Genel Durum Değerlendirmesi - vulnicure

26 Eylül 2022 Pazartesi

Genel Durum Değerlendirmesi


Geçenlerde burada paylaştığım kişisel yazıdan beri kendimi toparlamaya çalışıyorum. Aslında hislerimin bir bozuk plak gibi kafamda dönüp durmasından yorulmuştum. Her şey karmaşıktı. Kağıtlar, telefonumun notlar bölümü, blog taslakları, kafamdan geçenler... Hepsi dolu doluydu ancak bir türlü cümleler oluşmuyordu, kelime grupları sayıklama şeklinde bir araya geliyordu sanki. O cümleleri kurduktan sonra kendimi biraz daha rahatlamış hissettim.

O yazıda çok pesimist bir tablo çizdiğimi şimdi kendim de görüyorum. Bu tablodan imzamı silemiyorum ama umutsuz değilim. Çabalıyorum. Anlamlandırmak, sevmek, keyif almak için çabalıyorum.

Öncelikle, okulum açıldı. Geçen sene bırakma aşamasında olduğum okulum bu sene çok güzel başladı benim için. İlk haftanın tekrarlarını yaptım, gelecek dersler için hazırlık yaptım. Bu sene için hevesliyim. Okulun hayatımın merkezini kaplayan bir meşguliyet hissini beraberinde getirmesi de iyi oldu, hayatımın direksiyonunu elime almışım gibi hissediyorum. 

Bu sene bir sürü seçmeli dil dersi açıldı, hatta ben de o heyecanla Korece dersi aldım. Pandemi zamanında kendi kendime Kore alfabesini, bazı basit kelimeler ile konuşma kalıplarını öğrenmiştim ancak devamını getirememiştim. Aradan çok da uzun zaman geçmediği için bunun çok iyi bir fırsat olacağını düşündüm ancak dersi seçtikten sonra ders programıma bakınca kendi bölümümden zorunlu iki dersle çakıştığını gördüm, büyük hayal kırıklığına uğradım. Öğrenci işleri, danışman ve dersin hocası arasında e-posta aracılığıyla mekik dokuduktan sonra bir türlü programıma uyduramayınca maalesef içim kan ağlayarak dersi bırakmak zorunda kaldım. Benim için böylesine ilgi duyduğum bir kültürün dilini okulumda öğrenmek büyük bir şans olacaktı ancak kısmet değilmiş, önümüzdeki dönem şansımı tekrar deneyeceğim. Yine de bu kısa süren heyecan bana ikinci bir yabancı dil öğrenme konusunda tekrar heves verdi diyebilirim. Üniversitenin ilk yılında Ukraynaca öğrenmeye başlamıştım ancak çok iyi giden ve bana Rusça öğrenmenin yolunu açan bu macera, pandemi patlak verince kursun kapanması ile sona ermişti. Yine aynı sene Fransız Kültür Merkezi'nden Fransızca kursuna da yazılmıştım ancak o kurs yalnızca 1 haftada Fransızca hevesimi tamamen söndürmüş ve bana yetmişti. Bundan sonra Fransa'ya yaşamaya gitsem bile Fransızca öğrenmek ister miyim, emin değilim.  Pandemide evde boş geçen zamanları doldurmak adına Almancaya da bolca çalıştım ama lisede öğrendiğimiz düzeyin çok da üstüne çıkabildiğimi söyleyemeyeceğim. Avrupa dillerini seviyorum, evet, ama yapıları öyle karışık ki sürekli kullanmadığınız sürece unutuyorsunuz. Hayatımda bu kadar yer edinmiş bir dil olmasa İngilizceyi bile öğrenebileceğimi sanmıyorum. Doğu dilleri bu konuda biraz daha cazip, özellikle Japonca ve Korece gibi diller sanılanın aksine Türkçe ile aynı dil ailesinden gelmese dahi sözdizimleri büyük benzerlik gösterdiği ve Avrupai dillerin zorlayan kurallarını barındırmadıkları için ana dili Türkçe olanlara daha çok hitap ediyorlar. Gerçi benim doğu dillerinin kullanıldığı medyaya büyük ilgi göstermem de bu konuda bana etki ediyor olabilir. Her neyse, derslerim ve çalışma düzenim oturduktan sonra bu konunun üstünde durmak istiyorum. Yaşım ilerledikçe dil öğrenme kabiliyetim yavaşlıyor ve bu iyice ilerlemeden bir yabancı dili daha kapmak istiyorum. 

Okulun açılmasıyla daha düzenli bir hayata otomatik geçiş yaptım. Erken uyanıyorum, erken uykum geliyor. Sanırım sağlıklı bir uyku düzeni oluşturabildim kendime. Günlük adım hedeflerim hep fazlasıyla tamamlanıyor, daha aktif yaşamaya çalışıyorum. Beden algımı bozup kalori hesaplamalarıyla aklımı oynatmak istemediğim için diyetten çok normal beslenmeye çalışıyorum. Bir anda her şeyi kesmek istemediğim için arada kaçamak da yapıyorum, yavaşça tam bir düzen oturtmaya çalışıyorum.

Film izliyorum bolca. Tam bir Türkçe karşılığı var mı emin değilim ama chick flick olarak geçen türe sarmış durumdayım. Bu tarz modern peri masalları bana kendimi iyi hissettiriyor, ruhsal olarak kötü bir döneme için daha güzel bir tür seçemezdim sanırım. İzlediklerim hakkında toplu bir yazı hazırlıyorum. Elimden geldiğince sinemaya gitmeye çalışıyorum. Bu aralar hem sinemaların hem de Fransız Kültür gibi yerlerin müthiş seçkileri var, çok uygun fiyata harika filmler yayınlanıyor. Saatlerim vs. uyuşamayınca gidemiyorum tabii ama kendim gidemezsem başkalarını ikna etmeye çalışıyorum. 

Müzik olarak geçenlerde Moonage Daydream adlı David Bowie belgeselini izlediğimden beri Bowie'yi dinliyorum. Taylor Swift var bir de, her gün kulaklığım ya da hoparlörümden folklore albümünden bir şeyler duyuluyor. 2020'de bana hiç etki etmeyen bu albüm bu sene soundtrackime dönüştü desem abartmış sayılmam sanırım. Bunlar dışında tam anlamıyla Spotify playlistleri insanına dönüştüm, albümler yerine hep Daily Mix listelerini dinliyorum.

Koca bir yaz pasajlar ve birkaç bölüm okuduktan sonra raflara kalkan kitaplarla geçtikten sonra okul ile tekrar kitap okumaya başladım. Bu konuda odak süremin ne kadar azaldığını fark ettim, onu toparlamaya çalışıyorum.

Gezmeye çalışıyorum. Tepe bayır yürüyüp bilmediğim yerleri öğrenmeye çalışıyorum. Ama ekonomi bu konuda çok yardımcı olmuyor, kiminle görüşsem konu istemsizce hayat pahalılığına geliyor. Hayatımda ilk defa ay sonuna para yetiştirme derdi yaşamaya başladım, bu sene KYK kredisine başvurmayı düşünüyorum. Okul kitaplarını zar zor alabiliyorum. Yine de ben şanslı olanlardanım, bunu çok iyi biliyorum.

Biraz da bloguma dair planlarımdan bahsedeyim. Kış ve bahar aylarında kendi kendime bir yazı düzeni oturtmuş ve uzun süre de bu sisteme sadık kalmıştım. O zamanları evde geçirdiğim için bu sistem beni zorlamamıştı, hatta biriktirme imkanı bulduğum stok yazılar yoğun dönemlerimde bile beni idare etmişti. Şimdi okul ve sosyalleşme derken bloga o dönemki gibi fazla içerik hazırlayamayacağımı biliyorum, ben de kendime biraz daha şefkatli ve anlayışlı yaklaşmak istiyorum. Kafamda ve taslaklarımda bazı farklı fikirler var, onları hayata geçirmeye çalışacağım ancak onun dışında kendimi ön plana alarak ilerlemeye devam edeceğim. 

Taslaklarda beni bekleyen bir sürü yazı var, onları yavaştan tamamlamaya başlayacağım. Bütün yıl sürdürme konusunda kendime söz verdiğim bir aylık k-pop gündemi yazı dizim vardı mesela. Şimdilerde bu yazı dizisinde gerilerde kaldım ancak derslerim yoğunlaşmadan onları güncele getirip bu yıl bitirmek istiyorum. Ancak ne gelecek sene, ne de bir daha asla böyle bir işe kalkışmayı düşünmüyorum. Müzik dinlemeyi, dinlediklerimden bahsetmeyi ve hatta popüler kültürde olan biteni konuşmayı çok sevsem de bu ilgi alanlarımı buraya daha sürdürülebilir formlarda taşımayı düşünüyorum. Bu konuda da birkaç fikrim var gibi. Blogları Canlandırma Projesi'nde de aynı şekilde geride kaldım ancak neyse ki oradaki blog komşularım çok anlayışlılar, geç olsun güç olmasın diye yaklaşıyorlar. Bugün projenin ağustos ve eylül ayları için yazı fikirlerimi seçeceğim. Bir de Instagram'da bir şekilde aktifleşmek istiyorum, ekim ayıyla beraber hedeflerimden biri bu. Bu konuda nasıl bir yönde ilerlemem gerektiğini pek bilmiyorum ama deneyip göreceğim.


Son olarak bu ay çok değerli bir arkadaşım blog dünyasına katıldı. Ben kendisinin blog dışı yazılarını okuma şansını önceden yakaladığım için burada ısınma turlarını tamamlayınca çok keyifli işler çıkartacağını düşünüyorum. Blogspot'un Taş Devri esintili arayüzüne alışmak zor, biliyorum, ama umarım canım arkadaşım o eşsiz üslubundan bizleri burada mahrum bırakmaz.

Kendisinin bloguna gitmek için bu linke tıklayabilirsiniz.

15 yorum:

  1. Kendi adına güzel bir düzen yapmışsın ve birçok şeyin kafanda netleşip oturduğu görülüyor. Okula başlamak rutinlerini düzenlemene yardımcı olmuş gibi, rutinleri severim, rutinler candır. :)
    Arkadaşını da takibe alıyorum hemen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraya da yansımışsa bir şeyler başarmışım demek :) Tamamen bağlı kalmak güzel olmasa da evet, rutinler candır :)

      Çok teşekkürler :)

      Sil
  2. arkadaşını okumuştum sende yorumunu görüp de aktif olur inşallah hadi :) bowie yaa major tom o :) changes şarkısı çok güzel :) uzak doğu dilleri öğren sen de :) oley bu yıl okulu sevmen iyi bişey, severek yapmak bişeyi, hadi hadi daha iyi olsun keyfin dua ediciğim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eveet, umarım aramıza tamamen katılır, heyecanla o günü bekliyorum. Changes süper şarkı cidden ama aklıma hemen Shrek geliyor :)
      Çok teşekkür ederim Deep, beni mutlu ettin bu güzel dileklerinlee :) Sen de yaptığın yapacağın her şeyi hep severek halledersin umarım :)

      Sil
  3. Yeni dönemde kolaylıklar dilerim. Korece bırakmak zorunda olman kötüymüş. Benim de bir Japonca bir Koreceye ilgim var. Anlaşılması daha kolay diller gerçekten. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, gerçekten üzücü oldu ama olsun artık, belki gelecek döneme. İkisi de insanı içine çeken çok keyifli diller, yapboz yapmak gibi onları çözmeye çalışmak :)

      Sil
  4. İnş her şey istediğin gibi olurr :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, bu güzel dileğin senin için de geçerli olur umarım :)

      Sil
  5. Çok sevindim, sanki bir üçlemenin devamını getirmişim gibi hissettim nedense yorumunu okuyunca :D Mutlu bir final olur umarım.

    Söylediklerin için çok teşekkürler. Tavsiyeni kesinlikle dikkate alacağımdan emin olabilirsin :) Bence de arada bir durup soluklanmak gerekli. Ve gerçekten rahatlayınca daha berrak görünüyor her şey, en azından adım atabileceğini anlıyorsun.

    Son kısım için ise ayrıca teşekkür etmeliyim :)) Böyle hissetmene çok sevindim, ben de aynı şekilde seni okurken çok keyifli hissediyorum. Neyse ki sen aralıklı yazmıyorsun :) Sana da kocaman sevgiler İlkay.

    YanıtlaSil
  6. Blogspot gittikçe çoraklaşıyor galiba. Sahiden geçmişe göre düşüş var herkeste ama bu sende daha iyi hissettiriyorsa hayırlısı olmuş demektir :) Yazmanın düşüncelerini berraklaştırdığı belli oluyor bence. Bazı yazılarının başında bir sorunsalı ele alıp sonunda onu çözüme ulaştırdığın bile oluyor :)

    Göreceğiz diyelim :)

    YanıtlaSil
  7. Ay bu yorumunu sonradan gördüm, tahmin ettiğim gibiymiş olay :D Bloglar niye böyle yaa? Daha önce ben de yaşamıştım böyle bir şey ama fark edince hemen silmiştim. Tabii ki okurum:))

    YanıtlaSil
  8. Umarım hedeflerine ve hayallerine bir bir ulaşırsın.

    YanıtlaSil
  9. Okul insanı düzene sokuyor. Ben öğrenci değil öğretmen olarak bu düzenin içindeyim. Tatilde mutlu olduğumu düşünürdüm, mutluydum da ama okulların açıldığına seviniyorum. Şimdi hayatımın her alanında daha düzenli ve planlı ilerliyorum.

    İnstagram hesabını buradan paylaşmış mıydın? Seni takip etmek isterim.

    Blogları Canlandırma Projesi'nde ben de çok geride kaldım. Bütün ayları tamamlamam çok zor ama elimden geldiğince yazmak istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru, ben de tatilde mutlu olduğumu düşündüm ama o da bir yere kadar. Eninde sonunda bir düzen oluşsun istiyorum.

      Instagram hesabım blogun sağ panelinde var. Oradan bakabilirsin. Ama takipleşiyoruz sanki biz, çok emin değilim :)

      BCP'nin konuları süper de bir kere ipi kaçırınca bir daha doğrulamıyoruz :)) Ben bu hafta yetiştirmeye çalışacağım eksiklerimi, umarım sen de yetişirsin.

      Sil

Görüşleriniz benim için çok değerli :)