Özgün adı: Nineteen Eighty-Four
Yazarı: George Orwell
Çeviren: Celal Üster
Sayfa sayısı: 350
Yayınevi: Can Yayınları
"Geleceğe ya da geçmişe, düşüncenin özgür olduğu, insanların birbirlerinden farklı oldukları ve yapayalnız yaşamadıkları bir zamana; gerçeğin var olduğu ve yapılanın yok edilemeyeceği bir zamana:
Tekdüzen çağından, yalnızlık çağından, Büyük Birader çağından, çiftdüşün çağından; selamlar!"
Distopya denilince akla gelen eserler arasında ilk sırada olan Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü okudum, hatta okuyalı epey oldu ancak sizlerle bunu paylaşmak bugüne kısmetmiş.
Kitapta totaliter düzenle beraber kesinlikle korkutucu bir tablo çiziliyor. Bu tabloda dilerse geçmişi dahi değiştirebilen bir devlet görüyoruz. Bireysellik tamamen yok olmuş ve her şey devletin düzenlediği korkunç sistemle yürüyor. Ayrıca Büyük Birader figürü ile devletin otoritesinde kalıcılık sağlanıyor. Kelimeler azaltılıyor, düşüncesuçunu önlemek için düşünce polisleri halkı izliyor. İnsanlar da bu baskı üzerinde sorgusuz sualsiz her şeyi kabul ediyorlar. Gerçekten korkunç, değil mi? Orwell'ın kendisi ABD'deki bir sendikacıya yazdığı bir mektupta, "(Kitapta) anlattığım toplumun bir gün mutlaka gerçek olacağına inandığımı söyleyemesem de, ona benzer bir toplumun gerçek olabileceğine inandığımı söyleyebilirim." demiş. Haklıymış da. 1984 daha karanlık bir portre olsa dahi bizlere olabilecek şeyleri çok güzel göstermiş ki güncelliğinden zerre yitirmemiş.
Yine George Orwell'ın Hayvan Çiftliği kitabında da olduğu gibi akıcı bir dili var; sıkmıyor ve bir o kadar da doğal. O düzenin içinde hissediyorsunuz kendinizi. Belki de kitabın bu kadar çarpıcı olmasının sebeplerinden biri budur. Çeviri olarak da Celal Üster'in çok başarılı bir iş ortaya koyduğu kanısındayım. Kitaptaki pek çok kavram akılda kalıcı şekilde Türkçeleştirilmiş.
Ve muhteşem bir zekanın ürünü olan bu eserin kendisi gibi çarpıcı olan sonuyla bizzat kitaba hayran olmamak elde değil. Bir nevi uyarı niteliği taşıdığı söylenen bu kitabı pek çoğumuz zaten okuduk, ancak arada tekrar okumak faydalı olur gibime geliyor.
Bu kitaba ve pek çok distopik ürüne öncülük eden Yevgeni Zamyatin'in Biz'ini de en kısa sürede okumak istiyorum.
Tekdüzen çağından, yalnızlık çağından, Büyük Birader çağından, çiftdüşün çağından; selamlar!"
Distopya denilince akla gelen eserler arasında ilk sırada olan Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü okudum, hatta okuyalı epey oldu ancak sizlerle bunu paylaşmak bugüne kısmetmiş.
Kitapta totaliter düzenle beraber kesinlikle korkutucu bir tablo çiziliyor. Bu tabloda dilerse geçmişi dahi değiştirebilen bir devlet görüyoruz. Bireysellik tamamen yok olmuş ve her şey devletin düzenlediği korkunç sistemle yürüyor. Ayrıca Büyük Birader figürü ile devletin otoritesinde kalıcılık sağlanıyor. Kelimeler azaltılıyor, düşüncesuçunu önlemek için düşünce polisleri halkı izliyor. İnsanlar da bu baskı üzerinde sorgusuz sualsiz her şeyi kabul ediyorlar. Gerçekten korkunç, değil mi? Orwell'ın kendisi ABD'deki bir sendikacıya yazdığı bir mektupta, "(Kitapta) anlattığım toplumun bir gün mutlaka gerçek olacağına inandığımı söyleyemesem de, ona benzer bir toplumun gerçek olabileceğine inandığımı söyleyebilirim." demiş. Haklıymış da. 1984 daha karanlık bir portre olsa dahi bizlere olabilecek şeyleri çok güzel göstermiş ki güncelliğinden zerre yitirmemiş.
Yine George Orwell'ın Hayvan Çiftliği kitabında da olduğu gibi akıcı bir dili var; sıkmıyor ve bir o kadar da doğal. O düzenin içinde hissediyorsunuz kendinizi. Belki de kitabın bu kadar çarpıcı olmasının sebeplerinden biri budur. Çeviri olarak da Celal Üster'in çok başarılı bir iş ortaya koyduğu kanısındayım. Kitaptaki pek çok kavram akılda kalıcı şekilde Türkçeleştirilmiş.
Ve muhteşem bir zekanın ürünü olan bu eserin kendisi gibi çarpıcı olan sonuyla bizzat kitaba hayran olmamak elde değil. Bir nevi uyarı niteliği taşıdığı söylenen bu kitabı pek çoğumuz zaten okuduk, ancak arada tekrar okumak faydalı olur gibime geliyor.
Bu kitaba ve pek çok distopik ürüne öncülük eden Yevgeni Zamyatin'in Biz'ini de en kısa sürede okumak istiyorum.
Distopya takıntısı olan bir insanım ve çok severek (bir o kadar da ürkerek tabi) okuyorum. Biz'i zayıf bulmuştum aslında fakat yazıldığı döneme göre önemli bir eser gerçekten :)
YanıtlaSilPek çok değerli esere de ışık tutmuş, o yüzden önemi tartışılamaz elbette :)
Silhala okuyamadım ya utanıyorum bu kitabı gördükçe kendimden. Hayvan Çiftliğini okumuştum ama seviyorum Orwell'ın dilini, e bi de distopya olunca tadından yenmez herhalde :)
YanıtlaSilKesinlikle tadından yenmiyor :) En kısa zamanda okuman dileğiyle.
SilYorumunuzu okuyunca daha da merak ettim. 1984, 2016'da mutlaka okuyacağım kitaplar arasında benim de.. :)
YanıtlaSilKesinlikle okuyun, pişman olmayacaksınız :)
Sil1984 te Hayvan Çiftliği de mutlaka okunması gereken kitaplar.Yorumunuz için teşekkürler :)
YanıtlaSilKatılıyorum :) Ben teşekkür ederim:)
Sil''Bilinçlenmedikçe baş kaldırmayacaklar, ama baş kaldırmadıkça da bilinçlenemezler.''
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Alıntıyı paylaştığınız için ben de size teşekkür ederim :)
Sil