Hayatımın en hızlı geçen yılını yaşıyorum. Ne ara temmuz ayına geldik ki temmuzu bitiriyoruz? Herhalde insanın hem kendi yaşamında, hem de kendi toplumunda gündem yoğun olunca zamanın akışı iyice hızlanmış gibi hissettiriyor.
Temmuz ayı benim için dolu dolu geçti, başında bayram tatili vesilesiyle pek çok akrabamla bir araya gelmiş oldum. Tatil uzun olunca son birkaç gününü de Gökçeada'ya giderek değerlendirdik, inanılmaz keyif aldım. Önümüzdeki hafta sonu bir kez daha gitmeyi planlıyoruz, döndüğümde Gökçeada'da çektiğim fotoğrafları ve yaptıklarımı burada paylaşmayı düşünüyorum. Bunun yanı sıra bir haftalığına da akrabalarımızdan birinin yazlığına gittim ve bol bol dinlendiğim; yemyeşil bir bahçede solumda havuz, sağımda deniz kitap okuduğum çok güzel bir tatil daha geçirmiş oldum. Her ne kadar insanın kendi evi gibi olmasa da tatiller insanın ruhuna iyi geliyor. Eh tabii bir de şu ana kadar yaşadığım en korkunç şeyi yaşadım, hepimiz biliyoruz zaten. Bahsetmeye gerek duymuyorum artık. O yüzden izlediğim filmlere geçiyorum.
Temmuz ayında dokuz film izlemişim:
L'homme à la tête en caoutchouc (1902)
Körkarlen (1921)
The Kid (1921)
Nosferatu (1922)
We're the Millers (2013)
Nanook of the North (1922)
Batman v Superman: Dawn of Justice (2016)
Dr. Mabuse, der Spieler (1922)
Häxan (1922)
Batman v Superman filmini vizyondayken izlemiştim ancak bildiğiniz üzere bu ay tam versiyonuyla satışa sunuldu. Ben de onu izlemiş oldum ama zaten önceden de beğendiğim için fikrim çok değişmedi. Hâlâ gereksiz yere bu kadar yerildiğini düşünüyorum. İzlediğim filmlerin hepsi olur mu bilmiyorum ama bir kısmının yorumunu önümüzdeki günlerde zaten sizlerle paylaşacağım. İzlediklerim arasında en sevdiğim filme ise henüz karar veremedim :)
Bu ay Scream Queens dizisinin ilk sezonunu izledim. İlk çıktığı zaman gelen olumsuz eleştirilerin etkisi ve tanıdığım oyuncularından haz etmemem sebebiyle diziyi izlememiştim. Ama bu ay izlerken ne yalan söyleyeyim, gayet beğendim. Dizi korku vaat etmiyor, aksine türü absürt komedi diyebilirim. Ama herkese hitap etmeyeceği bariz ortada. Dizinin oluşturduğu tarzın hiç dışına çıkmadan ilk sezon bitti. Dizi eylül ayında ikinci sezonuyla dönecek.
Bir haftada 40 bölüm izleyerek kendimce bir rekor kırdığım diğer bir diziyse animasyon türünde: Batman The Animated Series. Öyle beğendim ki bitirdiğim zaman ilk iş bir yazı yayınlayacağım hakkında. Bu hızla gidersem çok da uzak gözükmüyor zaten :) Bunların dışında zaten izlemekte olduğum bazı dizilerden de izledim ancak bu iki diziden ve tatilde olmamdan yazmaya değecek kadar çok olmadı.
Kitaplara gelirsek, 3 kitap okumuşum :) Yine fazla değil ancak bu sefer bağlayabileceğim sebeplerim var tabii :) Mesela çizgi roman okumaya başlamam. Açıkçası iyi mi oldu kötü mü bilmiyorum ama ağustos ayına bir nevi maratonla gireceğim için şimdilik çok dert etmiyorum. Kardeşime okuması için verdiğim Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık kitabı en sevdiğim oldu tabii ki...
Bu şekilde temmuz ayı da bitmiş oluyor. Umarım artık hak ettiğimiz şekilde güzel bir ay olur ağustos. Ayrıca bu ay benim doğum günüm var hehe :)
Kendinize iyi bakın!:))
Temmuz ayı benim için dolu dolu geçti, başında bayram tatili vesilesiyle pek çok akrabamla bir araya gelmiş oldum. Tatil uzun olunca son birkaç gününü de Gökçeada'ya giderek değerlendirdik, inanılmaz keyif aldım. Önümüzdeki hafta sonu bir kez daha gitmeyi planlıyoruz, döndüğümde Gökçeada'da çektiğim fotoğrafları ve yaptıklarımı burada paylaşmayı düşünüyorum. Bunun yanı sıra bir haftalığına da akrabalarımızdan birinin yazlığına gittim ve bol bol dinlendiğim; yemyeşil bir bahçede solumda havuz, sağımda deniz kitap okuduğum çok güzel bir tatil daha geçirmiş oldum. Her ne kadar insanın kendi evi gibi olmasa da tatiller insanın ruhuna iyi geliyor. Eh tabii bir de şu ana kadar yaşadığım en korkunç şeyi yaşadım, hepimiz biliyoruz zaten. Bahsetmeye gerek duymuyorum artık. O yüzden izlediğim filmlere geçiyorum.
Temmuz ayında dokuz film izlemişim:
L'homme à la tête en caoutchouc (1902)
Körkarlen (1921)
The Kid (1921)
Nosferatu (1922)
We're the Millers (2013)
Nanook of the North (1922)
Batman v Superman: Dawn of Justice (2016)
Dr. Mabuse, der Spieler (1922)
Häxan (1922)
Batman v Superman filmini vizyondayken izlemiştim ancak bildiğiniz üzere bu ay tam versiyonuyla satışa sunuldu. Ben de onu izlemiş oldum ama zaten önceden de beğendiğim için fikrim çok değişmedi. Hâlâ gereksiz yere bu kadar yerildiğini düşünüyorum. İzlediğim filmlerin hepsi olur mu bilmiyorum ama bir kısmının yorumunu önümüzdeki günlerde zaten sizlerle paylaşacağım. İzlediklerim arasında en sevdiğim filme ise henüz karar veremedim :)
Bu ay Scream Queens dizisinin ilk sezonunu izledim. İlk çıktığı zaman gelen olumsuz eleştirilerin etkisi ve tanıdığım oyuncularından haz etmemem sebebiyle diziyi izlememiştim. Ama bu ay izlerken ne yalan söyleyeyim, gayet beğendim. Dizi korku vaat etmiyor, aksine türü absürt komedi diyebilirim. Ama herkese hitap etmeyeceği bariz ortada. Dizinin oluşturduğu tarzın hiç dışına çıkmadan ilk sezon bitti. Dizi eylül ayında ikinci sezonuyla dönecek.
Bir haftada 40 bölüm izleyerek kendimce bir rekor kırdığım diğer bir diziyse animasyon türünde: Batman The Animated Series. Öyle beğendim ki bitirdiğim zaman ilk iş bir yazı yayınlayacağım hakkında. Bu hızla gidersem çok da uzak gözükmüyor zaten :) Bunların dışında zaten izlemekte olduğum bazı dizilerden de izledim ancak bu iki diziden ve tatilde olmamdan yazmaya değecek kadar çok olmadı.
Kitaplara gelirsek, 3 kitap okumuşum :) Yine fazla değil ancak bu sefer bağlayabileceğim sebeplerim var tabii :) Mesela çizgi roman okumaya başlamam. Açıkçası iyi mi oldu kötü mü bilmiyorum ama ağustos ayına bir nevi maratonla gireceğim için şimdilik çok dert etmiyorum. Kardeşime okuması için verdiğim Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık kitabı en sevdiğim oldu tabii ki...
Bu şekilde temmuz ayı da bitmiş oluyor. Umarım artık hak ettiğimiz şekilde güzel bir ay olur ağustos. Ayrıca bu ay benim doğum günüm var hehe :)
Kendinize iyi bakın!:))
Dolu dolu gecırmıssın ne guzel. benımse o kadar sade ve bos gectı kı
YanıtlaSilUmarım ağustos ayı sizin için daha farklı olur o halde:)
SilAğustos ayı inşallah hepimiz için güzel geçer.
YanıtlaSilKesinlikle.
SilHızlı geçtiği konusunda hemfikirim -_- Anlaşılan eğlenceli bir ay geçirmişsin :') Küçük Kara Balık'ı çok merak ediyorum yaa :D Ağustos ayının daha güzel geçmesi dileğimle.. ^.^
YanıtlaSilEvet, kendi açımdan çok keyifliydi :)
SilÇok güzel bir kitap, en kısa zamanda okumalısın.
Teşekkürler, umarım senin de çok daha güzel geçer:)
Ağustosta benim de doğum günüm var. Açıkçası temmuz istediğim ve beklediğim gibi geçmedi ama ağustostan ümitliyim.
YanıtlaSilYazının başındaki gif gözlerimi kanattı desem. Yazında iki gif kullanmışsın ve ikisi birbirinden o kadar farklı ki :-)
Bunda sonra ben de ay raporlarımı yazmaya karar verdim. Ne yaptım ne yapmadım görmek istiyorum. Temmuzla başlayacağım bakalım.
Hahaha, kimse yazmayacak sandım sonunda siz yazdınız gif hakkında :D
SilBen de birkaç aydır yapıyorum, çok keyifli oluyor kesinlikle. Sonradan açıp bakmak daha da güzeldir:)