Özgün adı: Go Set a Watchman
Yazarı: Harper Lee
Çeviren: Püren Özgören
Sayfa sayısı: 239
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Amerikan edebiyatının başyapıtlarından biri olan, Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek'in unutulmaz karakteri Jean-Louise "Scout" Finch, 20 yıl sonra New York'tan çocukluğunun geçtiği kasabaya, babası Atticus Finch'in yanına, yuvaya dönüyor. Çocukluğunda eşitlik, doğruluk ve adalet kavramlarıyla kişiliğinin yapı taşlarını oluşturan babası Atticus'un hayal kırıklığı yaratan değişimi, artık 26 yaşında genç bir kadın olan Scout'u derinden etkiliyor. (arka kapaktan)
Neredeyse bir aydır yazmıyorum, mazur görün bu seferlik :)
2015 yılının edebiyat olaylarından biri tartışmasız Tespih Ağacının Gölgesinde idi. Harper Lee, -ne yazık ki şubat ayında kendisini kaybettik- Bülbülü Öldürmek isimli tek romanıyla dünya edebiyatına soluk katmıştı. Önemli ödüller kazanmış, kitap da bir klasik haline gelmişti. Ancak kendisi yıllarca ne yeni bir kitap çıkardı, ne demeçler verdi ne de ortalıklarda göründü. Bu yüzden, 55 yıl sonra Scout Finch'in artık genç bir kadın olarak hikayesini okuyabilecek olmak bizleri çok memnun etmişti. Sonradan öğrenildi ki, aslında bu kitap Harper Lee'nin ilk kitabıymış ancak editörünün tavsiyesi üzerine hikayeyi Scout'un çocukluğu şeklinde yazarak Bülbülü Öldürmek'i oluşturmuş. Bana kalırsa tam isabet bir tavsiye olmuş bu.
İlk kitaba göre epey sönük bir hikayeydi. Yukarıda da belirttiğim gibi, editörün tavsiyeleri gerçekten tam isabet olmuş. İlk defa bu haliyle basılsaydı, bu kadar olay bir kitap olamayacağını düşünüyorum. Scout'un geçmişe dönüşleri, Doctor Finch'in söylevleri ve Scout'un o bitmek bilmeyen "aşırılık"ları kitabın en güzel kısımlarıydı.
Beğendim, cümleleri çok sevdim, Doctor Finch'i daha çok sevdim; ama kitabı ortalama buldum.
"Acımak konusunda savurgan, o rahat, sıcacık dünyasında kendinden memnundu."
"Atticus gülümsedi. "Hitler ha?"
"Daha iyi değilsiniz. Ondan daha sağlam ayakkabı değilsiniz. Tek fark, insanların bedenlerini değil de ruhlarını öldürmeniz.
"Her insanın adası, Jean Louise, her insanın bekçisi vicdanıdır. Kolektif bilinç diye bir şey yoktur."
Merhaba,
YanıtlaSilKitaba ilgimi çektiniz. Yabancı kitapların söz ve sözcük bakımından bizi zenginleştirmesinde çevirmenlerin rolü büyük. Buna değindiğinize göre demek ki Püren Özgören de işini iyi yapmış :) Bir de önerim olacak: Yazınızı sola yaslanık olarak paylaşsanız belki okunurluğu daha kolay olabilir.
Renkli günler!
Merhabalar,
SilEvet, ben bahsetmemişim ama çevirmenin metne sadık kalarak böyle bir iş koyması çok önemli. Püren Özgören de bunu yapmış :)
Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Uzun zamandır bir sola yaslanık bir sağa yaslanık paylaşıyorum ama kafam karışıktı bu konuda.
Size de renkli günler:)
Uzun zamandır okumak isteyip de okuyamadığım kitaptır Bülbülü Öldürmek. Filmi de var elimde ama hep kitabını okumak istediğimden izlemek istemedim filmi. Onun için bu kitabı da merak ediyorum. Hatta geçen gün D&Rda indirimdeydi.))
YanıtlaSilEvet, ben de gördüm. Sanırım 10 liraya satılıyordu :) Önce kitapları okumanız daha iyi olur kesinlikle.
SilBen de okuyacağım bunu. :)
YanıtlaSilAma bir türlü alamadım daha. :)
Başka kitaplar okuyorum şu an. :)
Neyse, ben de beklerim Kafa'ya, sevgiler... :)
Umarım en kısa zamanda alır ve okursunuz:)
SilUğrayacağım:))
Bülbülü Öldürmek'i daha çok merak ediyorum ama D&R'da indirimdeyken Tespih Ağacının Gölgesinde'yi aldım :D Sence önceliğim nasıl olmalı? Önce Bülbülü Öldürmek mi yoksa bu mu? :D
YanıtlaSilAslında çok da fark etmez diye düşünüyorum ama bana kalırsa konu ve işleyiş açısından ilk önce Bülbülü Öldürmek'i okursan çok daha keyif alırsın sevgili Kağıt Salıncak :)
Sil