Yönetmen: Billy Wilder
Senaryo: Billy Wilder, Raymond Chandler, James M. Cain
Oyuncular: Fred MacMurray, Barbara Stanwyck, Edward G. Robinson, Porter Hall, Jean Heather, Tom Powers, Byron Barr
Süresi: 1 saat 47 dakika
IMDb puanı: 8,4
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri
Senarist olarak başladığı kariyerine 1942 yılında yönetmenliği de eklemiş Billy Wilder. Yönetmen olarak kendisinin izlediğim ilk filmi 1950 yapımı Sunset Boulevard'dı. Film-noir türünün klasik örneklerinden biri olan film beni gerçekten çok etkilemişti, zaten şu an da en sevdiğim filmlerden biri. Kendisinin yine film-noir türünde ve kültleşmiş bir başka filmi olan Double Indemnity'ı duyunca bana da bir an önce izlemek düştü tabii. Sonuç: favorilerim arasına giren bir başka yönetmenlik, oyunculuk ve senaryo harikası...
Her ne kadar bu film Sunset Boulevard'dan önce çekilmiş olsa da ben ilk önce Sunset Boulevard'ı izlediğim için onunla kıyaslayacağım. Tıpkı Sunset Boulevard'daki gibi film, filmin sonuyla başlıyor. Yani film boyunca seyirci uzun bir flashback sahnesini izliyor. Olaylar, bir sigorta şirketinde çalışan pazarlamacı Walter Neff'in üzerinden işleniyor. İlerleyen sahnelerde de femme fatale kavramının en büyük örneklerinden biri olan Phyllis Dietrichson ile tanışıyoruz. Bu ikilinin hikayesi tam da filmin afişinde esprili bir şekilde yazdığı gibi: "From the moment they met, it was murder!" Bir cinayet oluyor, tamam, ancak bu cinayetin işlenişindeki ve bunun çevresinde gelişen olayların işleyişi o kadar sürükleyiciydi ki adeta ekrana mıhlandım. Filmin kusur bulamadığım, akıcı, zekice bir senaryosu ve seyircinin ilgisini çeken diyalogları var. Hatta senaryo olarak Sunset Boulevard'dan daha çok beğendiğimi söylemem gerek. Ana karakterlerin her ikisinin de tam olarak kötü ya da tam olarak iyi olmaması filmde çok başarılı bir şekilde işleniyor. Aynı şekilde diğer karakterler de filmde kilit role sahipler ve tüm oyuncular çok iyi oyunculuklar sergiliyor.
Filmin ana karakterleri Phyllis ve Walter'ın ekrandaki kimyaları tartışılamaz herhalde. İkisinin birbirleri arasındaki ve oyuncuların kendi karakterleriyle aralarındaki uyuma hayran kalmamak elde değil. Olayların gerçekleşmesi -özellikle de ikilinin ilişkisi- filmin 1 saat 47 dakikalık süresine rağmen ince işleniyor. Filmin sonunu biliyor olmama rağmen izlerken gerildim ve sonunda ne olacağını, daha doğrusu sona nasıl ulaşılacağını bilmek istedim. Henüz başlangıcında şoke edici bir film olacağını gösteren Double Indemnity'ı izlemediyseniz mutlaka izleyin derim. Sinemada siyah beyaz dönemin kusursuz denilebilecek en iyi filmlerinden biri, verdiğiniz süreye kesinlikle değiyor. Ayrıca ne kadar çok esere ilham verdiğini görmek de cabası :)
Senaryo: Billy Wilder, Raymond Chandler, James M. Cain
Oyuncular: Fred MacMurray, Barbara Stanwyck, Edward G. Robinson, Porter Hall, Jean Heather, Tom Powers, Byron Barr
Süresi: 1 saat 47 dakika
IMDb puanı: 8,4
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri
Senarist olarak başladığı kariyerine 1942 yılında yönetmenliği de eklemiş Billy Wilder. Yönetmen olarak kendisinin izlediğim ilk filmi 1950 yapımı Sunset Boulevard'dı. Film-noir türünün klasik örneklerinden biri olan film beni gerçekten çok etkilemişti, zaten şu an da en sevdiğim filmlerden biri. Kendisinin yine film-noir türünde ve kültleşmiş bir başka filmi olan Double Indemnity'ı duyunca bana da bir an önce izlemek düştü tabii. Sonuç: favorilerim arasına giren bir başka yönetmenlik, oyunculuk ve senaryo harikası...
Her ne kadar bu film Sunset Boulevard'dan önce çekilmiş olsa da ben ilk önce Sunset Boulevard'ı izlediğim için onunla kıyaslayacağım. Tıpkı Sunset Boulevard'daki gibi film, filmin sonuyla başlıyor. Yani film boyunca seyirci uzun bir flashback sahnesini izliyor. Olaylar, bir sigorta şirketinde çalışan pazarlamacı Walter Neff'in üzerinden işleniyor. İlerleyen sahnelerde de femme fatale kavramının en büyük örneklerinden biri olan Phyllis Dietrichson ile tanışıyoruz. Bu ikilinin hikayesi tam da filmin afişinde esprili bir şekilde yazdığı gibi: "From the moment they met, it was murder!" Bir cinayet oluyor, tamam, ancak bu cinayetin işlenişindeki ve bunun çevresinde gelişen olayların işleyişi o kadar sürükleyiciydi ki adeta ekrana mıhlandım. Filmin kusur bulamadığım, akıcı, zekice bir senaryosu ve seyircinin ilgisini çeken diyalogları var. Hatta senaryo olarak Sunset Boulevard'dan daha çok beğendiğimi söylemem gerek. Ana karakterlerin her ikisinin de tam olarak kötü ya da tam olarak iyi olmaması filmde çok başarılı bir şekilde işleniyor. Aynı şekilde diğer karakterler de filmde kilit role sahipler ve tüm oyuncular çok iyi oyunculuklar sergiliyor.
Filmin ana karakterleri Phyllis ve Walter'ın ekrandaki kimyaları tartışılamaz herhalde. İkisinin birbirleri arasındaki ve oyuncuların kendi karakterleriyle aralarındaki uyuma hayran kalmamak elde değil. Olayların gerçekleşmesi -özellikle de ikilinin ilişkisi- filmin 1 saat 47 dakikalık süresine rağmen ince işleniyor. Filmin sonunu biliyor olmama rağmen izlerken gerildim ve sonunda ne olacağını, daha doğrusu sona nasıl ulaşılacağını bilmek istedim. Henüz başlangıcında şoke edici bir film olacağını gösteren Double Indemnity'ı izlemediyseniz mutlaka izleyin derim. Sinemada siyah beyaz dönemin kusursuz denilebilecek en iyi filmlerinden biri, verdiğiniz süreye kesinlikle değiyor. Ayrıca ne kadar çok esere ilham verdiğini görmek de cabası :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Görüşleriniz benim için çok değerli :)