14 Haziran 2022'de Tarkan'ın sahne aldığı büyük ses getiren lansman ile Disney+ Türkiye'de yayın hayatına başladı. Sokaklar Lisa Simpson, Kim Kardashian ya da Obi Wan Kenobi'nin olduğu billboardlarla; internet ise Türk ünlülerin platforma özel reklamlarıyla doldu. Ben de popüler kültüre yıllardır yön veren medya devi kapitalist farenin 7/24 mesai yaptığı bu PR çalışmasını görmezden gelemedim tabii.
Çocukluğum Disney Channel izleyerek ve kanalın yayın akışını ezberleyerek geçti. O dönemlerde televizyon izlediğim oda annemlerin odasından çok uzaktaydı, ben de tam bir gece kuşu olduğum için herkes uyuyunca gizlice oraya koşar ve 12'den itibaren Kim Possible, Genç Ejder, Şaşkın İmparator gibi ikonik çizgi dizilerin yanı sıra Jonas, Hannah Montana, Waverly Büyücüleri, Zack ve Cody gibi benim neslimi ekranlara kilitlemiş dizileri izlerdim. Sabah kanal Mickey Mouse ile beraber tamamen küçük çocuklara hitap eden yayınlara geçince de hiçbir şey olmamış gibi uykuya geçerdim. Neyse ki o dönemlerde öğlenciydim de uykumu almaya vaktim kalırdı. Disney'in 20'li yaşlarına girince "zıvanadan çıkan" yıldızlar fabrikası başta olmak üzere eleştirilecek pek çok noktası olsa da kanalın içeriklerinin gerek İngilizce öğrenmemde, gerekse kendi ilgi alanlarımı oluşturup bunları paylaşan kişilerle tanışmamda bana çok büyük katkısı oldu. Hem bu sebepten, hem de dertsiz tasasız zamanlara duyulan o bağımlılık yaratan nostalji hissinden olsa gerek; Disney+ kayıt için e-posta listesini açar açmaz atladım. Aradan geçen 1 ay boyunca bolca içerik tükettim, streaming servislerinin çoğunu bir şekilde denemenin bana verdiği yetkilere dayanarak uygulamanın bir kullanıcı açısından olumlu ve olumsuz yanlarını bulmaya çalıştım.
Öncelikle platformun arayüzü aranılanı bulmak konusunda sorun yaratmıyor, önerilen içerikleri de iyi şekilde seçiyor, ancak Netflix gibi diğer devlerin yanında pek çok eksiği var. Örneğin uygulamada artık izlemek istemediğiniz içerikleri son izlenenler çubuğundan kaldırmanın bir yolu yok, illa onu bitireceksiniz. Aynı şekilde izlemeyi bitirdiğiniz yapımların listesinin tutulduğu bir izleme geçmişi de yok ki bu bence oldukça gerekli bir özellik. Ayrıca uygulama mobil cihazlarda ve bilgisayarda çok yavaş, adeta kasarak açılıyor. Playstation üzerinden uygulamayı kullanırken bu yavaşlığı pek hissetmedim, orada çok daha hızlı akıyor.
İçerikler ise arayüze göre daha karışık bir konumda. Disney+ kullanıma ilk açıldığında diğer ülkelere kıyasla epey eksik içerik olduğu ortaya çıkmıştı. Sorun ise şuydu: VPN ile uygulamaya giriş yaptığınızda arattığınız bu içerikleri Türkçe açıklamalarla, dublaj ve altyazılarla bulabiliyordunuz. Yani bu yapımlar Türkiye'de özellikle erişime açılmamıştı. Ben bu sebepten Gravity Falls, Love Victor, Jonas, The Emperor's New School, HSMTMTS gibi izlemek istediğim Disney ya da Hulu yapımı pek çok içeriği izleyemedim. Bu dizilerin Türkiye'de neden erişime açık olmadığını bilmiyorum, herhangi bir platformda ya da kanalda yayında olmadıkları ve destek servisi bu konuda bilgi veren türden açıklamalar yapmadığı için sorunu da anlayamıyorum. Eksik olan içeriklerin genelde Baymax, Love Victor gibi LGBTQ+ içerikli yapımlardan olmaları ve haziran ayında tüm dünyada Pride seçkisi oluşturan platformun Türkiye'de bunu yapmaması insanı düşündürüyor tabii.
Disney orijinal içeriklerinin çok yavaş bir biçimde de olsa platforma ekleneceğini tahmin ediyorum ancak geçtiğimiz 1 ayda bu konuda ciddi bir gelişme olmadığı için pek ümitlenemiyorum. Benim fark ettiğim tek şey Only Murders in the Building'in yeni sezonu yayına girince platformda da yerini aldığı oldu ancak belki gözden kaçırdıklarım vardır çünkü Disney+ sosyal medya hesaplarında yeni gelen içeriklerin listeleri haftalık olarak paylaşılıyor.
Benim bu 1 ayda izlediklerim ve izlemeye devam ettiklerim şunlar:
ONLY MURDERS IN THE BUILDING (2021-): Dizi, New York'ta lüks bir binada yaşayan birbirinden alakasız 3 gerçek suç (true crime) tutkununun gizemli bir ölüm sonrası olayı çözmek için bir araya gelişlerini konu ediniyor. Yapım bir suç hikayesini konu edinse de aslında iki türün uyumunu çok iyi yakalayan müthiş bir komedi dizisi. Tesadüfen izlemeye başlayıp 2 günde tüm bölümlerini devirdiğim bu dizinin 2. sezonu şu an yayınlanıyor ancak izlemeyenlere sezon bitince izlemelerini tavsiye ediyorum çünkü bölümler tam arka arkaya izleme formatına uygun.
EMPEROR'S NEW GROOVE (2000): Film, Disney orijinal animasyonları arasında genelde unutulanlar arasında kalsa da aslında en iyi olanlardan biri. Kendisini de ciddiye almayan oldukça sarkastik bir güldürüye ve iyi işleyen bir hikayeye sahip bu animasyon filmini mutlaka Türkçe dublajıyla izleyin.
HANNAH MONTANA (2006-2011): Çocukken Disney Channel'da izlemeyi en çok sevdiğim yapım bu diziydi, Disney+'a giriş yapar yapmaz ilk bölümünü açarak o günleri hatırladım. Miley'nin gündüzleri sıradan bir ortaokul/lise öğrencisi, akşamları ise Hannah Montana adlı pop yıldızı olarak geçirdiği ikili hayatı tam da o yaş aralığındakileri "Ben de ne istersem o olabilirim." düşüncesine teşvik ediyordu, belki de bu sebepten kanalın en büyük yapımlarından biri olarak şimdilerde bile ismi anılıyor. Miley/Hannah gibi bir yıldızın da hatalar yapabileceğini, ilk gençlikte yaşanan sorunlarla mücadele ettiğini eğlenceli bir şekilde işlemesi gençlere bir yıldızla bağlantı kurma hissi veriyor.
Miley Cyrus 20'lerinin başlarında bu dizi sebebiyle oluşan rol model tatlı kız imajıyla epey mücadele etti, uzun bir süre Hannah Montana'yı reddetti. Ancak kırdığı zincirlerinin getirdiği özgürlük ve yaş aldıkça olgunlaşmasıyla beraber tekrar bu dizinin ikonik karakterleriyle barıştı, hatta geçen sene dizinin 15. yılı için ufak bir şeyler bile yaptı.
THE SUITE LIFE OF ZACK AND CODY (2005-2008): Başrolüne 2 kafadar erkek çocuğu alan dizi 2000'li yılların o problemli cinsiyetçi ve homofobik şakalarından nasibini alsa da Suite Life'ın gerek şakalarıyla, gerekse iyi işlenen karakterleriyle Disney standartlarının şaşırtıcı derecede üzerinde olduğunu söylemeliyim. Öyle ki, biraz üzerinde oynansa Disney Channel'da değil dönemin genel izleyici kitlesine hitap eden aile komedileriyle beraber başka kanallarda yayınlanabilirmiş. Dönemin popüler kültürüne dair epey ipucu veren dizi ayrıca Y2K modasına hayran olanları London Tipton karakteriyle yakalayacaktır. Suite Life on Deck'i yayın hayatı sürecinde yakaladığım için baştan sona izlemiş olmama rağmen bu diziyi izleme şansını pek bulamamıştım. Korona temaslı olduğum için birkaç gün evde durduğum süreçte bu diziyi inanılmaz keyif alarak silip süpürdüm.
THE FALCON AND THE WINTER SOLDIER (2021): Marvel Sinematik Evreni'nin 2. dizi projesi olan The Falcon and the Winter Soldier, ırkçılık gibi ciddi bir konuyu da eksenine almasına rağmen Marvel filmlerinin klişe numaralarından sıyrılamayışıyla beni bir türlü içine çekemedi. Senaryoyla mı yoksa yönetmenlikle mi alakalı bilemiyorum ama diziyi iş yaparken arka fonda dinleme havasından öteye geçemedim. Fanatik hayranlar dışındakilerin izlemesine çok gerek yok gibi ancak dizinin sonu Marvel evreninin geleceği için önemli bir gelişmeyle sonlanıyor, o gelişmeyi öğrenmek gerekiyor.
LOKI (2021-): Falcon ve Winter Soldier'dan sonra bana ilaç gibi gelen dizi, ideal bölüm sayısı-süresi ve işleyişiyle tam kafa dağıtmalık. Son zamanlarda Marvel dizi ve filmlerinde işlenen çokluevrenlerin olayını, nedenini ve nasılını anlamak için birebir.
WHAT IF...? (2021-): Marvel filmlerinden bildiğimiz kilit noktaların hiç gerçekleşmediği ya da bambaşka şekillerde yaşandığı farklı ihtimalleri konu alan animasyon dizisi hikayelerini çokluevrenler üzerinden kuruyor. Dizi animasyon stiliyle çizgi romanları anımsatıyor, renk tercihleri çok iyi. Ancak her bölümün temposu aynı değil, bu yönüyle izlerken biraz sıkıyor.
THE SIMPSONS (1989-): İkonik çizgi dizi 33 koca sezon insanın gözünü korkutsa da IMDb'den bakılabilecek en yüksek puanlı bölümleri izlemeye değiyor. Ben bazen ilk sezondan sırayla ilerleyerek bazen de yüksek puanlılardan seçerek diziyi boş zamanlarımda izliyorum.
Disney+; Marvel, Star Wars, Pixar yapımlarını seven ya da çocukluğunda yolu bir şekilde Disney Channel'a düşmüş nostalji bağımlılarını kendine sevdirecektir. How I Met Your Mother, The Simpsons, Modern Family, Lost gibi ikonik dizilerin yanı sıra The Favourite gibi platformda karşınıza çıkınca şaşırtacak filmler de cabası. Ancak Türkiye'de en azından şimdilik kısıtlı arşivinin herkese hitap etmeyeceği kesin.
ben üye olmadım. İleri de ilgimi çekecek içerikler olursa belki olurum.. Gerçi pek sanmıyorum.
YanıtlaSilŞimdiden çekmediyse ileride de küçük istisnalar dışında zor bence :) Ama umarım dikkatinizi çeken içerikler bulursunuz.
Silonly murders in the building, bunu izleyim pekiii :) hannah montana en sevdiklerimden :) pokemon seviyomuyduuun :)
YanıtlaSilİzle izlee :)) Eveet, seviyordum çok :)
SilCartoon Network'te de süper şeyler vardı gerçekten, hatta oradaki bazı yapımlar çook kaliteliydi :)) Çok teşekkür ederiim, yazının işlevinin tam da bu olmasını hedeflediğim için amacıma eriştiğime sevindim :)
YanıtlaSilSabah kalkıyoruz Disney, akşam yatıyorum Disney Channel:))) Oğlum çok ısrarcı ama henüz denemeye başlamadık.. Bi de TV'deki reklamları gerçekten insanı cezbediyor:)
YanıtlaSilAgresif reklam politikaları sağ olsun, gerçekten tam anlattığınız gibi :D Ne yalan söyleyeyim, ben TV reklamlarından bıktım.
SilÇok eksiği varmış platformun. İsmine hiç yakışmamış.
YanıtlaSilBence de :/
SilKız kardeşim İsveç'te çok pahalı sen ordan al ben burdan izlerim deyince aldım. Tek sevindiğim şey içerisinde Mulan olması idi. :)
YanıtlaSilSonra para verdim boşa gitmesin diye Grey's Anatomy'ye başladım. Yaşasın otuz bin milyon sezonu olan diziler. :D
Klasik Disney animasyonlarını en iyi kalitede izlemeye değiyor gerçekten. İçinde o otuz milyonluk sezonlu dizilerden bolca var, senelerce yeter :D
Silİlk günden üye oldum :-) Marvel ve Star Wars yapımlarını seviyorum. Eski içeriklerinin arasında izlemediğim çok şey var. İzleme listeme yüze yakın dizi ve film kaydettim. Hazır tatildeyken izleyebildiğim kadar izliyorum.
YanıtlaSilThe Favourite Disney'den izlediğim ilk yapım oldu. Zaten izlemek istiyordum, karşıma çıkınca kaçırmadım. Senin yazdığın yapımları daha önce duymamıştım. Onlara da bakacağım. Ara ara izlediklerini böyle yazarsan bize fikir vermiş olursun. Ben çok film izledim. Vakit bulduğum zaman onları yazacağım.
Ooo, bir de yeni eklenecekleri düşünürsek sana uzuun bir süre yeter platformun içerikleri :) Mutlaka yazacağım. Böyle küçük küçük yorumlardan oluşan derlemeler iyi fikir veriyor, ben de diğer bloglarda okumayı seviyorum :) Çok teşekkür ederim yorum içim.
SilKızım nedense bu kanalı hiç sevemedi Nickelodeon ve kika izliyor ☺️
YanıtlaSilSon dönemlerinde kanalın kalite anlamında düşüşte olduğu çok konuşuluyordu zaten. Anlıyorum kızını :)
SilOnly Murders in the Building sıkça karşıma çıkan dizilerden, platforma üye olur olmaz izlerim herhalde :)
YanıtlaSil