Özgün adı: Animal Farm
Yazarı: George Orwell
Çeviren: Celal Üster
Sayfa sayısı: 152
Yayınevi: Can Yayınları
Fiyatı: 13 TL
Hayvan Çiftliği'nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yoldan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. (arka kapaktan)
YORUMUM:
Hikayemiz Koca Reis adlı herkesin saygı duyduğu yaşlı bir domuzun diğer hayvanlara zulmeden insanlara karşı birlik olup ayaklanmalarını söylemesiyle başlıyor. Koca Reis, hayvanlara İngiltere'nin Hayvanları marşını öğretiyor, hayvanların eşitlik içinde yaşayacağı bir dünyadan bahsediyor ve kısa bir müddet sonra da ölüyor. Bu olaydan sonra hayvanlar da ayaklanma için hazırlanmaya başlarlar ve günü geldiğinde çiftlik sahibi Bay Jones'a karşı ayaklanırlar. Bu işte başarılı da olurlar. Beylik Çiftliği, artık Hayvan Çiftliği olmuştur.
Çiftliğin en akıllı iki hayvanı Napoléon ve Snowball'dur. Napoléon, Joseph Stalin'i açıkça temsil ediyor. Snowball da Lev Troçki'yi. Snowball ve Napoléon her olayda daima atışırlar. Snowball, fikirleriyle ve yaratıcılığıyla daha iyi bir domuzdur. Çiftlikteki hayvanlar onu daha fazla sever. Bu iki domuz okuma yazmayı öğrenip çiftlikte bir duvara belirledikleri 7 emri yazar. Bunlar:
1) İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.
2) Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.
3) Hiçbir hayvan giysi giymeyecek.
4) Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.
5) Hiçbir hayvan içki içmeyecek.
6) Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.
7) Bütün hayvanlar eşittir.
Bu emirler kabul edilirken yaşanan coşkuya rağmen hayvanlar, emirlerin zamanla belleklerinde ve duvarda değişeceğini düşünemezler.
Hayvanlar, artık insanları değil kendilerini doyuracakları için eskisinden daha fazla ama daha mutlu çalışırlar. Sürekli yeni fikirler olur, Napoléon ve Snowball tartışır. Bir gün Snowball'un yel değirmeni fikri ortaya atılır ve hayvanların hepsi de bunu ister. Buna karşı olan Napoléon, özel olarak eğittiği köpekleri Snowball'un üstüne salar ve Snowball çiftlikten sürülmüş olur.
Zamanla çiftlik Napoléon'un diktatörlüğü altına girer. Hayvanların belleği ve çok iyi bir konuşmacı olan domuz Squaler'ın sözleriyle hayvanlar hala huzur içinde yaşadıklarını düşünürler. Ama durum aslında "Bütün hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir." olarak değiştirilen kuraldan ibarettir.
Çok çarpıcı bir kara mizah, politik eleştiri kitabı olduğunu düşünüyorum kitabın. Zamanla domuzların insanların yaptıkları şeyleri yapması ve insanlardan daha baskıcı ve kötü bir iktidar oluşturması da pek çok şeyi açıklıyor. Hayvancılık ve hayvan eşitliği görüşü tamamen kalkmıştır, artık her şey "Napoléon ne derse odur."culuktan ibarettir. "Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı." diyerek biten kitap, masal gibi başladı ancak masal gibi bitmedi.
Özellikle Stalin zamanını anlattığı belli kitabın, fabl diyebileceğimiz bir şekilde. Ancak aslında zeki ama kötü bir şekilde hırslı kimselerin yapabilme olasılığı olan bir şeyden bahsediyor. Bir dünya görüşünden bahsediyor, pek de yabancı olmadığımız bir şeyden bahsediyor. Böyle kişiler iktidarı alırsa, eşitliğin ve özgürlüğün bir hayalden ibaretten olduğunu da gösteriyor. Herkesin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri Hayvan Çiftliği.
Sadece son olarak kitapla değil çevirmen Celal Üster'le alakalı bir husustan bahsetmek istiyorum. Celal Üster, çok iyi bir çevirmen. George Orwell'ın akıcı ve yalın ama çok anlamlı kalemini bize çok iyi yansıttığını da söylemek istiyorum. Sadece keşke kitaba hazırladığı önsözde kitabın sonunu söylemeseydi.
PUANIM:
Bu sene okuduğum bu kitabı ben de çok beğendim. Hatta neden daha önce okumamışım ki dedim. Bu arada yan tarafta Bin Muhteşem Güneş'i okuduğunuzu gördüm. o da çok güzel bir kitaptır. Beğeneceğinize eminim. İyi okumalar.
YanıtlaSilAynı şeyi ben de hissettim. Herkes Bin Muhteşem Güneş'i çok methediyordu, bakalım nasılmış.Teşekkür ederim.
SilSürekli kitap okuyan insanlara her zaman hayranım... :) Helal olsun size :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, yorumunuz beni çok mutlu etti :)
SilÖn söz konusunda haklısın, kitabın sonundan bahsetmesi garip olmuş. Neyse ki benim ön sözleri kitaptan sonra okumak gibi bir alışkanlığım var. Ama dediğin gibi çevirisine ben de hayran kaldım.. :')
YanıtlaSilBu kitaptan beri benim de var:/
SilMerhabalar,
YanıtlaSilDistopik romanlarıyla ünlenen İngiliz Yazar George Orwell'ın "Hayvan Çiftliği" romanından altını çizdiğim 20 muhteşem alıntıyı izniniz olursa sizinle de paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/george-orwellin-hayvan-ciftligi-romanindan-20-etkileyici-alinti/
Güzel okumalar dilerim,
edebiyatla ve sağlıcakla kalın.