Baltalimanı Japon Bahçesi - Emirgan Korusu | 30 Mutlu Gün #29 - vulnicure

29 Nisan 2022 Cuma

Baltalimanı Japon Bahçesi - Emirgan Korusu | 30 Mutlu Gün #29

 30 Mutlu Gün'e devam ediyoruz. Etkinliğin detayları linkte.

Birkaç gündür internette Baltalimanı'ndaki Japon Bahçesi'nden duraklara taşan sakura ağaçlarının fotoğraflarına imrenerek bakıyordum. Bu fotoğrafların üstüne Hayat40tanSonra'nın Emirgan Korusu hakkındaki yazısı ile lale zamanının müjdesini de görünce birbirine yürüme mesafesinde olan bu iki yeri birleştirdiğim kısa bir gezi planı yaptım. Şansıma hava pırıl pırıl, gök ve deniz masmaviydi. Ben de baharın tüm renkleriyle iç içe çok keyifli bir gün geçirdim, deniz ve çiçeklerle tüm dünya güzelliklerine doyup kendime geldim. Tüm bunları yaparken de yanımda annem vardı. Bunlar mutluluk sebebi olmasın da ne olsun? :)


Bugünkü ilk durağımız Baltalimanı Japon Bahçesi oldu. Burası Japonya ve Türkiye iş birliğiyle kurulan, her sene bu mevsimde çiçek açan sakura ağaçlarıyla sahil boyuna renk katan minik ama huzur dolu bir bahçe. Konum olarak Baltalimanı otobüs durağının tam önünde, sahilin karşısında yer alıyor ve müthiş bir Boğaz manzarasına bakıyor.


Bahçeye giriş ücretsiz. Yaz döneminde haftanın her günü 07.00-19.30  arasında açık. Şimdilerde sakura mevsimi sebebiyle bahçeye ilgi var ancak benim gittiğim 11-12 aralığında pek aşırı bir kalabalık yoktu.


Burası geleneksel Japon bahçesi anlayışına uygun şekilde çay odasının üzerinden şekillenerek yapılmış. Japon kültüründeki önemini çok iyi bildiğimiz çay seremonileri burada yapılıyor mu bilmiyorum ancak çay evlerinin mimarisini gözlemlemeye uygun çok hoş bir örneği bahçe içerisinde bulunuyor.


 İçinde yer alan gölet, şelale ve tam bunların ortasına konumlanmış çardağıyla Japon bahçelerinin dingin havasını çok iyi taşıyan bu bahçe şehrin bunaltısından uzaklaşmak için harika bir yer. Su sesleriyle, sakura ağaçlarıyla, farklı ağaç türleriyle insana bir eline çay fincanı, bir eline Çay Kitabı'nı alıp etrafı izleyerek oturma hissi veriyor.


Sıradaki durağımız ise sahilde yaptığımız kısa bir yürüyüş sonrası kahvelerimizi içmek için Emirgan Sütiş oldu. Orada ne çekmeye ne de paylaşmaya değer bir fotoğraf yok ama anlatmazsam olmaz bir anım var. 4-5 yıl kadar önce çok çok sıcak bir ağustos gününde Beykoz'dan Sarıyer'e pek çok yeri gezdiğimiz uzun bir gün planı yapmıştık. Günün ilerleyen saatlerinde İstinye taraflarından otobüse bindik. Otobüs mahşer yeri gibi kalabalıktı, klima falan hak getire. Başta sıcağa rağmen normal bir şekilde ilerlerken trafiğin ve kalabalık içinde ayakta durmanın da etkisiyle bir anda benim dünyam renk değiştirmeye başladı. Gözümde güneş gözlüğü olduğu ve bulunduğum yer otobüsün siyah noktalı camı olduğu için başta çok önemsemedim, ama izlediğim deniz yavaş yavaş grileşmeye başladı. Ne olduğunu anlayamadım, biraz gözümü kırpıştırdıktan sonra düzelmeyince birlikte olduğum arkadaşıma "Burada inip yürüsek olur mu, ben kötü oldum." dedim. Otobüsten indiğimizde o grilik gitti, korkunç bir baş dönmesiyle beraber etrafım tamamen karardı. Hiçbir şeyi göremeyince ben birden panikledim, korkup bayılacakmış gibi daha da fena oldum. O esnada etraftakiler beni çevrede bir yere oturttular, yanımdaki arkadaşım da apar topar bana yiyecek, içecek, ilaç her ne bulabilirse bulmaya gitti. Biz meğer Emirgan Sütiş'in çok yakınında bir yerde inmişiz. Ben tek kalınca mekandan garsonlar koşarak bana kolonya ve tuzlu ayran getirdiler, ben arkadaşımı beklerken sıcakta kalmayayım diye beni içeriye davet ettiler. O gün garsonların hemen yardımıma koşması ve hiç duraksamadan içeriye çağırıp yiyecek ikram etme teklifinde bulunmaları kendime gelmeye başlayınca bana insanlık varmış diye düşündürmüştü. Bu anı sebebiyle o iyi insanlara içten içe bir minnet duyduğum için önüne kadar gelmişken biraz oturmadan dönmek istemedim, güzel bir kazandibi ve buzlu latte eşliğinde o zaman bana yardım eden tüm garsonlara içimden bir kez daha teşekkürlerimi ilettim :)


Kahveler içildikten sonra sırada günün maalesef ki son durağı Emirgan Korusu vardı. Koru lale festivali sebebiyle epey doluydu ama çok büyük olduğu için herkese yetecek kadar alanı vardı :) Laleleri görmek bizim ilk düşüncemiz olsa da oraya daha çok uzun yürüyüşümüz sonrası dinlenmek için gittik, pek vaktimiz de yoktu maalesef. O yüzden yazının devamında korunun kendisi hakkında bilgiden çok çektiğim fotoğraflar yer alacak. Belki başka bir lale festivaline diyelim.


Koru her renkten lalelerle insanın içini açacak bir güzellikteydi. O kadar çok çeşit vardı ki doğanın tüm renklerini görmüş kadar oldum. Minik göletler, büyük göletler, akarsular, patikalar, kaplumbağalar, saçlarımızı hafifçe uçuşturan tatlı rüzgar ve her yerde karşımıza çıkan güzelim çiçeklerle ağaçlar bizi pamuk gibi yaptı desem yeridir. Gölge altında bankta oturup etrafı izlerken yaptığımız konuşmalar bile ayrı keyifliydi.


Bu parkta olan ve benim bugünkü mutluluğuma mutluluk katan bir başka olay ise Mitski konseri için son anda tekrar satışa sunulan biletlerden bir tanesini kapabilmem oldu. Maalesef konser alanında çok iyi bir yerde değilim ama bu konsere gitmeyi öyle çok istiyordum ki iyi yer kötü yer derdine düşecek değilim. Bu konsere dair hiçbir umudum kalmamışken son anda bilet bulduğum için inanılmaz mutluyum. 

Ve böylece dönüş rotasını çizip yola koyulduk. Bugün o kadar çok fotoğraf çektim ki bir yıl boyunca blog yazılarımın başında sakura, lale ve gölet fotoğrafları olabilir; eğer bıkarsanız lütfen söyleyin :)


13 yorum:

  1. Sakuraları çok severim ben de. Fotoğraflar harika. Konya'daki Japon Parkı da güzeldir.
    Garsonların ilgilenmesi iyi olmuş, duyarlı insanlarmış. Bir keresinde benim de gözüm kararmıştı. Lise sonda ÖSS hazırlığı için sahte rapor alırdık ya tam rapor alıp sağlık ocağından çıktım, gözüm karardı. Bayağı da uzun sürünce bu kez gerildim, nefes alamamaya başladım. Geri döndük, demin bir şeyin yoktu ne oldu birden dediler. Tansiyon falan ölçtüler bir şey çıkmadı öyle eve döndüm annemle zar zor. Yarım saat kadar sürdü görüşümün düzelmesi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konya’daki parkı hiç duymamıştım, bir gün şehre gitme şansım olursa ilk uğrayacağım yerlerden biri olacak :) Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla onun yanında bu bahçe hiçbir şey :))

      Ah, bu anı kötüymüş. Neyse ki ileride bir sorun çıkmamış, anladığım kadarıyla tek seferlik sürmüş. Umarım bir daha da yaşamazsın böyle bir şey. Benim görüşüm oturunca hemen düzelmişti, öyle uzun sürmemişti.

      Sil
  2. Keşke benden önce siz yazsaydınız ve bende Balta limanını planlarıma dahil etseydim :D Benim buradan hiç haberim yoktu.. Instagramda bir kaç paylaşım görmüştüm ama ne olduğunu anlayamamıştım. Bu yazıyla farkındalık oldu ama inşallah bir sonraki ziyaretime kadar kalırlar:) Bu arada sizin Emirgan fotoğraflarınız gerçekten çok güzel:) (Blog ismimi yazınızda görmek beni ayrıca mutlu etti, sağ olun:) )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüh ya, üzüldüm şimdi, yürüme mesafesindeydi ikisi bir de :D Umarım kaçırmazsınız çünkü sahiden büyüleyici güzellikte bir yerdi. Yorumunuz için çok teşekkür ederim, biraz da sizin yazınız vesilesiyle gittim bu yerlere :))

      Sil
  3. Fotoğraflar müthiş, anlatım da! Gezmiş, kokuları, ortamı, tüm canlıları hissetmiş sanabilirim kendimi ve hatta gerçekten gezmiş gibi başkalarına da anlatıp, inandırabilirim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ama çok teşekkür ederim! :)) Böyle hissettirebildiysem ne mutlu bana, demek ki bu yazı amacına ulaşmış.

      Sil
  4. tamam çiçek fotoları olsun hep bir süre, yazılarında :) anı çok tatlıymış, sütiş :) sen de kazandibi ile anmışsın o da tatlıymış :) beykoz sarıyer istinye emirgan o ne program öyle çok fazlaymış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, o günün yorgunluğu üstüne fenalaştım bence zaten :)) Ama oralar çok güzel, gezmeye değiyor.

      Sil
  5. Ne güzel fotoğraflar içim açıldı 😊

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkür ederim İlkay :) Bilet gerçekten bu güzel günün üstüne ayrı bir hoşluk oldu. Umarım sen de buraları gezip bizlerle paylaşırsın, keyif alacağına eminim :)

    YanıtlaSil
  7. Fotoğraflar o kadar güzel ki içim açıldı. Baharın geldiğini hissettim. Bu fotoğraflardan bıkacağımı sanmam. İstediğin kadar paylaşabilirsin. O binalarda kimono giyip Japon usulü çay içseniz ne güzel olurdu :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten o kadar çok fotoğraf var ki galerimde sevdiklerimi koymaya devam etsem bu gidişle kar kış ortamında bile hala lale sakura koyacağım :D Evet, belki daha büyük parklarda arada öyle etkinlikler yapılıyor bile olabilir. :)

      Sil

Görüşleriniz benim için çok değerli :)