Şubat Ayında Kitap Kuşu - vulnicure

28 Şubat 2016 Pazar

Şubat Ayında Kitap Kuşu

Merhaba,
Eskiden ay ay neler yaptığımı yazardım, yine yapsam ileride baktığımda daha iyi olur diye düşündüm ve tekrar böyle bir yazı dizisine başladım.
Çok uzatmadan başlayayım.


Bu ay üç kitap okumuşum: George R. R. Martin - Kılıçların Fırtınası Kısım 1, Jean-Jacques Rousseau - Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev ve Truman Capote - Tiffany'de Kahvaltı. Kesinlikle az ancak son zamanlardaki kitap okuma alışkanlıklarım doğrultusunda ne yazık ki eh bile diyebilirim. Üç kitap hakkında da genelde olumlu yorumlar yapmışım ancak favorim Tiffany'de Kahvaltı. Okuyalı birkaç gün olmasına rağmen üzerimde etkisini hissediyorum hala... Düşüncelerimi okumak isterseniz linki yukarıda zaten. Kitaptan güzel bir alıntıyı da şuraya bırakayım: "Kalbini bir yabaniye vermemelisin: Onları ne kadar çok seversen, onlar o kadar kuvvetlenirler. En sonunda ormana kaçacak kuvveti kazanırlar. Ya da bir ağacın en tepedeki dalına uçarlar. Sonra daha yüksek bir ağaca. Sonun bu olur Bay Bell. Eğer kendini yabanıl bir şeye kaptırırsan, sonunda gökyüzüne bakakalırsın."


Amy (2015)
Bu ay sekiz tane film izlemişim:
1) Iron Man 3 (2013)
2) Thor: The Dark World (2013)
3) Captain America: The Winter Soldier (2014)
4) Amy (2015)
5) The Revenant (2015)
6) Deadpool (2016)
7) Breakfast at Tiffany's (1961)
8) Mustang (2015)
Bu sekiz filmden Breakfast at Tiffany's'i daha önce izlemiştim, yani yedi de diyebiliriz. En sevdiklerim Amy ve Deadpool oldu. Yorumlarıma bakmak için linklere tıklayabilirsiniz.


Dolmabahçe Sarayı'ndan
IMDb'ye göre herhangi bir diziden tek bir bölüm bile izlememişim. Tiyatro evime üç dakikalık mesafede olmasına rağmen bu ay hiçbir oyunu izlemedim. Aynı şekilde sergiler, festivaller, etkinliklerle dolu bir ay olmasına rağmen bir tanesine kalkıp gitmedim. Davet aldıklarıma bile. Biraz durgundum da aslında, pek içimden gelmedi herhalde. Yaptığım en güzel şeyler hafta sonunda yürüyüşe gittiğim zamanlar oldu şimdi düşününce. Keşke daha çok doğayla iç içe alan olsa da her gün biraz gidebilsem. Konuyu da dağıttım :)

Last.fm'e göre de bu ay en çok Nancy Sinatra yorumuyla Bang Bang (My Baby Shot Me Down)'ı dinlemişim. Çok şaşırdım buna sahiden, ne ara o kadar dinlemişim acaba. Bu arada son zamanlarda yeni şarkılar keşfetmeye çalışıyorum, önerileriniz varsa alırım.

Blogumdan bahsedersek de bu ay on üç yayın paylaşmışım, bununla beraber on dört olacak. -Sonradan düzenleme: on beş oldu.- Bu da fena değil, çünkü burayı artık daha sık kullanmak istiyorum. Tasarımda yazı tipini değiştirmek gibi ufak bir iki değişikliğe gittim. Böyle daha hoş görünüyor gözüme, umarım sizler için de aynısı geçerlidir :) Önümüzdeki günlerde vakit ayırıp şu bembeyazlığa bir son vereceğimi de belirteyim.

Daha neyden bahsedebilirim bilemedim, sanırım benden bu kadar. Not düşeyim: bildiğiniz üzere bu gece Academy Ödülleri var, eğer Digiturk abonesiyseniz birinci kanalda izleyebilirsiniz. Değilseniz internette de yayınlanacak.

4 yorum:

  1. Mustang'i ben de merak ediyorum. Mimlendin bu arada :) http://dreamlandgunlukleri.blogspot.com.tr/2016/02/mim-9-kisisel-blog-yazarlar-ne-dusunuyor.html

    YanıtlaSil
  2. Ne tesadüf bu ay ben de Bang Bang'i sık sık dinledim. Onu da remixini de çok seviyorum.

    Dünya Tiyatrolar Günü mart ayında. Bu nedenle mart ayında en azından bir oyun izlemeni diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Remixini hiç dinlemedim ben, dinleyeyim :)

      Çok iyi bir hatırlatma oldu. Yanlış hatırlamıyorsam ücretsiz oluyor o gün. Umarım sen de izlersin.

      Sil

Görüşleriniz benim için çok değerli :)