Buraya çok nadir uğrar oldum. Takip ettiğim blogların yayınlarını bile açıp okuyamıyorum. En azından blogum boş kalmamış olur diyerek meydan okumaya katıldım, o da yalan oldu. Bunda kendi bilgisayarımın bozulmuş olmasının katkısı büyük. İyisi mi ben de ocak ayımın özetini burada geçeyim, kendimi de değerlendirmiş olurum diyerekten ayı bitirmemiş olmamıza rağmen bu yazıyı yazıyorum.
Yıla tam istediğim gibi başladım. Hayatımda var olmalarından en çok mutluluk duyduğum insanlarla gerçekten çok güzel bir gün ve gece geçirdim. Şu an o gün ne kadar eğlendiğimi hatırlarken bile gülümsüyorum. Ancak hatırlarsınız ki daha günün ilk saatlerinde ülkemizde korkunç bir terör saldırısı daha baş gösterdi, bizler de yeni yılın ilk sabahında bu acı haberi öğrenerek uyanmış olduk.
Ocak ayının ilk haftaları benim için halledilmesi gereken şeyleri halletmekle geçti. Ayın 16'sına kadar bunlarla uğraştıktan sonra sonunda epey rahatladım. O günden beri de yepyeni albümler dinliyorum, art arda filmler izliyorum ve kalan zamanlarda Shakespeare'in bende olan eserlerini okuyorum. Havanın çok soğuk olması ve buna rağmen her yerin inanılmaz kalabalık olması sebebiyle pek dışarı çıkmıyorum bu aralar. Garip bir şekilde, evde battaniye altında oturmak daha kârlı gelir oldu.
Hâl böyle olunca izlediğim film sayısı da epey fazla olmuş. Ocak ayında kısa filmler dahil olmak üzere -şimdilik- 39 film izlemişim. İzlediklerim arasından en çok sevdiğim film 1980 yapımı The Elephant Man oldu. Filmin etkisinden şu anda bile çıkabilmiş değilim. Gerçek bir yönetmenlik harikası. Bu sabah da bu filmde John Merrick'e hayat vermiş usta oyuncu John Hurt'ün 77 yaşında kansere yenik düştüğü haberini aldım. Bir yıldız daha kaydı.
Okuduğum kitap sayısı ise bu ay 4 olmuş. Fazla olmamasına şaşırmadım çünkü film izlemekten vakit kalmadı.
Bazı konularda süper talihsizliklerimi saymazsam ve ülke gündemi yokmuş gibi yaparsam 2017 bana iyi geldi. Şimdilik pek çok şeyin yolunda gittiğini düşünüyorum.
Yazımı bu aralar en çok sevdiğim şarkılardan biriyle bitiriyorum. Umarım sizler de iyi bir ocak ayı geçirdiniz :)
Hâl böyle olunca izlediğim film sayısı da epey fazla olmuş. Ocak ayında kısa filmler dahil olmak üzere -şimdilik- 39 film izlemişim. İzlediklerim arasından en çok sevdiğim film 1980 yapımı The Elephant Man oldu. Filmin etkisinden şu anda bile çıkabilmiş değilim. Gerçek bir yönetmenlik harikası. Bu sabah da bu filmde John Merrick'e hayat vermiş usta oyuncu John Hurt'ün 77 yaşında kansere yenik düştüğü haberini aldım. Bir yıldız daha kaydı.
Okuduğum kitap sayısı ise bu ay 4 olmuş. Fazla olmamasına şaşırmadım çünkü film izlemekten vakit kalmadı.
Bazı konularda süper talihsizliklerimi saymazsam ve ülke gündemi yokmuş gibi yaparsam 2017 bana iyi geldi. Şimdilik pek çok şeyin yolunda gittiğini düşünüyorum.
Yazımı bu aralar en çok sevdiğim şarkılardan biriyle bitiriyorum. Umarım sizler de iyi bir ocak ayı geçirdiniz :)
39 film mi? Süper bir sayı. Ben de ocak ayında çok kitap okudum ama sadece 3 film izleyebildim. Şubatta bunu telafi etmeyi planlıyorum.
YanıtlaSilFil Adam'ı ben de geçen sene izledim ve çok beğendim. Filmin gerçek bir olaydan uyarlanması insanı daha çok etkiliyor.
İzlediğin filmleri bloguna yazmalısın. Ne izledin, neler düşünüyorsun merak ediyorum.