film kaldı. Artık sona yaklaşıyorum, aynı şekilde törene de epey az zaman kaldı. Sırada 2 maraton yazısı daha var, onlar bittikten sonra artık işin tahmin ve asıl istediklerim kısmına geleceğim ve dilerim bu yılın Oscar macerasını kapatacağım. En son böyle bir işe kalkıştığım 2017 yılında film izlemekten yorulur hale gelmiştim ancak bu sene filmlerin hepsi çok iyi olmamasına rağmen şükür öyle bir durum olmadı. Gerçi büyük konuşmamak lazım, izleyeceğim son 4 film bana büyük bir şok yaşatmasın sonra. :)

9 Mart 2022 Çarşamba

Oscar 2022 Filmleri Maratonu #3

Çarşamba, Mart 09, 2022 10
Oscar 2022 Filmleri Maratonu #3



Merhabalar,

2022 törenine aday olan Oscar filmlerini izlemeye devam ediyorum. Bu süreçte görüşlerimi yazdığım filmleri okumak için bu linke tıklayabilirsiniz.

Etkinliğe katılan blogların çoğu ya filmleri bitirdi, ya da bitirmek üzere ancak benim bu yazının yazıldığı tarih itibarıyla izlemeyi planladığım 6 film daha var. Aslında ilk haftalarda hızlı bir başlangıç yapmıştım ancak geçtiğimiz haftalarda yaşananlar beni istemsizce yavaşlattı, filmlere başlasam da bir türlü kafamı veremeyince izlemeye devam edemedim pek çoğuna. Törene daha zaman olduğunu düşününce kalanları yetiştirmek yine de zor olmaz gibi duruyor ama bakalım, yetişebilecek miyim hep birlikte göreceğiz.

8 Mart 2022 Salı

Blogları Canlandırma Projesi | K-Pop

Salı, Mart 08, 2022 14
Blogları Canlandırma Projesi | K-Pop

Merhabalar,

Bu sıralar blog etkinliklerine sarmış durumdayım :) Seviyorum böyle etkinlikleri. Hem yazı fikri veriyorlar, hem de yazma motivasyonu. Okuyan insanlarla fikir alışverişi yapmak da ayrı güzel.


Fighting blogu Blogları Canlandırma Projesi kapsamında hem keyifli hem de düşündürücü 12 aylık konu seti paylaşmış. Bu seferki proje öncelikle adıyla ilgimi çekti çünkü ben de zaten blogunu yıllar sonra canlandırmaya çalışan biriyim. Ancak konular da en az projenin ismi kadar ilgi çekici. Sınav dönemleri gibi yoğun zamanlar sebebiyle her ay aynı aktiflikte katılabileceğimi sanmıyorum ancak yine de yıl sonuna dek etkinliği sürdürmeyi çok isterim.

7 Mart 2022 Pazartesi

Pera Palas'ta Gece Yarısı | Dizi Yorumu

Pazartesi, Mart 07, 2022 27
Pera Palas'ta Gece Yarısı | Dizi Yorumu

Geçtiğimiz günlerde yayınlandığından beri dillerden düşmeyen Pera Palas'ta Gece Yarısı'nı, tüm bitirilmişliğine rağmen hala bir Beyoğlu aşığı olarak hafta sonu izledim. Ayrıca şubat ayında Blogları Canlandırma Projesi'nin teması olan "kısa dizi/film veya kitap" için 8 bölümlük süresiyle tam uyduğu için diziye dair fikirlerimi buraya taşımak istedim. 

Dizinin konusu ilgi çekici: Esra adlı bir gazeteci, Pera Palas hakkında bir yazı yazmakla görevlendirilince otele gidiyor. Otelin tarihi atmosferinde büyülenen Esra bir şekilde zamanda yolculuk yaparak kendini 1919 yılında buluyor ve Türkiye tarihini değiştirecek bir suikast girişimi hazırlıklarından haberdar oluyor. Tarihin akışını korumak için bu suikasti önlemeye çalışırken bir yandan gittiği yıla uyum sağlamaya çalışıyor.

Türk televizyonunda yaratıcı işleri görememekten dert yanıyoruz her zaman. Yaratıcı projeler ortaya çıkıyorsa bile ya izleyici bulamıyor, ya da bulamayacağı düşünüldüğünden olsa gerek hiç bu toplara girilmiyor. Böyle bir ortamda Netflix gibi dev streaming platformlarının Türkiye'de orijinal içerikler yayınlamaya başlaması çok büyük bir şans kapısı oldu ancak yine de ortaya çıkanlar genel olarak pek beğeni toplayamadı. Tıpkı Hakan Muhafız gibi tarihe fantastik bir yorum getiren bu dizi beni konusuyla cezbetse de bahsi geçen diğer dizi tam bir facia olduğu için korkmadan da edememiştim. Pera Palas'ta Gece Yarısı tüm kusurlarını hesaba katınca pek de iyi bir iş olamasa da kendini izletmeyi ve seyircisine keyif vermeyi başarıyor. Ben izleme konusunda zamanlamamı doğru denk getirmişim çünkü dizi tam olarak hafta sonu hızlıca izlenecek çıtır çerez kıvamında.

3 Mart 2022 Perşembe

Şubat'22 Raporu

Perşembe, Mart 03, 2022 11
Şubat'22 Raporu

Merhabalar,
Dersler, filmler, gündem derken şubat ayı ne ara geldi de geçti bitti inanın hiç bilmiyorum. Daha yeni girmiştik 2022'ye ama 2 ayını devirmişiz bile. 

Dönüp fotoğraf galerime bakıyorum da, bu ay pek dışarı çıkmamışım. Çıktıklarım da zaten hep  arkadaşlarımla oturup muhabbet ettiğim zamanlardı. Bir değişiklik olarak gittiğim tek yer yukarıda fotoğrafını kullandığım Dasdas'ın X Media Art Museum'daki Leonardo Da Vinci: Yapay Zeka Işığın Bilgeliği / Cern'den Nasa'ya İnsanlık ve Metaverse isimli dijital sergisiydi. İlginç bir tecrübeydi ama çok da bayıldığımı söyleyemeyeceğim. Eğer boş zamanlarına denk gelirseniz kendinizi ve yanınızdakileri yıllarca profil fotoğrafı yapacak kadar iyi şekilde fotoğraflama şansınız çok yüksek. Kısacası telefonumun galerisini şenlendirmesi dışında bana çok hitap etmedi burası.

Şubat ayı asıl olarak bloguma yıllar sonra döndüğüm aydı benim için. Hedeflediğim kadar çok yazı yazamamışım ama yılların paslanmışlığı sonrası fena da gitmedim sanki :) Umarım mart ayı çok daha verimli olur. Şu sıralar kafamda bir sürü taslak fikri var. Hepsini bir köşeye not aldım, bu hafta sonu İstanbul'a döndükten sonra yavaş yavaş onları yazmak istiyorum.