Biraz Rom-Com, Biraz da Son Dönem Filmleri - vulnicure

26 Kasım 2022 Cumartesi

Biraz Rom-Com, Biraz da Son Dönem Filmleri

Do Revenge (2022)

Geçtiğimiz aylarda bolca film izledim, eylül sonlarına doğru romantik komedilere sardım. Bu macera Netflix'in 2022 yapımı Do Revenge'i ile başladı. Film gerek tiplemeleriyle gerekse kahramanların başına gelenler ve motivasyonlarıyla 90'lı yılların meşhur romantik komedilerine bir aşk mektubu niteliğinde göndermelerini yapıyordu ancak müzik seçimleri, günceli yakalayan dili ve estetiğiyle de buram buram 2022 kokuyordu. Şimdilerde 90'ların popülerleşmesi gibi gelecekte 2020'ler moda olursa Do Revenge'in dönemin chick flick temsilciliğini sırtlayacak işlerden olduğuna eminim. İnsanın içini ısıtan tatlı hikayesi, şaşırtmacaları ve muhteşem estetiğiyle ben bu filme bayıldım. 

Eh, bir kere o romantik komedi dozunu almıştım, artık dahası gerekiyordu. Ben de türün belki de en popüler filmi (500) Days of Summer ile devam ettim. 2009 yapımı bu filmi yüzlerce kez duymama rağmen izlememiştim, bitince bu kadar geç tanışmamızın en iyisi olduğunu düşünmeden edemedim. Bundan 5-6 yıl önceki Vulnicure'u düşünüyorum da, kendisi çok daha hayalperest ve mutlu soncu biriydi. Tahmin ediyorum ki kendisi Summer karakterine çok kızar, neden bu aşkı mahvettiniz diye söylenir dururdu. Ancak filmin başında da belirtildiği gibi bu filmin derdi bir aşk hikayesi anlatmak değil. Öyle çok süper, unutulmaz bir iş değil belki ama vermeye çalıştığı mesajı sevdim. Bazen birini sevdiğimizde onu gözümüzde öyle büyütüyoruz ki küçük, hatta kimi zaman kocaman gerçekleri göz ardı ediyoruz. Hisler her zaman karşılıklı olmaz, olamıyor işte. Birini seviyor olmak, karşı tarafın da eşit derecede sevgiyi diğerine verme yükümlülüğünü doğurmuyor. Filmdeki beklenti-gerçeklik sahnesi tüm bunları göstermesi açısından çok başarılıydı.

Soluğu yine türün kült örneklerinden 10 Things I Hate About You'da aldım. (500) Days of Summer'ı geç izlediğim için yaşadığım mutluluk burada tam tersi bir etki yarattı, şimdiye dek bunu nasıl  izlememişim diye söylenip durdum. 1999 yapımı film o kadar keyifli ve beklentilerimin üstünde çıktı ki izleyişimden geçen 1 aylık süreye rağmen sahnelerini düşünüp kendi kendime gülümsüyorum. Müzikleri, klişe denebilecek bir olay örgüsünü olabilecek en keyifli hâle getirerek sunuşu, oyuncuların müthiş performansı, 90'ların kendine has o atmosferi... Bu filmi ileride de tekrar tekrar izleyeceğime eminim.


Nope (2022)

Maalesef romantik komedilerle işim burada son buldu çünkü vizyonda dikkat çekici işler vardı, Jordan Peele'in 2022 yapımı son filmi Nope mesela. Son dönem korku sinemasının en fazla ilgi gören isimlerinden olan yönetmenin bu unvanını sonuna dek hak ettiğini bir kez daha görmüş oldum. Komedi unsurlarını Get Out ve Us’a kıyasla daha çok bulunduran film bunun dozajını çok iyi tutturuyordu. Daha ilk saniyelerde izleyicinin ilgisini tamamen topluyor ve merak unsurlarını bir an bile azaltmıyordu. Çok çok iyi görüntüleri, her biri yıldızlaşan küçük kadrosu ve iyi hikâyesiyle Nope benim bu yılki favorilerimden oldu.

Bir de George Miller'ın 2022 yapımı Three Thousand Years of Longing'ini sinemada canım arkadaşım Saye ile izleme fırsatı bulduk. Bu film için hiiiç sevmediğimiz bir dersi astık ve film her ne kadar ilk yarının ulaştığı zirve sonrası temposunu fazlasıyla düşürse de inanın bir saniye bile pişman olmadık. Sevgili Buraneros bu yazısında filmi öyle güzel anlatmış ki ben üstüne ekleyecek tek bir satır dahi bulamıyorum, yine de hem film hem de biricik arkadaşımla geçirdiğimiz vakit o kadar keyifliydi ki burada tarihe düşmezsem olmazdı.

Disney+‘ta karşıma çıkan 2022 yapımı Not Okay ise işinde ve sosyal ilişkiler kurmakta zorlanan dergi ekibi üyesi Danni'nin bir sosyal medya ünlüsünü etkilemek için Paris'e tatile gitmiş gibi davranmasını konu ediniyor. Fotoğraf düzenleme becerileri de olan Danni yazarlık kampına davet almış gibi davranarak iş yerinden izin alıyor ve evindeyken kendini Paris'te gibi gösteren fotoğraflar hazırlıyor, bunları Instagram üzerinden paylaşıyor. Beklediği oluyor ve ilgi çekiyor ancak asıl olay kendisinin tam da son paylaştığı fotoğrafın bulunduğu meydanda dakikalar sonra patlama yaşanmasıyla oluyor. Danni'yi tanıyan tanımayan herkes ona destek mesajları gönderip sağlık durumunu sorunca Danni bir terörist saldırısından sağ kurtulmuş gibi davranarak yalanını sürdürmeye karar veriyor. Konusuyla beni şaşırtan filmi bu gibi saldırıların kurbanlarına saygısızlık etmeden derdini anlatmayı başardığı için sevdim. Zayıflıkları ve temposunun düştüğü anlar sıkça olsa da ilgi çekici konusu ve genç oyuncu Mia Isaac’in başarılı oyunculuğu filmi sırtlıyordu.

Hep sevdiğim filmleri anlattım, son olarak sevmediğim bir filmden bahsedeyim. Andrew Dominik'in Marilyn Monroe'nun hayatını konu edinen 2022 yapımı filmi Blonde, izleyicinin sınırlarını ve sabrını fazlasıyla zorlayan bir yapımdı. Film, bu sene Kristen Stewart’ın Oscar adaylığı aldığı 2021 yapımı Spencer gibi hikâyesini anlattığı ünlüye kurgusal ve hatta spekülatif bir senaryoyla yaklaşıyordu. Ancak Spencer bunu çok daha saygılı, konu edindiği ünlüye derinlik ve değer katmak isteyen bir dille yaparken Blonde bu toplara hiç girmiyor, hatta saygısızlık ediyordu. Eminim herkesin bir sanat eseri karşısında “Sanat bu mu şimdi?” diye kendince söylendiği zamanlar olmuştur, Blonde bana bunu en net şekilde hissettiren filmlerden biri oldu. Sinematografisinde ve sahne düzenlemelerinde yer yer güzel anlar olsa da film kopuk, zor ve rahatsız ediciydi. Zaten bir türlü ciddiye alınamayan Marilyn’i bir insandan çok kendi kendine yetemeyen pasif bir obje olarak görüyor, mizojiniyi sözde eleştirmeye çalışırken bizzat kendisi bir mizojini örneğine dönüşüyordu. Filmdeki “konuşan fetüs” sahnesine değinmek bile istemiyorum, son zamanlarda gördüğüm en kötü anlardan biriydi. Ana de Armas’ı Blade Runner 2049 ve Knives Out’ta izleyip çok seven biri olarak onun Marilyn Monroe’ya getireceği yorum için çok heyecanlıydım, bu film de bu yıla dair en merak ettiğim işlerdendi. Sonuç ise kocaman bir hayal kırıklığı, üstüne de 3 saat süren ızdıraplı bir izleme tecrübesi oldu.

12 yorum:

  1. Keyifle okuyordum yazıyı, biraz da hayranlıkla, hatta bizim blog dünyamızda ne güzel gençler var diye gururlanıyordum da... Derken adımı gördüm, e kasıldım tabii ki:) Çok teşekkür ederim, kasılmamdan bağımsız olarak da çok olgun ve enfes bir yazıydı!

    Her zamanki gibi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl ben teşekkür ederim, yine hak etmediğim derecede iltifatlar etmişsiniz :)) Keşke daha da genç olsa aramızda. 10 yıl önce de en küçükler arasındaydım, 1-2 istisna dışında yine öyleyim. :D

      Sizin o film yazınızın lezzeti hala damağımda gerçekten. Filmden daha lezizdi hatta :)

      Sil
  2. Filmler hakkındaki yazılarını okumayı da çok özlemişim, yine harika bir yazı olmuş. Ben de geçen yaz, sıcağın beni en çok bunalttığı saatlerde, ne yapsam diye düşünürken uzun zamandır izlemek istediğim filmi, 500 Days of Summer'ı izlemiştim. Filme başlarken hiçbir beklentim yoktu ama bittiğinde kendime notlar düştüğümü hatırlıyorum :)

    Ayy, o gün! Ne güzeldi ama :) Yazını okurken böyle bir şey ile karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. O paragrafa geldiğimde yüzümde oluşan gülümsemeyi görmen lazımdı ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederiim :) Demek sen de yakın zamanda izledin o filmi. Bu hafta seni o film notları hakkında darlayabilirim, hazırlıklı ol :)

      Sahiden güzel bir gündü. O dersin bizde yaşattığı güncel hüsranı düşününce iyi yapmışız diyorum kendi kendime. Seni güldürebildiysem ne mutlu banaa :)

      Sil
  3. Öncelikle Do Revenge ve Not Okay'ı izlemek isterim. Eski romantik filmleri izlemiştim ama aklımda kalmamışlar. 500 Days of Summer'ı iki kez izlememe rağmen aklımda yine de kalmaması meraka şayan. Nope'ta Peele'yi önceki filmlerden farklı bir kulvarda gördüm. Diğer filmlerine oranla konusu daha hafifti. Bundan sonra ondan nasıl bir iş gelecek merak içindeyim :) Blonde'u izlemeyi hiç istemiyorum. Umarım ödül listelerinde adı geçmez de izlemek zorunda kalmam... Amerikan Bağımsız filmlerinin ödül adayı listelerinde Bodies Bodies Bodies'in ismine rastladım. İzlemeyi düşünüyordun diye yazdım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisini de tavsiye ederim, Do Revenge çok keyifli bir filmdi :) 500 Days of Summer daha çok kilit noktalarıyla akılda kalıyor bence. Jordan Peele'in elinden çıkacak her işi merakla bekliyorum ben de. Son dönemin en iyi isimlerinden.

      Blonde yerden yere vurulduğu için ödül listelerinde görmeyiz diye düşünüyorum ama bu işlerden pek anlamam. Umarım aday olmaz gerçekten. Bodies Bodies Bodies'i de bir türlü izleyemedim ya. Hatırlattığın için çok teşekkürler. Şu haftayı atlatınca izlenecek 100 filmim falan var sanırım :D

      Sil
  4. ay yaa blonde çok kötüydü vallahi marilyn adına utanadım, do revenge izlemedim uyar saool :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sahiden fenaydı ya, hatırladıkça sinirim bozuluyor. Marilyn çok daha iyilerini hak ediyor. Do Revenge'i çok seversin bence sen :)

      Sil
  5. Bana romantik komedilerle gel Vulnicure :-)

    10 Things I Hate About You aşırı iyi bir film. Oyunculrın gençliği, sevimliliği, I Love You Baby sahnesi müthiş. Ben de çok sevmiştim.

    (500) Days of Summer'ı çıktığı dönemde izlemiştim. Onun da dans sahnesini çok severim. Bu arada iki filmde de oynayan Joseph Gordon-Levitt favori oyuncularımdan biri. Keşke daha çok romantik komedide oynasa.

    Do Revenge'i ilk senden duydum. Beğendiğin için hemen listeme ekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamdır, not alındı :)) Joseph Gordon-Levitt'e bayılıyorum ben de. Ekranlara çok yakışıyor. Do Revenge'i izlersen umarım seversin, o da çok eğlenceliydi.

      Sil
  6. 500 Days of Summer severim hatta bende ilginç bir yeri de vardır. Ama en bi çok sevdiğim 10 Things I Hate About You.❤️ Artık kendi kategorisinde kült oldu diyebiliriz bence.
    Blonde ve özellikle de Spencer merak ettiklerimden ama bu yazıdan sonra Blonde'u izlemem belki de. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de favorim o <3 Blonde önerebileceğim bir film değil maalesef :( Spencer'ı tavsiye ederim ama. Çok sevmiştim.

      Sil

Görüşleriniz benim için çok değerli :)