Yönetmen: Nicolas Roeg
Senaryo: Paul Mayersberg
Oyuncular: David Bowie, Rip Torn, Candy Clark, Buck Henry, Bernie Casey, Rick Riccardo, Tony Mascia, Adrienne Larussa
Süresi: 139 dakika
IMDb puanı: 6,7
Ülke: İngiltere
Walter Tevis'in 1963'te yayınlanan aynı adlı romanından uyarlama The Man Who Fell to Earth, David Bowie'nin rol aldığı ilk uzun metrajlı film olma özelliğini taşıyor. Filmden bahsetmeden önce biraz o dönemdeki Bowie'ye değinelim istiyorum.
1976'da 29 yaşında olan Bowie, Station to Station albümünü yayınlamıştı. Ayrıca tam bir karakter adamı olan Bowie, Thin White Duke adında yeni bir alter ego yaratmıştı. Dünya Thin White Duke ile Station to Station'da aynı adlı şarkıda "The return of the Thin White Duke/Throwing darts in lovers' eyes" sözleriyle tanışmıştı. Bu dönemde Bowie başta kokain olmak üzere çok ciddi düzeyde bir uyuşturucu bağımlısıydı, aşırı zayıflığını ve faşist söylemler gibi tartışmalı hareketlerini insanlar buna bağlar. Bowie aslında The Thin White Duke'u bu filmde oynadığı Thomas Jerome Newton karakterinden esinlenerek yaratmış. Hatta Station to Station ve Low'un albüm kapakları bizzat bu filmden sahneler.
Daha önce uzun metrajlı bir filmde oyunculuk tecrübesi olmamasına rağmen başrole seçilmesi riskli olmasına rağmen belki de Bowie'nin de o dönemdeki ruhsal durumunu düşünürsek böyle bir karaktere can vermesi çok doğru bir karar olmuş. Zaten düşünün, dünyaya düşen adamı ondan iyi kim oynayabilir? Muhteşem bir oyuncu seçimi olmasının yanı sıra Bowie de karakterini o kadar benimsemiş ki karakterinden esinlenerek kendine yeni bir alter ego yaratmış.
Film bir bilim kurgu filmi ve gezegenindeki kuraklık yüzünden gezegenine su götürmek için dünyaya gelen bir uzaylıyı konu alıyor. Bu uzaylı, yani Thomas Jerome Newton, kendi gezegeninde öğrenmiş olduğu gelişmiş teknoloji bilgilerini kullanarak bir şirket kuruyor. Newton zamanla şirketi sayesinde güçlü ve zengin biri oluyor, hedefi de gezegenine su götürmek için bir uzay gemisi yapmak elbette. Ancak Mary Lou adında bir hizmetçi onu alkol, seks gibi "dünya zevkleri" ile tanıştırıyor. Bu süreçte de Newton başta en yakınındakiler olmak üzere "insanları" tanımaya başlıyor. Başta tek hedefi ailesine ve gezegenine su götürmek olan Newton zamanla amacından uzaklaşmaya başlıyor ve zevklere bağımlı, şiddete eğilimli birine dönüşüyor. Spoiler vermemek adına filmin bundan sonrasını anlatmayacağım.
Filmin verdiği mesaj, yaptığı toplum eleştirisi çok açık. Aslında zevklerden çok insanlar yüzünden gelebileceğiniz noktayı pek de estetik olmayan bir şekilde bizlere gösteriyor. Ama filmin bunu işleyişi o kadar da açık değil, oldukça yorucu bir tempoda ilerliyor. Hatta ben bazı noktalarında izleyicisini elinden geldiğince zorlayan deneysel bir film izliyor gibi hissettim. Ancak filmin tüm kopukluklarına, tuhaflıklarına -özellikle yapıldığını düşündüğüm tuhaflıklar- ve ağır temposuna rağmen bitiminde gayet güzel bir film izlediğinizi fark ediyorsunuz, bu da filmin David Bowie'den sonraki en güzel yanı olsa gerek. Tahmin edeceğiniz üzere soundtracki de çok başarılı. 10 üzerinden puan vermem gerekirse The Man Who Fell to Earth'ün 7'lik bir film olduğunu düşünüyorum.
Filmi ocak ayında izlemiştim, bu yüzden kaçırmış olduğum bazı noktalar olmuş olabilir. Yavaş ilerleyen filmleri izlemekle bir probleminiz yoksa bu filme mutlaka bir şans verin derim. Hatta bu şansı sırf David Bowie için bile verebilirsiniz :)
17 Haziran 2017 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Konu bakımından gerçekten çok ilginç görünüyor. En kısa sürede izlemeye çalışacağım :)
YanıtlaSilPaylaşım için teşekkürler. Saygı ve sevgilerimle. Vesselam...
Önemli değil, umarım siz de filmden keyif alırsınız. Sevgiler :)
Sil