Saçaklı'nın Not Defteri blogunda bence çok keyifli olan bu meydan okumayı yayınlamış birkaç gün öncesinde. Müdavimi olduğum bloglarda da görünce biraz da kendimi tutamayarak hemen yanıtlamak istedim. Umarım sonunu getirebilirim, yetişmek için 5. güne kadar hepsini yanıtlayacağım.
1) Müzik listenizdeki ilk 10 şarkıyı paylaşın. Dinlerken nasıl hissediyorsunuz?
Müzik listemi karışık çalarak karşıma çıkan 10 şarkıyı paylaşıyorum sizlerle.
1) Sia - Asrep Onosim: Bu şarkıyı dinlerken ne hissediyorum inanın ben de bilmiyorum. Dinlerseniz hak verirsiniz belki:p
2) Hans Zimmer & Junkie XL - Is She with You?: Müzik listeme yeni giren bir çalışma bu, Batman v Superman: Dawn of Justice filminden. Filme dair en güzel şeylerden biri çünkü bu müziğin girdiği sahnelere destansı bir hava katıyor. Beni de acayip havalara sokuyor doğrusu :)
3) Amy Winehouse - Valerie (BBC Radio, 2007): Dinlemeyi en çok sevdiğim versiyonu bu. Açtığım her seferinde farklı şeyler hissediyorum, rahmetli çok güzel söylemiş.
4) Sixto Rodriguez - Crucify Your Mind: İyi ki karşıma çıktı bu şarkı, uzun zamandır Rodriguez dinlemediğimi fark ettim. Kendisinin şarkı sözleri şiir, müziğiyse ilaç gibi. Bu şarkı da en sevdiklerimden biriydi.
5) Mia Doi Todd - Spring: Sözlerini bırakıyorum, nasıl hissettiğimi anlarsınız zaten :)
Break all my bones
I'll learn to walk again
Break all my bones
I'll learn to dance again
Here comes the springtime
April rains bring May blooms
Here comes the timechange
Green lawns and long afternoons
Wipe off all my charms
I'll learn to fly again
Wipe off all my charms
I'll learn to breathe underwater again
Here comes the springtime
Daffodils in Easter hats
Here comes the timechange
Spring forward, no more falling back
Laugh at all my dreams
I'll learn to see again
Laugh at all my dreams
I'll learn to hope and to try again
Here comes the springtime
Bare branches give birth to leaves
Here comes the timechange
Holding a new hand, grateful for the breeze
Still my swollen lips
I'll learn to speak again
Still my swollen lips
I'll learn to sing again
6) Maximo Park - Leave This Island: Dürüst olmak gerekirse bu şarkıyı dinlerken çok da bir şey hissetmiyorum. Sadece arada dinlediğim hoş bir şarkı olduğunu düşünüyorum :)
7) Franz Ferdinand - Stand on the Horizon: Franz Ferdinand en sevdiğim gruplardan, ama bu en sevdiğim şarkılarından biri değil. Güzel bir klibi var.
8) Yeah Yeah Yeahs - Date with the Night: Bu tarzda müziğe ilgi duymaya başladığımda ilk keşfettiğim şarkılardan biri buydu. Çok eğlenceli bir şarkı, artık eskisi kadar hoplayıp zıplamasam dahi..
9) MFÖ - Ali Desidero: Birden açılınca bu nereden çıktı şimdi dedim :D Çok eskiden eklemişim meğersem. Öncelikle bana nostaljik olarak güzel şeyler hatırlatmasının yanı sıra zamanının adeta ötesindeymiş. Sözleri ezberimde :)
10) FFS - Collaborations Don't Work: Çok garip, ironik ve de çok güzel bir şarkı bu. Bana çok keyif veriyor :)
2) Göbek adınız nedir? Sizin için önemini anlatabilir misiniz?
Göbek adım yok çünkü babam sağ olsun iki isimli olmuşum. Tamamını okuduğunuzda gerçekten kulağa komik gelen bir isim ve anlam karmaşası taşıyor gibi duruyor. Benim için bir önemi de yok, alıştım da. Herkesin bana hitap ettiği şekilde nüfustaki ikinci adımı kullanıyorum. Bence iki isimli insanlar belli bir yaşa geldiklerinde birini sildirme veya tutma konusunda seçim sahibi olmalı :/ Bazılarımız çok şanssız bu konuda.
3) Cüzdanınızda neler olduğunu bizimle paylaşın.
Cüzdanımda para, İstanbulkart, artık kullanılmayan kütüphane kartı, kredi kartı, üç tane fiş, tiyatro bileti, Watsons indirim kuponları, on kuruş topluluğu ve mağaza kartları var.
4) Kim veya ne olmadan yaşayamazsınız? Neden?
Aslında kesin olarak yaşayamam diyemiyorum çünkü illaki alışılacağı kanaatindeyim. Ama onlar olmadan yaşamaya adapte olmakta çok çok zorlanacağım kişiler başta annem olmak üzere ailem olur. Çünkü arkadaşlarımın yerini genel manada doldurmak kolay olsa da annemin yerini bir insan evladının dolduracağını sanmıyorum.
Herkes çok güzel cevaplar yazmış ama dürüst olmak gerekirse elektrik veya su olmayınca nevrim şaşıyor benim. Hatta sanırım bu ikisi olmazsa ben gerçekten yaşayamam.
5) Koleksiyonunu yaptığınız herhangi bir şey var mı?
6. sınıftan beri fiş ve bilet koleksiyonu yapıyorum. Girdiğim her filmin, gittiğim müzelerin ve fiş verilerek aldığım her şey koleksiyonumda duruyor şu an. İllaki alırım çünkü :) Fiş koleksiyonu mevzusu 6. sınıfta fiş biriktirme yarışmasına (?) katılmamdan alışkanlık oldu. Sonradan onların yanında da biletleri biriktirmeye başlamıştım. Bir de sayılırsa dergi koleksiyonum var, daha çocukluğumdan beri aldığım hepsi duruyor.
Elektrik ve su... Aynen kesinliklee, ikisi olmayınca hayat bir garip oluyor ya :D Listendeki şarkılara da bakacağım, yeni şarkılar keşfetmek gibisi yok ^,^
YanıtlaSilKeyifle dinlersin umarım :)
SilBilet konusunda yalnız değilmişim :) Takipçilerimin neredeyse tamamı biletlerini bir kenarda saklıyormuş. Güzel bir alışkanlık ama. Ben de çok seviyorum :)
YanıtlaSilAli Desidero ! :)
Çok güzel hem de :) Şimdi kaç zaman öncesinden gittiğim yerlerin/etkinliklerin biletlerini görmek beni çok mutlu ediyor.
SilGüzel bir etkinlik olmuş. Hatta ben de katılayım :-) Bloguma istediğim gibi yazamadığım şu günlerde yazma bahanem olur.
YanıtlaSilBen de liseden beri gittiğim sinema biletlerini saklıyordum ama sonradan o biletler fiş şekline dönüştü. O günden beri saklamıyorum. Tiyatro biletlerini saklarım ama. Ben de en az on yıllık Sinema, Empire, Total Film ve Cnbc-e dergilerini saklıyordum. Geçen sene evde çok yer kapladıkları sebebiyle eşimin ve annemin ısrarları sonucu artık saklamıyorum. En azından hepsini tekrar gözden geçirdim ve ilgimi çeken fotoğraf ve yazıları aldım diye seviniyorum :-)
Evet, ne güzel olur :)
Silİlginizi çeken yerleri saklamış olmanız da iyi en azından:)) Bazen ben de ailemden tepki çekiyorum bu konularda.