Batman Part 2: Christopher Nolan ve The Dark Knight

Batman Forever (1995) ve Batman & Robin'in (1997) uyandırdığı büyük hayal kırıklığından sonra Warner Bros., 2003'te yeni Batman filmini Christopher Nolan'a emanet etti. Eleştirel açıdan en beğenilen filmler de tartışmasız bir şekilde Nolan'ın bu üçlemesi oldu. Kendisi gerçekçiliği esas alarak daha karanlık, daha gerçek ve daha dramatik bir üçleme yaratmaya çalıştı. Nitekim oldu da. Diğer filmlerde Bruce Wayne'den ziyade kötü karakterlere yoğunlaşıldığı kanısında olduklarından bu üçlemede Bruce'a yoğunlaşıldı. -Yine de The Dark Knight filminde Joker ön plana çıktı-

Batman Begins'te küçük yaşında anne ve babası gözleri önünde öldürülen Bruce Wayne'in yaşamındaki birtakım olaylardan sonra Batman olması anlatılıyordu. Ele alınan tema da korkuydu. Kötü olarak karşımıza Scarecrow çıkıyordu.

The Dark Knight'ta Batman'in baş düşmanı Joker çıkıyordu ve kaos üstüne kaos yaratıyordu, bundan bir süre sonra da Two-Face bir başka kötü olarak ekranlara geliyordu.

The Dark Knight Rises'ta ise 8 yıllık acı dolu bir aradan sonra Bane'in ortaya çıkışıyla geri dönen Batman anlatılıyordu.

Christian Bale: Bruce Wayne/Batman

İlk olarak Bruce olarak Christian Bale hakkındaki düşüncelerimi söylemek istiyorum. Ben Christian Bale'e bayılıyorum. Fakat... Üçlemede asla kötü bir oyunculuk sergilediğini söylemiyorum, ama ne yazık ki ben kendisine baktığımda "Bruce Wayne işte bu!" diyemedim hiçbir zaman. Michael Keaton'dan daha başarılı bir performans sergilemesine rağmen benim için Bruce Wayne olarak Keaton'dan birkaç tık aşağıda. -Önceki yazımda belirttiğim üzere favorim Ben Affleck-  Bale, özellikle üçlemenin ilk filminde muhteşem bir oyuncu olduğunu bir kez daha kanıtladı. Zaten dediğim gibi asla kötü bir oyuncu değildi.

Heath Ledger: Joker

Bir karakter düşünün ki, o çok sevilen, filmde kendisine yoğunlaşılacağı söylenen başkarakteri tamamen sollasın. Heath Ledger ilk defa bu rolü aldığında Jack Nicholson'ın unutulmaz Joker performansının üzerine batırır düşüncesi hâkimdi etrafta. Fragman düştüğündeyse Heath Ledger, öncelikle herkeste küçük çaplı bir şok yarattı. Sonra ne yazık ki 2008 yılının başlarında gencecik yaşında hayatını kaybetti. Sonuç olaraksa karakterine kendisini tamamen vermiş, inanılmaz bir Joker olmuştu. Joker acımasız, dengesiz bir psikopat ve böylesine zor bir karakterle Heath Ledger bence bütünleşmişti. Jack Nicholson'ın Joker'iyle bu Joker epey farklı, ama bilindiği üzere çizgi romanlara bu Joker daha uygun. Her açıdan en beğenilen film bu oldu ve şu an IMDb'nin en beğenilen 250 film listesinde 4. sırada. Benim de en sevdiğim film The Dark Knight.

Son film The Dark Knight Rises kurgu olarak beni en sarmayan film olabilir. Ama beni en çok geren film de oydu. Bir süper kahraman filminde ilk kez "Acaba?" demiştim ve üzülmüştüm.

Bu üçlemenin gerçekçi ve karanlık havasına gelirsek... Efektlerden olabildiğince uzak duruluyor ve bu konuda tartışmasız çok büyük örnekler. Üç film de gerçekçilik temasından şaşmamaya çalışarak dramatik bir şeyler sunuyor. Sonuçta bir çizgi roman uyarlaması film olduğu için bu kadar gerçekçi olması uygun mu diye düşündürüyor filmler. "Why so serious?" dedirtiyor :) Tim Burton'ın Gotham'ını aratmıyor değil. Ama işte, Nolan gerçekçiliğinden asla taviz vermemiş.

Oyunculara söylenebilecek çok laf yok, gerçekten başarılılar. Ama karakterlerden Rachel Dawes'u her hatırladığımda sinirlenirim :) O karakteri bir türlü sevememiştim. "Ne alaka şimdi ya?" demiştim, üzgünüm ama hâlâ diyorum. Bir de The Dark Knight Rises'ın sonuna biraz bozulmuştum, bu da hiç değişmedi. Müzikler başlı başına olaydı.

Özet geçiyorum. Çok kaliteli üç film. The Dark Knight mükemmel, en sevdiğim filmlerden biri. Ancak özellikle sonuncusunu çok sevmiyorum ve her birinde de beğenmediğim noktalar var. Yine de Joel Schumacher'in "unutulmaz" iki Batman filminden sonra bu üç filme laf ettirmem...

"your anger gives you great power. but if you let it, it will destroy you." - batman begins (2005)

"it's not who you are underneath, it's what you do that defines you" - batman begins (2005)

"does it depress you, commissioner? to know just how alone you really are?" - the dark knight (2008)

"if you lose your faith in me, please keep your faith in people." - the dark knight (2008)

"as you know, madness is like gravity. all it takes is a little push." - the dark knight (2008)

"the world is cruel, and the only morality in a cruel world is chance." - the dark knight (2008)

Batman Begins (2005)
Yönetmen: Christopher Nolan
Senaryo: David S. Goyer, Christopher Nolan
Oyuncular: Christian Bale, Michael Caine, Liam Neeson, Katie Holmes, Gary Oldman, Cillian Murphy, Tom Wilkinson, Ken Watanabe, Linus Roache, Morgan Freeman, Colin McFarlane, Gerard Murphy, Rutger Hauer
Süresi: 140 dakika
IMDb puanı: 8,3
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri & İngiltere

The Dark Knight (2008)
Yönetmen: Christopher Nolan
Senaryo: Jonathan Nolan, Christopher Nolan, David S. Goyer
Oyuncular: Christian Bale, Heath Ledger, Aaron Eckhart, Michael Caine, Maggie Gyllenhall, Gary Oldman, Monique Gabriela Curnen, Ron Dean, Cillian Murphy, Chin Han, Eric Roberts
Süresi: 152 dakika
IMDb puanı: 9,0
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri & İngiltere

The Dark Knight Rises (2012)
Yönetmen: Christopher Nolan
Senaryo: Jonathan Nolan, Christopher Nolan, David S. Goyer
Oyuncular: Christian Bale, Gary Oldman, Tom Hardy, Joseph Gordon-Levitt, Anne Hathaway, Marion Cotillard, Morgan Freeman, Michael Caine, Matthew Modine, Alon Aboutboul
Süresi: 164 dakika
IMDb puanı: 8,5 
Ülke: Amerika Birleşik Devletleri & İngiltere

Üşenmezsem bu hafta sonu Batman v Superman yorumumu da sizlerle paylaşmayı planlıyorum.